İlkokul Yıllarım Ve Babam

20 0 0
                                    

Nerden başlasam bilemiyorum aslında genelde ne yazsam yarım bırakıyorum ve bundan korkuyorum ama ilk kez böyle birşey olmayacak çünkü işin en kolayından başladım. Kendimi yazmakla başladım. İlkokul yıllarım benim ilk öğrenim gördüğüm yıllardı ve aynı zamanda ailem yüzünden özellikle babam sağolsun onun sayesinde derslerden soğumuştum ve hala da dersleri sevmiyorum desek yanlış olmaz. Hala derslerden nefret ediyorum. Ve aynı zamanda babamdan da nefret ediyorum ve etmeye de devam edeceğim. Onu hiçbir zaman da sevemedim çünkü bana olan tavırları çok tersti ve yanlıştı. Annemin de dediği gibi babamın evdeki kişilerle çok çarpık bir ilişkisi var. Gerçekten de öyle. Bir zamanlar onu seven kardeşim bile artık ondan nefret ediyor. Çünkü insanlara küfretmekten ve kötü söz söylemekten başka birşey bilmiyor. Hatta daha önce anneme fiziksel şiddet bile yapmaya çalıştı ama annem buna izin vermedi. Herkes babasının uzun yaşamasını isterken ben babamın ölmesini istedim. Hatta ölünce daha mutlu olacağımı düşündüm ve hala da öyle düşünüyorum ve ne yazık ki adam hala ölmedi. Bu dünyada bu kadar şansızlık görmedim gerçekten. Ve aynı zamanda annem gibi ilkokul zamanları beni de dövdüğünü hatırlıyorum zaten böyle birşeyi de hiçbir zaman unutabileceğimi sanmıyorum. En sonunda yine beni dövmeye çalışmıştı ve onun gömleğini yırtmıştım. O zamandan beri bana yaklaşmaya korkuyor. Ve onun en sevmediğim ve tiksindirici bulduğum yanı şu ki hem dövmeye çalışıyor hem de kıçı sıkışınca hiçbirşey olmamış gibi gelip sevmeye çalışıyor, yalaka köpek. Sevginin sahtesi olur ama nefretin olmaz. Her neyse babam olacak o pisliğin mevzusunu bu kadar uzatmak yeter. İlkokul yıllarıma geri dönebiliriz. İlkokul zamanında dediğim gibi derslerim ne çok iyiydi ne de çok kötüydü sanırım ama hiçbir zaman matematik dersinden anlamadım hala da anlamıyorum. Hatırlıyorum bizim sınıfta bir tane çocuk vardı ve matematik sorularını hep o biliyordu. Sınıf da matematik dersinde hep o çocuğu izliyordu. Onun dışında kantinden aldığımız abur cuburlar vesayre oluyordu. Hatta bizim ilkokul kantininde defter kalem bile satılıyordu. Şimdi hiçbir ilkokul kantininde öyle şeylerin satıldığını sanmam. Bir de oyuncak çıkıyordu. Minnak oyuncaklar. İlkokulda çekingen bir çocuktum o yüzden arkadaş kurmakta zorlanıyordum. Ama yine de arkadaşlarım vardı. Nisan adında yüzünde çilleri olan bir arkadaşımın olduğunu hatırlıyorum. Bir de ilkokul zamanında sınıfta doğum günümü kutladığımı hatırlıyorum. Pastam tabiki de winxliydi ve üstünde Bloom'un şeker hamuru ile karakterize edilmiş hali vardı. O gün sınıfta oynadığımızı hatırlıyorum. Büyük ihtimalle ya ilkokul 1 ya da 2 olmam lazım çünkü orasını tam hatırlayamıyorum. İlkokul 4'e geldiğimdeyse benim için az çok birşeyler değişmiş gibiydi. Sınıfa yeni bir çocuk gelmişti. Genelde çok unutkanımdır ama galiba hafızamda yer etmiş kişileri unutmam imkansız. İsmi Ali'ydi. Siyah saçları vardı. O zamanlar my little pony'den equestria girls çizgi filmi meşhurdu diye hatırlıyorum. Erkek olmasına rağmen o da böyle şeyleri seviyordu. O rainbow dash ben fluttershy oluyordum. Şimdi düşünürken ve bunları yazarken kulağa komik geliyor aslında XPUXUĞCĞUĞUC 4.
sınıf bitene kadar hep onunla beraber oturduk. Hatta bir süre aynı servisle de gittik ama sonra servisi bıraktı. Bi keresinde okula pinyponlarımı da götürmüştüm ve birlikte oynamıştık onunla. Böyle konularda hiç açık sözlü olamam ama ona karşı bir şeyler hissetmiştim ama insanlar bunu sorduğunda hep insanlardan saklamıştım. Belki de o zamanlar bunu sır olarak içimde saklıyordum ve bu sırrı kimseye söylemeye cesaret edemiyordum, ona bile. Ve asla söylemediğim için kimse de aşık olup olmadığımı anlayamadı. Kısacası ilkokul yıllarım böyle geçip gitti. Hayatımın kısa bi noktası benim için farklı ve harikulade geçmişti ama o süre benim için fazla uzun sürmedi 4. sınıftan sonra yaz tatili başladı ve o zamandan beri bir daha hiç görmedim onu...

Hayatım Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt