arkadaşlık teklifi

83 18 0
                                    

Bütün acıları biz çekmeliyiz, hep böyle olmadı mı zaten? Biz acıyı kendimize yakıştırırdık, sevdiklerimize değil.

Aynadan bakınca gördüğümüz bedende yaşıyor diyebilir miyiz ruhumuz için?

Yoksa asıl yuvası bir çift göz müdür onların? Parlayan, dolunayın ihtişamını bile içinde taşıyan o gözler...

Agnes Rowle izlediği revir penceresinden geri çekildi. Etrafına hafifçe bir göz attı.

Artık evinden, odasından, sınıflardan daha çok görmeye başlamıştı burayı. Öyle ki artık burada uyuyordu, burada oturuyordu, burada yaşıyordu. Burada alıyordu her yerde aldığı gibi onu zindan eden nefesi.

Ama en azından, bir şeyler yapabiliyordu. Eli kolu bağlı değildi, işe yarıyordu. Bunu hissedebiliyordu.

Zaten insanlar, ona sadece işe yaradığını hissettiriyorlardı. Minneti değil, sevgiyi değil, zekasını değil. Bu gerçek her zaman daha da dibe çekiyordu kızı.

"Bayan Rowle." Yanıbaşından geken sesle oraya döndü bakışları. Yaşlı adam dudağının kenarındaki tebessümle kıza doğru adımlarını attı. Agnes irkildi, yavaşça toparlanıp bakışlarını adama kitledi.

Peki Albus Dumbledore, en kötüsü müydü yoksa en kötünün en iyisi miydi?

10 yıldır tanıyordu onu, ancak hakkında edindiği bilgi bir elin parmaklarını geçmezdi belkide. Kimdi Dumbledore?

Güç mü, bilgi mi, çıkar mı yoksa sadece gerçekten yardımsever mi? İşte bunu asla çözemeyecekti kız. Ona yardım etmek zorundaydı çünkü acıyı alabilirken insanlara yardım etmek için ona ihtiyacı vardı.

"Ne olmuştu ona? Çok kötü görünüyordu." Kız hatırladığı manzara karşısında yüzünü buruşturmadan edemedi. Göğsünden kalçasına kadar derin bir kesik görmüştü.

"Senden bunu saklamama gerek yok Agnes. Bay Lupin bir kurt adam. Dolunayda ağır darbeler aldığından dolayı oldukça kötü durumda." Agnes bir an şaşırdı. Remus Lupin kurt adam mıydı?

Vay canına, bu aslında bayağı bitik bir durumdu.

Kız aklında beliren onlarca seneryoyu susturup empati kurmayı denedi. Neden, niçin, ne zaman, nasıl diye sormadı. Yavaşça hareketlendi.

"İyi o hâlde. Canı acıyordur, yardım edeyim ben." Sanki gündelik, ufacık bir işi hallediyormuş gibi yürümeye başladığında yaşlı adamın sesi kulaklarını doldurdu.

"Kurt adamların acısı dayanılmazlıktan ötedir Bayan Rowle. Kendiniz bu kadar zor bir durumdayken eğer bunu yaparsanız hayatınızı kaybedebilirsiniz." Agnes alayla başını iki yana salladı.

"Ölmem bu kadar önemli miydi daha önce Dumbledore? Hep ölmüyor muyum ben...her açıdan?" Yaşlı adam cevap vermedi. Agnes yürümeye devam ederken arkasına kısa bir bakış attı ancak Dumbledore artık orada değildi. Umursamadı, Madam Pomfrey'in sonuna kadar kapattığı perdeyi açıp yatağında kıvranarak yatan Remus'a kısa bir bakış attı.

Hali içler acısıydı.

Remus Lupin onu gördüğünde tedirgince bir bakış atıp doğrulmaya çalıştı. Ancak kız onu umursamadan yanındaki boş sandalyeye oturdu.

pain of conscience || Sirius BlackWhere stories live. Discover now