Bölüm 1-Korkunç Gözler

595 295 169
                                    

Araba evimin önünde durduğunda kemerimi çıkardım, eşyalarımı almadan önce Begüm' e sarılarak teşekkür etmeyi ihmal etmedim. Az önce görmüş olduğumuz olayı çok da kafaya takmak istemediğimden konusunu tekrar açmadım. Eşyalarımı alarak arabadan indim. Kapının önüne geldiğimde Begüm'e el sallayarak uğurladım ve araba gözden kaybolana kadar orada bekledim.

Eve girdiğimde annemi kanepede uzanmış televizyon izlerken buldum.

"Ben geldim anne!"

"Hoş geldin kızım! Aç mısın? Yemekleri yeni pişirdim sıcak sıcak yiyebilirsin." diye yanıt verdi hala televizyona dikmiş olduğu gözlerini ekrandan ayırmadan.

"Yok anne, aç değilim. Begüm'le atıştırdık bir şeyler. Ben odama geçiyorum, üstümü değiştireceğim ondan sonra yanına uğrarım."

Odama geçip üstümü çıkarmadan kendimi yatağa bıraktım. Aslında günüm çok yorucu geçmemişti fakat üzerimde bir kırgınlık vardı. Ya da düşüncelerim de biraz yoğunluk... Aklım hala az önce gördüklerimdeydi. Neden düşündüğümü de anlayamamıştım, sonuçta polisler peşindeydi ve eninde sonunda yakalanacaktı. Korkulacak bir şey yoktu değil mi? Azılı bir suçlu değildir ya...

Düşüncelerimden sıyrılıp yataktan kalktım, üstümü değiştirip banyoya ilerledim. Musluğu açarak soğuk suyun yüzüme çarpmasına müsaade ettim. Kafamı kaldırıp aynaya baktığımda hafif olan makyajımı yüzümde unuttuğumu fark ettim. Umursamadan makyaj temizleme pamuğunu elime alarak yüzümü temizlemeye başladım. Banyoda işimi bitirip annemin yanına gitmek için odadan çıktım.

Oturma odasına doğru ilerlerken anneme gördüklerimi anlatıp anlatmamak konusunda kararsızdım. Aslında çok da önemli bir olay değildi, belki de ben çok abartıyordum fakat kaçan kişinin yakalanamama ve hala buralarda olma ihtimali beni az da olsa korkutuyordu. Anneme anlatmak istemememin bir diğer sebebi de beni böyle bir durumda yalnız bırakmak istemeyip işe gitmekten vazgeçmesiydi. Tabii ki benim yüzümden işinin aksatmasını istemezdim. Hem bir yerden öğrenecek olsa bile ben artık yetişkin ve 20 yaşında bir kızdım. Tabii ki kendimi koruyabilirdim ki umarım buna gerek kalmazdı fakat annemi buna ikna etmek biraz zor olabilirdi.

"Daldın televizyona Aysun Sultan. Ne izliyorsun bakalım böyle heyecanlı heyecanlı?"

Evet, anlatmamaya karar vermiştim. Bunlar sadece benim abartmalarımdı.

"Gel kızım, benim şu günlük dizi vardı ya, hani izleyemediğim. Kaçırdığım bölümlere bir bakayım dedim."

Annem günlük dizi izlemeyi severdi. Şu an ki işine başlamadan önce de verilen bölümleri kaçırmadan izlemeye çalışırdı. Artık pek mümkün olmadığından eve geldiği zamanlar kaçırdığı bölümleri izlemekle yetiniyordu.

"Anne, aslında seninle konuşmak istediğim bir şey var." Diye konuya girdiğimde uzandığı kanepede doğruldu.

"Hayırdır kızım, Bir problem mi var?" konuşmaya böyle girdiğim zamanlar her seferinde gereksiz yere endişelenmesi sinirlerimi bozuyordu.

"Sadece bir arabaya ihtiyacım var, bu bir problemse evet, çok büyük bir problemim var. Lütfen artık beni vazgeçirmeye çalışma. Bu şekilde okula gitmek beni gerçekten çok yoruyor." Hiç beklemeden konuya girdim. Kedi yavrusu gibi başımı eğip üzgün gözlerle ona baktığımda artık ikna olması için dua ediyordum. Araba konusunda neden bu kadar kesin kararlıydı bilmiyordum.

"Ah, yine araba... Sanırım artık seni bu konuda kısıtlamaktan ve ikna çabalarından ben de sıkıldım. Şu ana kadar istememin nedeni -üniversiteye başladığından beri- ehliyetini almış olsan da bunun için seni hala küçük ve acemi görmemdi." Nefeslendi ve devam etti. "Tamam, öyle olsun bakalım tatlım. En kısa zamanda halletmeye çalışacağım."

Tehlikeli MisafirWhere stories live. Discover now