1.3

44 3 11
                                    

Birbirimizin kollarında dinlenirken, düşünmeden edemedim

'O çok büyük, ama kırılgan. Ve bir o kadar da sıcak. Neden bu aptal kontrat onun gibi biriyle olamıyordu ki?'

Bir dakika sonra Hyunjin yavaşça geri çekildi ve beni düşüncelerimden sıyırdı

"Üzgünüm. Muhtemelen sınıfa gitmeliyiz, değil mi?"

"Evet, muhtemelen" diye kıkırdadım

Koridordan sınıfa doğru yürümeye başladık. Hyunjin, neredeyse saklanıyormuş gibi hemen arkamdan geliyordu. Yine de umursamadım. Aslında çok tatlı

'O uzunlukta arkamda saklanır gibi gezmesi'

~~~

Öğle yemeği vakti geldiğinde, Minho beni kafeteryaya ve doğruca öğle yemeği kuyruğuna sürükledi

"Bana bir iyilik yap Han. Yemeğimi ısmarla. Ve iyi bir şey olduğundan emin ol!"

'Onun öğle yemeğinin parasını mı ödememi istiyor?!'

"Ne?! Ama toksun! Yemeğinin parasını ben neden ödeyeyim?"

Minho kızgın bir bakışla cevap verdi "Çünkü bu ilişkinin erkeği sensin! Ve öyle davransan iyi olur. Babamla başını belaya sokmak istemiyorsan"

'Bu çocuk inanılmaz ya!'

Bu konuda çok az seçeneğim olduğundan, Minho'nun öğle yemeğini ısmarlamak için sıraya girdim

'Bu ilişkinin erkeği derken?? Sanki kendisi kız! Tanrım ben ne günah işledim?...'

Nihayetinde, kendime zar zor bir şey almaya gücüm yetti. Ama en azından, Minho ona aldığım şeyden şikayet etmedi

'Her şeyi ödemek zorunda kalırsam, beş parasız kalacağım T^T'

Öğle yemeği molamızın çoğunu beni bir aksesuar gibi göstermeye devam ederek geçirdi. Masaların üzerine çıkıp ilişkimizi ilan etmesini yarı yarıya bekliyordum. Ya da daha kötüsü, bana yaptırmasını...

Böylesine yorucu bir günün ardından, bu sözleşmeden çıkmanın bir yolunu bulmak için her zamankinden daha çaresizdim

'Yapabileceğim bir şey olmalı. Bu sonsuza kadar benim hayatım olamaz!'

Bay Lee herhangi bir bitiş tarihi eklemedi, sadece 'uygun görene kadar'demişti. Ne yazık ki, değer verdiğim insanları tehlikeye atmayan bir çıkış yolu düşünemiyorum

'Belki babama karşı dürüst olursam... Birlikte başka bir şey bulabilir miyiz?'

Telefonumdan gelen bir ses beni düşüncelerimden uzaklaştırdı

'Görünüşe göre annemin mağazadan birkaç şey almama ihtiyacı var'

~~~

Eve geldiğimde güneş çoktan batmaya başlamıştı. Kendimi hazırladım, omuzlarımı dikleştirdim ve oturma odasına girdim. Babam kanepede oturmuş ev tadilatı gelirse bir tanesini izliyordu

(Y/N: bu random bişi oldu)

"Selam Han. Okul nasıldı?"

"Yorucu..."

"İkinci günden mi? Seni orada çok çalıştırmış olmalılar"

"Hayır, o değil"

Sonraki sözlerim için kendimi hazırladım

'Ona karşı dürüst ol, Han! O zaman belki farklı bir çözüm bulabiliriz'

"Baba... Bütün bu 'çift sözleşmesi' şeyini yapabilir miyim bilmiyorum"

Babam kaşlarını çattı "Han..."

Ayağa kalktı ve benimle yüz yüze durmak için kanepenin etrafından dolandı

"Geri döndüğün için mutlu musun?"

'Bunun nereye varacağını bildiğimden eminim...'

"Yani evet"

"Bu iyi. Annen buna özellikle sevindi. Onu en son ne zaman bu kadar canlı gördüğümü hatırlamıyorum" diye içini çekti

"Hepimizin sevdiklerimiz için istemediğimiz şeyler yapması gerekiyor. Patronum benden Malesiya'ya taşınmamı istediğinde annene bizi burada tutmak için işimden ayrılacağımı söyledim. Ama o biliyordu, işim benim için önemliydi ve yapmamız gerekeni yapmamız konusunda ısrar etti"

"Sözleşmenin şartlarına uymazsan anlayacağını biliyorum. Ama onun iyiliği için en azından deneyebilir misin?"

'Buna hayır diyemem off...'

"Deneyeceğim baba"

Hafifçe gülümsedi "İşte benim oğlum"

Sırtımı sıvazlayarak beni gönderdi

'Yani, gerçekten bir çıkış yolu yok...'

Odama geldiğimde ışığı yakmaya bile tenezzül etmedim. Tembelce soyundum ve yatağa girdim. Örtülerin altında kayarak, hemen sürüklenmeye başladım

"Sonunda... Gerçek huzur"

Uykuya dalmış, beynim de düşünceler gezinmeye başlamıştı

'Adamım, Hyunjin gülümsediğinde çok sevimli oluyor. Ne olursa olsun onu korumak istiyorum'

'Ve Beomgyu yakışıklı ve hayat dolu. Onunla eğlenebileceğim ve etrafımda kendim olabileceğim bir tip olduğunu biliyorum'

'Kahretsin, neden sözleşmem Minho gibi biriyle olmak zorundaydı ki?'

Yatağımda döndüğümde yanımda garip, sıcak bir yumru hissettim

'Ha? Ne-- Annem yatağıma fazladan bir battaniye mi koydu?'

Daha iyi görebilmek için doğruldum ama karanlıkta ne olduğunu anlamakta güçlük çektim. Anlayana kadar yaklaştım ve yaklaştım

'Bekle yah. Bu... battaniye değil'

'SİKERLER! MİNHO?! BENİM YATAĞIMDA NE İŞİ VAR BUNUN?!'

~~~

Minho oğlum sen ne ara? Pfft

Buda böyke oldu hahayt

My sweet bully /minsung/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin