𝙲𝚑𝚊𝚙𝚝𝚎𝚛 | 𝟸

Start from the beginning
                                    

Bayan Shin susmam için kaşlarını havaya kaldırdığında, Yoongi'nin pür dikkat beni dinlediğini gördüm.

Deli olup olmadığımı anlamaya mı çalışıyordu? Battı balık yan gider...

"Kokunuz... Yani koku daha da uykumu getirdi, zaten çok yorgundum. Anlayacağınız yatağınızda kasten uyumak gibi bir niyetim yoktu. Gerçekten üzgünüm."

Yoongi birkaç saniye daha yüzüme tuhaf tuhaf bakmaya devam etti.

Bayan Shin içinden ne kadar salak olduğumu tekrarlıyor, mutfaktaki arkadaşlarım da ağızlarını yere değecek kadar aralamıştı kesin.

"Shin."
"Evet, efendim?"

Dikkati benden çekerek yeniden Shin'e verdi, ardından kesin bir ses tonuyla konuşurken merdivenlere yöneldi.

"Yıllık maaşını verin, sözleşmesini bitirin."
Ardından gözden kayboldu. Başka çare yoktu demek...

Bayan Shin'e hafifçe gülümsedikten sonra eğilip teşekkür ettim. Eşyalarımı toparlamak için müştemilata gitmeliydim, bu yüzden mutfağa yöneldim.

Daha kapıdan girer girmez dibimde biten Bo Min ile Oh Jin'e doğru konuştum.

"Üzülmeyin! Yeni gelecek çalışanı da seversiniz."
"Seni sevdiğimiz kadar sevemeyiz Mara..."

Oh Jin'e katıldı Bo Min.
"Doğru! Niye böyle oldu ki..."

Kafamı iki yana salladım.
"Eşyalarımı toparlamam gerek. Haberleşiriz sonra."

Hiçbir şey söylemelerine fırsat vermeden müştemilata yöneldim. Gözlerim dolu dolu kendi müştemilatıma daldım ve dolaptaki valizimi çıkarıp giysilerimi içine tıkmaya başladım.

Yoongi'yi seviyordum ve herhangi bir beklentim de yoktu. Sadece elimden geldiğince çabalıyorken, ilk defa kasten yapmadığım bir şey yüzünden kovulmuştum.

Elimle yanaklarımı silip valizimi kapattım. Sinirle dolup taşıyordum resmen! Yatağın üzerine oturup birkaç dakika kendimi toparlamak istedim. Oturur oturmaz hıçkırarak ağlamaya başlamıştım.

Dört yıldır buradaydım ve birçok hatamı görmezden gelmişlerdi, hatta birçoğu ona ulaşmamıştı bile. Bayan Shin ört bas etmişti ancak bu sefer haksızlar diyemiyordum da.

Aptallığımın cezasını çekecektim mecburen. Yine de kendimi kötü hissediyordum işte! Sonunda kendimi toparladığımda, valizimi çekiştirerek müştemilattan ayrıldım.

Arka bahçedeki kapıdan çıkmak için ilerliyordum ki merakla geriye döndüm. Sanki hissetmişim gibi bakışlarım balkonda kahve içen Yoongi'ye takıldı.

Kafasını benden tarafa çevirdiği an göz göze gelmemek adına önüme döndüm ve valizimi çekiştirerek ilerlemeye devam ettim.

"Mara!"
Mutfaktan arka bahçeye atlayan Bay Shin'in sesini duyduğum gibi duraksadım.

Arkama bakmak yerine bir adım daha atacaktım ki yeniden sesini işittim.

"Mara!"
Derin bir nefes alıp durdum, ardından yavaşça arkamı dönüp yanıma ulaşmasını bekledim.

Bu sırada Yoongi'nin odasına kaçamak bir bakış atmıştım. Oturmaktan vazgeçip ayaklanmış, ellerini demirliklere yaslamış ve üzerine bol gelen beyaz saten gömleğiyle bizi izliyordu.

Yoongi'yi es geçerek Bayan Shin'e baktım.
"Evet, Bayan Shin?"

Yüzüme bakarken nefes nefese soluyordu. Birkaç saniye kadının kendisine gelmesini bekledim. Kendine gelir gelmez dudaklarını araladı.

𝘾𝙝𝙖𝙧𝙢𝙞𝙣𝙜 𝙎𝙞𝙧 || 𝗠𝗬𝗚Where stories live. Discover now