2

56 5 0
                                    

"Potter! Ne yapıyorsun?"

Sarışın stresle eşinin yanına gidip yakalarından çekiştirerek biraz daha aşağıya eğilmesini sağladı. Bozup boynun iki yanına serbestçe astığı kravatı büyük bir özenle tekrar bağladı. Düğümü attığında yeşil gözlerine dikti güzel grilerini.

"Bir daha bozmaya sakın cürret etme."

Tehtidkâr sesiyle eş zamanlı hızlı bir hamleyle yumru şeklindeki düğümü yakasına çıkardı. Harry sarışının hareketiyle derince bir nefes almak zorunda kalsa da bu agresif hareketleri çok hoşuna gidiyordu. Yüzündeki sırıtışı hiç bozulmadı bu yüzden.

"Yoksa ne yaparsın Malfoy, öldürecek misin?"

Draco'nun kaşları iyiden iyiye çatılırken Harry sinirli ifadesinin ona ne kadar çok yakıştığını düşünüyordu.

"Bir 'Malfoy' olarak kolayca öldürmem seni bunun için pişman ederim."

Harry'nin sırıtışı, bu tavırlı ve tehtidle söylenmiş cümleyi duyunca iyice yayıldı yüzüne. Ellerini biricik eşinin beline, sert korsesinin üzerine yerleştirdi. Hafifçe okşasa da Draco bunu hissetmemişti zaten.

"Ne için, kravatımı bağlamadım diye mi? Ve güzelim haklısın bir Malfoy olarak öldürmeden önce beni pişman edebilirdin fakat artık bir Potter olarak bilmelisin ki affedicilik bizim soyumuza daha çok yakışıyor"

Draco grilerini yuvarladı gerçekten onu anlamıyordu. Davranışları, bakışları, hissetmediğini sandığı dokunuşlarını, sesini, cümlelerinin anlamlarını..

Hayatı boyunca hissettiği çaresizliği bu güzel yeşillerin ona istediği gibi bakmamasından dolayı yaşamıştı. Şimdi bu şekilde davranırken kalbi alev alıyordu, nefeslerini zar zor düzende tutuyordu ve sesi titremesin diye elinden gelen her şeyi yapıyordu. Okul zamanında yeşilin bakışlarının hep farkında olmuştu, aptal olmayan herkes anlayabilirdi. Bu yüzden özellikle 6.sınıfta aralarında bir şeyler olduğuyla alakalı dedikodular artmıştı. Elbette hoşuna gitmişti fakat onu ateşe çekemezdi, cehennemin içinde yaşıyorken..

Harry sarışının bu boş anından faydalanarak dudaklarına eğildiğinde Draco kendini toparlayıp önünden çekildi.

"Yeter bu kadar, gecikeceğiz."

Harry iç çekti yinede gülümsemeyi bırakmadı. Elini ona uzattı sarışın elini nazikçe kavradığında hafifçe okşadı. Sonrasında ayarladıkları restorana cisimlendiler. İçeriye el ele girdiler, Harry nazikçe kocasının sandalyesini çekip onu oturttu ve kendi yerine geçti. Çok zaman geçmeden Draco'nun misafirleri geldi. Hermione ve Ron'u da beklemelerine rağmen ancak siparişleri verdiklerinde Hermione ve Luna mekana gelebildi. Hiç bozuntuya vermeden onları karşıladı. Masadan Zabini'nin can sıkan laf sokuşları yükseliyordu. Ancak Draco tarafından uyarıcı bir bakış yediğinde bıraktı. Harry Ron'u görememesine pek de şaşırmadı ama Luna'yı gördüğüne sevindi.

Grup ilerleyen saatlerde de pek kaynaşamadı Draco her an diğerlerini aşağılamaya hazırdı, Parkinson Luna'nın hayalet teorileriyle dalga geçti ta ki Hermione ile okudukları bir kitabın yorumunu yapmaya başlayana kadar. Harry Draco'nun iğneleyici her cümlesinde onu uyarıcı cümleler söyleyerek susturmaya çalıştığından sessiz bir kavgaya girmelerine neden oldu, Luna ise rahat kaldıktan sonra utana sıkıla masanın kırmızı örtüsüyle oynuyordu.

Zabini kendi sarışını dışında kimseye yapmayacağı bir nezaketle sarışın kıza hafifçe eğildi ve kulağına fısıldadı.

"Hayaletler bencede burada, aramızda dolaşıyorlar"

Sarışın kız tekrar koskocaman gülümsedi, tüm içtenliğiyle bildiği her detayı ve düşünceleriyle esmer adama sessizce anlatmaya koyuldu.

"Daha nazik olabilirsin Malfoy"

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Jun 23, 2023 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

Fly me to the moonOù les histoires vivent. Découvrez maintenant