VELİAHT KURT KIZ | Ay Işığı Serisi

12- Parti

Lyra, zihninde o günkü konuşmaları canlandırarak geçmişi hatırladı. Şaşkınlıkla gözlerini kapadı ve ağırlığını hissettiği günün ilerlediği bu saatte yaratığından kalkarak pencerenin önünde durdu. Rüzgar eşliğinde sallanan beyaz kırmızı motifli perdeyle birlikte, gözlerini karşılayan manzaraya baktı. Karşısında dağlar uzanıyordu, hemen üstlerinde gece mavisi ağırlık kazanmaya başlayan gökyüzüyle birleşiyorlardı. Altın turuncu yansıma ile gökyüzünün gece mavisi yelesi arasında muhteşem bir uyum vardı. Bu manzara Lyra'nın içini ürpertti ve eliyle sıcaklık hissettiği tenini okşadı. Dayanamayarak odasından çıktı.

Lyra sessizce Aiden'in odasına doğru ilerledi ve adımlarını dikkatlice atarak kapıyı araladı. Aiden, çıplak bir şekilde yatağında derin bir uykuya dalmıştı. Bu fırsatı değerlendirerek bedenini karanlık odanın içine bırakan Lyra, Aiden'e yaklaştı ve onu izlemeye başladı. İçinden, ne kadar ikiyüzlü ve yalancı biri olduğunu düşündü. Şimdi, istese kurt kızı güçleriyle nefesini kesebilirdi. Ancak yapmadı. Öğrenmesi gereken şeyler vardı, fakat onu durduran başka bir şeyler de vardı, sanki...

Lyra, düşüncelerinden sıyrılarak dikkatini toplamaya çalıştı. O sırada, açık pencerenin dibinde bir şey fark etti. Birisi onu izliyormuş gibi hissetti. Tüyleri diken diken oldu ve titreyen adımlarla pencereye yaklaştı. Ancak, görünürde bir şey göremedi. Tam o sırada, ansızın arkasında alışılmadık bir sıcaklık ve gölge hissetti. Nefesini tuttu, gözlerini anlık olarak kapattı ve hızlıca arkasını döndü.

Karşısında, bir çift kehribar gözle karşılaştı...

Bu gözler, ona derinliklerinde bir sır saklayan, gizemli bir varlığı temsil ediyordu. Kehribarın sıcak yansıması gözlerinden hafifçe yayılıyordu. Lyra, şaşkınlıkla bu gözlere bakarken, içinde karmaşık duygular dalgalandı. İçindeki cesaret ve korku arasında gidip geldi. Bu gözlerde, bilinmeyen bir dünyanın kapıları aralanmıştı anlık olarak.

Lyra, şaşkınlıkla Aiden'in gözlerine baktı. Evet, bu gözler Aiden'e aitti, tanıdık ama aynı zamanda bilinmeyendi. Aiden, Lyra'ya yaklaşarak, "Sen dedi" Lyra'ya yaklaşabilidiği kadar yaklaştı. Sesinde bir tedirginlik vardı, ancak kendinden emin bir şekilde konuşuyordu.

Lyra, nefesini bırakarak soğukkanlılıkla cevapladı. O da artık bu oyunda yer aldığına göre, kendisi de bir oyun oynayabilirdi.

"Seni izliyordum, Aiden. Ezberlediğim yüzünü, içimi ürperten tenini," dedi Lyra, gizemli bir ses tonuyla.

Aiden oldukça şaşırmıştı. "Ne zamandan beridir buradasın?" diye sordu.

Lyra derin bir nefes aldı ve gözlerinin içine bakarak "Nefes alışverişlerini sayacak kadar..."dedi. Ellerini Aiden'in omuzuna dokundurarak yükseldi ve Aiden'in yanına iyice yaklaştı. "Seninle aramızda en başından beri çok farklı şeyler hissediyordum, Aiden," diye fısıldadı.

Aiden, Lyra'nın etkisi altında olduğunu fark etti. Bu durum Lyra'ya büyük bir keyif veriyordu.

"Lyra..." dedi Aiden, ancak sözleri tamamlanmadan Lyra'nın sıcak ve dolgun dudakları onun dudaklarını kapladı. Bu öpücük, Aiden'in tüm sinirlerine işlemiş gibi hissettirdi. Lyra kendini geri çekti ve Aiden'in gözlerinin içine bakmaya devam etti. "Seni izlemeye devam etmek istiyorum, Aiden," dedi.

Aiden'ın, bu ani gelişmeler karşısında kafası karışmıştı. Ancak Lyra'yı reddedemeyecek kadar çekici buluyordu. Beraber yatağa geçtiler ve uyudular. Lyra o gece boyunca düşündü. Aiden'ı gözlemlemek için ne kadar yakın olursa, o kadar çok bilgiye erişeceğinin farkındaydı. Ancak bu süreçte Tira büyük bir engel olacaktı...

Güneşin ilk ışıklarıyla uyanan Lyra, Aiden'in sıcak omuzlarında gözlerini açtı. O anda tiz bir sesle yankılanan Tira'nın şarkısı yukarıkadar ulaştı. Lyra yataktan kalkıp terasa doğru ilerledi. Rüzgarın serinliği çıplak ayaklarına ürperme veriyordu.Kapının sesi duyulduğunda ise Tira'nın geldiğini anladı.