11. Bölüm

13 3 0
                                        

❤️‍🩹 Hepinize merhaba dostlarım yeni bölüm sizlerle iyi okumalarrr❤️‍🩹

Dün hala olanların şokundaydım. Neler öğrenmiştim neler yaşamıştım bunlar bana çok fazla ağır gelmişti. Dün Melis beni uyuttuktan sonra benim uyudugumu sanıp odadan çıktı. Aslında hiç uyumamıştım. Çünku hala aklım o mektuptaydı. Annemin yaşamasına mı, babamın bana yıllarca yalan söylemesine mi,bunların hepsinin sebebinin benim babam yüzünden olmasına mı şaşırayım bilemiyordum. Artık kalbim bunca şeyi kaldıramıyordu. Sabaha kadar doğru düzgün uyuyamadığım için sabah çok erken kalkmıştım. Biraz nefes almak için dışarı çıkmıştım. Şu an bu havayı koklamak bile bana mükemmel geliyordu. Az da olsa içimdeki yaraların geçmesini sağlıyordu. Çıkarken Melis'e bir şey söylememiştim çünkü o uyuyordu. Dün onunda çok canını sıkmıştım. Her seferinde gözlerimi açtığımda Onun da uyuyamadığını fark ediyordum. Melis şu an yanımda olmasaydı belki de ben yaşamıyor olurdum. Kulaklığımı takmış müzik eşliğinde yürüyordum. İçimdeki ben şu an kaçmak her şeyden uzak bir yerde yaşamak istiyordu.
Dün çok fazla yorulduğum için yürüyecek halde de değildim. O yüzden ileride bir bank görmüştüm,oraya oturmaya gittim. Oturduğumda etrafa baktığımda benden başka kimsenin olmadığını fark ettim. Benim için çok fazla artı bir şeydi. Çünkü kafa dinlemek düşünmek istiyordum. Dünkü mektubu düşündükçe hala gözyaşlarımı tutamıyordum. Annemi bulmak ona sarılmak istiyordum. Ama nasıl,nasıl bulabilecektim ki onu. Tam olarak bunları düşünürken telefona bir bildirim sesi geldi. Aslında açasım yoktu ya da bakasım da. Ama belki melis'tir diye bakma kararı aldım. Telefonu açtığımda bilinmeyen bir numaradan gelmişti mesaj.

YADE İYİMİSİN? MERAK ETTİM SENİ. BENİM BARDAKİ ÇOCUK.

Nedense şu an benim yanımda olsun istiyordum. Çünkü bardaki her şeyi hatırladıkça ondaki sıcaklığı geri istiyordum. Çok düşündükçe yavaş yavaş yüz aklıma geliyordu. Cevap vermek istiyorum konuşmak dertleşmek istiyordum onunla. Yüzünü hiç görmediğim birine nasıl bu kadar bağlanabiliyordum ki. Sebebini düşündükçe daha çok anlıyordum. Çünkü o gün ağlandığımda bile bana sarılışındaki ben buradayım hissi bile mükemmeldi. Ben de cevap vermiştim mesajına.

İYİYİM. NEDEN BANA HALA GÖZÜKMEK İSTEMİYORSUN. SENİN YÜZÜNÜ HATIRLIYORUM ARTIK. ŞU AN NEDENSE SANA ÇOK İHTİYACIM VARMIŞ GİBİ HİSSEDİYORUM.

En fazla bunu yazabilmiştim. Sondakine neden yazdım bilmiyorum ama birden yazı vermiştim. Çünkü biliyordum gelemeyeceğini ya da gelmeyeceğini. Bu zamana kadar ne istediysem hiç olmamıştı. Sanki bu mu olacaktı! Gözyaşlarım akmaya devam ediyordu. Bunları düşünürken telefondan bildirim sesi tekrardan geldi. Mesaj ondan gelmişti.

BANA NASIL GÜVENİYORSUN? SADECE O GÜN TANIŞTIĞIM BİR ÇOCUK SANA NE KADAR YARDIMCI OLABİLİR Kİ? ŞU AN O KADAR YANINDA OLMAK İSTİYORUM Kİ ANLATAMAM.

O zaman neden hala yanımda değilsin! Bunu düşündükçe daha çok ağlamaya başladım. İhtiyacım var birinin omuzlarinda ağlamaya sarılmaya korunmaya ihtiyacım vardı. Cevap yazmak istemedim. Onunla daha çok konuştukça yanımda olmayışı nedense kalbime acı veriyordu. Ogün bardaki olan her şeyi hatırladıkça onun bana bakışı onun bana gülüşü o kadar mükemmel geliyordu ki şu an. Tam olarak artık yüzünü hatırlıyordum. Mükemmel bir gamzesi vardı. Saçları dalgalı,gözleri kahverengiydi. O gün çok iyi baktığımı hatırlıyorum gözlerine. Topraktan daha fazla kahverengi gözleri vardı. Dudağının sol alt kenarındaki ben o kadar zarif o kadar güzel duruyordu ki. Nasıl oluyorda sadece bir kere görebildiğim birine bu kadar bağlanabiliyordum. Çünkü o gün oradaki sıcaklığı asla kimsede hissedememiştim. Tam olarak bunları düşünürken telefonumun çaldığını fark ettim. Arayanın o olmasını diliyordum. Arayan o muydu bilmiyorum ama tekrardan bilinmeyen bir numaraydı arayan beni. Cevap verip vermemek de çok kararsızdım. Eğer oysa ne diyebilirdim ki ne konuşabilirdim bilmiyorum. Daha fazla çalmasına izin vermeyerek telefonu açtım. Konuşmadım alo diyemedim. Ama bana bir nefes sesi geldiğini fark ediyordum. Bu nefesin alıp verilmesi sanki o gün arkamdaki olan o oğlanın nefesiydi.

"Alo Yade"

bu onun sesiydi. Ben de sadece alo diyebildim. Sesinin duyuşunda bile kalbimi hızlı atışını durduramıyordum.

"İyi misin?"

nasıl iyi olabilirdim ki onca olan şeyden sonra. İyi misin derken bile ağlamaya başlamıştım. Konuşamıyor, sadece ağlıyordum. Zar zor nefes alıyor gibiydim sanki.
" Bilmiyorum." Diyebildim sadece. Ne konuşulur bilmiyordum. Telefonun karşısındaki olan sadece bir kere gördüğüm bir insandı.
"Yade..." Bir şey demesini bekledim ama sadece ismimi söylemişti. Ne o konuştu ne ben. Ben sadece ağlıyordum.
"Daha fazla dayanamıyorum yade. Geliyorum!" Deyip yüzüme telefonu kapatmıştı. Nasıl nasıl gelecektiki yanıma. Nerede olduğumu nereden biliyor olabilirdi ki. Geldiğinde ne diyecektim ne konuşacaktım bilmiyorum. Zaten istesem de konuşacak mecalim kalmamıştı. Birkaç dakika sonra telefonum çalmıştı. Bu sefer arayan Onurdu. Telefonu açtım.

"Alo efendim Onur." Şu üç kelimeyi derken bile o kadar zorlanıyordum ki. Çünkü dün o kadar bağırmaktan dolayı sesim de kısılmıştı.
"Ne yapıyorsun nasılsın"
"Dışarıdayım biraz nefes alabilmek için çıktım." Diyebilmiştim sadece. O kadar konuşmak istemiyordum ki. Çünkü ciddi anlamda yorulmuştum.
" Anladım gelmemi ister misin?" Şu an yanımda onun dışında başka kimseyi istemiyordum.
"Gerek yok. Şu an bir yerde oturuyorum birazdan kalkar eve giderim. Aradığın için sağol Onur." O gün bana yalan söylemesinden sonra şu an yanımda olması, onun aslında iyi biri olduğunu gösteriyordu.
"O gün sana yalan söylediğim için özür dilerim. Pamir benim tek dostum. Sana çoğu zaman söylemek istedim ama her seferinde beni durduran o oldu. Bunu sana söylememesinin sebebi de kendisini senden korumasıydı. Çünkü Yade Pamir'in düşündüğün gibi mükemmel bir hayatı yok. Ya da nasıl düşünüyorsun bilmiyorum ama o sana şu an çok bağlanmış durumda." Bunları söylerken onun isminin Pamir olduğunu öğrenmiştim. Belki de hiç duymadığım değişik ama mükemmel bir isimdi.
" Anladım. Önemli değil Onur. O gün geldi geçti. Şu an yanımda olduğun için teşekkür ederim." Oda rica ederek çok fazla konuşmadan telefonu kapattik. Şuan sadece o geldiğinde neler olacak onu düşünüyordum. Tam bunu düşünürken arkamda bir ayak sesi duydum. Sonra biri yanıma oturdu. O tarafa dönmek bakmak istiyordum. Ama nedense donemiyor veya bakamiyordum. Sadece yere bakıyordum. Yere baktığımda ayakkabılarini görüyordum. Siyah bir spor ayakkabı idi. Ne o konuştu ne ben. Bir kaç dk böyle durduktan sonra konuşmaya başladı.
" Yüzüme bakabilirsin Yade" aslında bakabilirdim çünkü artık yüzü net şekilde aklımda idi. Kafamı yavaşca kaldirdim ve ona doğru dönmeye başlamıştım. Tam döndüğümde onun da yüzü bana karşı dönmüştü. Şuan yüzünü görüyordum. O gün gördüğüm oğlandi bu. Beni kollayan,koruyan, rüya gibi olan o gün ki çocuktu bu. Sonra gözlerine bakıyordum. O kadar güzel bir kahverengiydiki tarifi bile zordu. O bana baktıkça yüzünü daha çok incelemeye başlamıştım. Yüzünde azda olsa kirli bir sakalı vardı. Dudağının kenarında ki ben yine gözüme çarpmıştı. Ona doğru baktıkça daha çok yaklaşır olmuştuk. Nefeslerimiz birbirine değer gibiydi. Yavas yavaş yaklaştıkça kalbimin atışı sertleşiyordu. Sonra dudaklarımız birbirine değmeye başlamıştı...

❤️‍🩹 Ay kendim yazdım diye demiyorum ama tekrar okurken nasıl bir heycan bastı anlatamam UİXHSWLZJSK
Ay neler oluyorrrrrrrr.
Acaba Yade bu öpüşme sonrası ne bir tepki verecek şahsen bende merak ediyorummmm.
Hadi bakalım diğer bölüme ❤️‍🩹🫶🏻
Bu aradaa bu bölüme oy vermeyi unutmayın canlarım benimm teşekürler şimdiden 🫶🏻🫶🏻❤️‍🩹❤️‍🩹❤️‍🩹❤️‍🩹
Bölüm hakkında görüşleriniz ve yorumlarınızı bekliyorum❤️‍🩹

SENİ DİLİYORUMМесто, где живут истории. Откройте их для себя