Beklemek

45 6 1
                                    

Vicent gideli üç gün olmuştu ama ben onu şimdiden çok özledim. Özel odada yatağın üzerinde uzanıyordum. Üç gün geçmişti ama Vicent beni hala aramamıştı. Bir çok kez onu aramayı düşünmüştüm ama meşguldür diye bu fikirden vaz geçmiştim. Şu an da aynı konumdaydım. Masanın üzerindeki bilgisayarı aldıp yatağa oturdum. Bilgisayara 23012023 şifresini girdim ve Vicent'i aradım. Çalıyor... Çalıyor... Açacak mı yoksa umrunda olmiyacak mı? Bilgisayar ekranında Vicent'in belirmesi içimde çocuksu bir neşe uyandırdı. "Selam!" dedim diyecek bir şey bulamayıp.
  "Selam!"
  "Beni niye aramadın?"
  "Sen niye aramadın?"
  "Meşgul etmemek için..."
  "Sen beni meşgul edemessin."
  "Bilmiyorum öyle sandım."
  "İyiki aradın. Sen olmadan hayat çok sıkıcı geçiyor."
   "Romantik tarafından kalktın galiba."
   "Biraz."
   "Vicent..."
   "Efendim."
   "Üzerine birşey giy. Üşürsün."
   "Çen beni mi düşünüyorsun çen"
    "Cıvıma hemen."
    "Peki." diyip üzerine bir gömlek geçirdi. Vicentle konuşurken arkadan bir kadın sesi geldi. "Vicent oğlum neredesin?" galiba onun annesiydi. "Odamdayım anne." dedi Vicent birkaç dakika sonra ekrana beyaz saçlı bir kadın girdi. "Oğlum kimle konuşuyorsun. Oo kim bu kız?" dediğinde annesi, Vicent "Ruh eşim anne." diyerek cevap verdiğinde annesi şok olmuş şekilde bir bana bir de Vicent'e baktı. "Buldun mu? Bu kız her gece bana bahsettiğin kız mı? Hani güzel vi-" derken Vicent annesinin lafını böldü "Anneciğim senin uyku saatin gelmedi mi?" dediğinde annesi kolumdaki saate bakıp "Aa saat ne çabuk geçmiş. Hadi siz konuşun ben gideyim. Ha bu arada kızımızın adı Rena'ydı değil mi?" dediğinde Vicent ona bir bakış attı. Annesi bir şey demeden dışarı çıktı.
  "Annen hoş kadınmış."
  "Öyledir."
  "Çok ta mütevazisin."
  "Gül Dikeni benim kapamam gerekiyor annemin ilaç saati seni sonra ararım."
  "Peki. Ne zaman geleceksin?"
  "İki haftadan önce gelemem."
  "Peki... Görüşürüz." dedim ve kameraya doğru el salladım. O da bana el salladı ve birden Vicent'in görüntüsü ekranda kayboldu.  Bilgisayar ekranı ana sayfaya düştü. Bilgisayarı kapattıp bilgisayarı masanın üzerine bıraktım. Bir süre düşünmeme rağmen yapacak hiç bir şey bulamadım ve kendimj yatağa attıp Vicent'i düşünmeye başladım. 'İki haftadan önce gelemem.' demişti. Bu çok uzun...
                           ~
Vicent: Bu gün ne yaptın?
Hiç her zamanki şeyler. Kızlarla takıldım, Diana'ya laf attım. Bir de sınıfa yeni bir çocuk geldi.
Vicent: Nasıl bir çocuk bir bahsetsene!
Kızıl saçlı, siyah gözlü bir çocuk. Güzel yüz hatları var. Yakışıklı da denebilir. Adı Victor."
Vicent: Sen baya beğenmişsin bu Victor denen çocuğu.
–Vicent kıskanıyor olamassın değil mi?
Vicent: Ben mi? O çocuğu kıskanmam için kendimle bir tutmam lazım ama ben o çocuğu adımın yanına bile yazmam.
–Ama çocuk var ya...
Vicent: Var ya... Rena! Söyle ne var çocukta...
–Bi de Kıskanmıyorum diyorsun.
Vicent: Yani bir şey yok.
–Evet yok.
Vicent: Peki... Annemin ilaç saati.
–Peki...
                            ~
  "Hadi ya gelmelisin bu partiye." diye ısrar etti Lena. Gece okul bahçesinde öğretmenler ve öğrenciler arasında bir parti düzenlenecekti ama parti için kavalye gerekiyordu. Benim de bir kavalyem yoktu ve Vicent'ten başka kavalye istemiyordum. "Gel ya. Tamam Vicent birkaç hafta yok ama kendini içine kapatmana gerek yok. Sonuçta biri gider biri gel-" derken ona öyle bir bakış attım ki lafını tamamlamadan sustu. "Şu yeni gelen çocukla gidebilirsin." dediğinde elimi masaya vurdum. "Peki ya birşey demedim." dedi ve tabutuna ilerledi. Tam o anda Vicent bir  mesaj gönderdi. Sırtımı tabuta yasladım ve mesaj attım.
Vicent: Maviş'im ne yapıyorsun.
–Okulda parti var malesef.
Vicent: Niye eğlenirsin işte.
–Kavalye gerekiyor.
Vicent: Bizim çocuklardan biriyle git işte. İstersen ben Drew'e söylerim
–Aklıma geldi ama Lena Teo'yla, Yuna Drewle, Damla Parsla gidiyor. Aslında Lena Victor ile git dedi ama ben kabul etmedim.
Vicent: Victor senin dengin değil Maviş'im.
–Kimmiş senin dengin.
Vicent: Ben...
:]
Vicent: Partiye git. O Victor denen herifte olsa git.
–İstemiyorum.
Vicent: Sen bilirsin...
–Bir planım var. Hani çimler saatte bir sulanıyor.
Vicent: Ee
– Su yerine kan koysam...
Vicent: Keşke orada olabilseydim. Yap bunu.
–Peki ben su borularına gidiyorum.
Vicent: Bol şans Maviş'im.
                           ~

Vampirler Okulu 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin