⚵41 - depresyon.

Start from the beginning
                                    

Alora, Hermione'nin söylediklerini yapması gerektiğini biliyordu. Ancak hiç içinden gelmiyordu. Kalbi gerçekten kırılmıştı, Harry'nin başkasıyla birlikte olduğunu düşünmek onu paramparça ediyordu.

Galiba Harry haklıydı, hisleri ilerledikçe daha çok kırılacaklardı. Bu yüzden her şeyin en başında buna bir son vermek istemiş olmalıydı.

Şaşırtıcı ama hayatında ilk kez ileri görüşlü davranmıştı.

"Kalk ayağa ve ortak salona in. Hadi." dedi Hermione ve arkasını dönüp odadan çıktı.

Yarım saat sonra onun peşinden Alora da gelmişti. Yeni duş aldığı için bakır saçları ıslaktı. Üzerinde kalın yeşil bir kazak ve siyah taytı vardı.

Onun geldiğini gören Hermione gururla gülümserken Harry'ye "Alora geliyor." demişti.

Harry duyduklarıyla anında Hermione'nin baktığı yöne dönerken Alora'nın gelişini izledi. Birkaç gündür onu adam akıllı göremiyordu, göremediği için de onun için endişeleniyordu.

Kızların yurt odalarına erkekler çıkamadığından ötürü de Harry onu görmek için odasına çıkamıyordu.

Derslerde kendisinden uzak oturuyor, Büyük Salon'da Ginny'nin yanında yemeğini yiyor, Harry'ye hiç yaklaşmıyordu.

Bunun Delilah ile ilgisi olduğunu fark etmişti. Alora'ya hislerinden kaçmak için ve aynı anda Alora'yı kendinden kaçırmak için Delilah'ı daha yakından tanımak istemişti ancak bu kaçışın böyle olacağını düşünmemişti Harry.

Alora duygularını bastırmak pahasına yanında kalır sanıyordu ancak ondan uzaklaşmıştı.

Harry bundan büyük bir rahatsızlık duyuyordu. Alora'nın yanında olmadığı günler onun için amaçsızdı, yokluğunu çok derinden hissediyordu.

Yalnızca onun anlayacağı şakaları bir durum olduğunda yapamıyordu, onunla gülüp konuşamıyordu, ona sarılamıyordu. Harry bir boşluğun ortasında yapayalnız duruyordu.

Bu yüzden onun yanlarına oturmasını hevesle beklerken Alora kendisinin yanındaki boş yer yerine Ron'un yanındaki boşluğa oturduğunda neye uğradığını şaşırarak ona tuhaf tuhaf baktı.

Ne zamandır birbirlerinden ayrı yerlere oturuyorlardı?

"Mağarandan çıkmaya karar verdin demek." dedi Ron ve Alora ona ters ters baktı. Ron sırıtmıştı.

"Beni çok özlediğini duydum Ronald, o yüzden biraz yüzümü göstereyim dedim."

Alora'nın kendisini yok saydığını düşünen Harry "Ben de özledim seni." diyerek dikkatini çekti. "Çıktın mı depresyonundan?"

Harry'nin konuşmasını duyunca kalbi burkuldu Alora'nın. Onu özlemişti, hem de çok. Ancak yaşadığı kırgınlık daha ağır bastığından öfkeliydi de.

"Çıkmadım, Harry." dedi. Sesi kulağa ters gelmişti.

"Tamam, sakin ol." Harry onu yatıştırmak ister gibi bakıyordu. "Sadece bir soru sordum, niye bu kadar terssin?"

"Nedenini bilmiyormuş gibi konuşma." diye homurdandı Alora. "Salak."

Harry kaşlarını çattı. "Nedeni düşündüğüm şeyse ters olmaya hakkın yok." dedi. "Biz ne konuştuk seninle?"

"Sen konuştun!" Alora hışımla ona döndü. "Benim konuşmama izin vermedin."

"Olması gerekeni yaptım. Eğer sen de üzerine düşeni yapsaydın her şey normale dönerdi!"

Alora sinirle gözlerini büyüttü. "Asıl sen üzerine düşeni yapsaydın her şey daha farklı olurdu." dedi. "Aptal çocuk, kıt beyinlisin ve kendi düşüncenden başkasını kabullenmiyorsun."

"Tamam, tamam." diyerek araya girdi Ron. Alora'nın Harry'ye hakaretlerini engellemek istemişti. Nihayetinde Harry en yakın arkadaşıydı ve Alora'nın böyle konuşmasını hoş bulmamıştı. "Sakin ol Alora."

"Sakindim zaten!" 

Hermione onun içindeki hıncı hala atamadığını fark edince omuzlarını düşürdü. Alora patlamaya hazır bir bomba gibi dolaşıyordu etrafta. Bu öfkeden nasıl arınacaktı hiçbir fikri yoktu Hermione'nin.

"Gidiyorum ben." dedi Alora. "Size iyi oturmalar, boşluğumu Delilah doldursun artık!"

Artık hiçbir şeyi saklamıyordu Alora. Ne kıskançlığını, ne Harry'ye aşkını, ne de öfkesini... Hepsini salıvermişti ve belki de böylesi daha doğruydu.

Gizlice yaptığı imalar hiçbir yere varmamıştı, sesli söylemlere ihtiyacı vardı.

Bakır saçlı cadı ayaklanıp giderken Harry kendine hakim olamayıp "Kız bana aşık, bunun için delirmeyi bırak artık! Kıskançlığını kontrol et!" demişti.

Delirmeyi bırak artık. Alora bu cümle zihninde yankılanarak kendisini çevrelerken arkasını dönüp Harry'ye hınçla baktı ve "Siktir git!" diye haykırdı. Onun bağırışına birkaç kişi daha dönmüştü.

Alora Vandeleur'un en yakın olduğu insana bağırarak küfür etmesine hayretle bakmışlardı.

"Alora!" diye bağırdı Harry de karşılık olarak. Küfüre karşı kendini tutamamıştı. 

"Canın cehenneme." Hızlı adımlarla çıkışa ilerlerken söylediği son cümleden ötürü vicdan azabı duydu Alora.

Harry'nin canını kendi hayatı pahasına koruyabilecek bir seviyedeyken ona böyle demek canını yakmıştı. Böyle diyemezdi, Harry'nin canı onun için çok kıymetliydi.

Hissettiklerinden dolayı iç çekip arkasını döndükten sonra "Son söylediğimde ciddi değildim." dedi ve hızla ortak salondan çıktı.

Onun hem kendisine hakaretler edip küfürler sıralamasının hem de kendisine kıyamıyor oluşunun dengesizliğine karşı kollarını iki yana açtı Harry.

Alora Vandeleur ayarlarıyla oynuyordu.

-

-

-

Arkadaşlar bu patlamanın bir dinginlik noktası var sakin olalım

Patlama yaşandı ama sonraki bölüm dinginliğini görün siz

Geçiş bölümü olduğu için hayatımda yazdığım en kısa bölümü yazdım ahsjsjdnajdj

Ama güzel yerler geliyor hehehe o yüzden eğer 100 oyu aşarsak yarın da bölüm atarım

Öpüyorum hepinizi, oy ve yorumları unutmayınnnn

08.08.2023







SAKLI「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Where stories live. Discover now