my mafia minsung

ufaklık

Ne kadar uyudum bilmiyorum. Ama uyandığımda hayla saçımla oynayan bir el vardı kafamı kaldırıp baktığımda o da bana baktı.  Ve " günaydın bebeğim. "Dedi. Bense gözlerimi açamadığım için tekrar kafamı onun göğüsüne koyup gözlerimi kapattım.  Bana  kıkırdayarak " baya uykucusun bakıyorum. " dedi. Bense " artık koltuğa oturabilir miyim?"diye sordum. " şifreyi söylemedin?" Dedi. Bense " Of ciddi olamazsın." Dedim. O ise " eğer kurallara uymassan ve benim isteklerimi yapmasan seni cezalandırmak zorunda kalırım ufaklık. " dedi. " Ne gibi bir ceza bu." Dedim. " yine söylemedin seni son kez uyarıyorum.  Benim sinirli halimi görmek istemezsin. Hele cezayı öğrenmek asla istemezsin ufaklık. " dedi . Galiba sinirlendirmiştim , yutkundum.  Sanırım yutkunduğumu anladı çünkü sırıttı.  Gülünce çok güzel gözüküyordu. " babacığım artık koltuğa oturabilirmiyim?" Diye sordum. O ise " tamam zaten geldik sayılır böyle uslu bir çocuk ol bebeğim." Dedi. Ona bombastic Side eyes bakışı attım. Ve dışarı seyretmeye başladım. Dışarıda oldukça lüks villalar vardı.  Büyük bir dalgınlıkla onları inceliyordum, ki araba bir anda durdu. Ön koltuğa kafamı vurdum bu yüzden. Ve canımın yandığını belli eden sesler bıraktım. Hayla adını bilmediğim ve kendisine 'babacık ' dememi isteyen kişi şoföre saydırmaya başladı. Şoför " özür dilerim Bay Minho "diyordu. Bu kelimeleri tekrarlayıp duruyordu. En sonunda sorun yok demeye başladım. Ve şoförün dedikleri aklıma takıldı.  Demek adı Minho'ydu. Minho adlı şahıs bana arabadan inmemi söyledi indim ve önümde 2 katlı lüks bir villa görünce kala kaldım. Tam eve doğru yürüyecekken telefonum çaldı.  Minho bana baktı.  Telefonumu çıkardım arayan Yuna'ydı. Ona hiç istemesemde babacık kelimesini kullanarak şu cümleyi kurdum "babacığım aramayı açabilir miyim?" Dedim. Bana düz ve sinirli bir ifadeyle " acele et ufaklık " dedi. Sevinçle telefonu açtım.
" Aloo efendim Yuna ."
Yuna : jisungie yarın biyoloji sınavı varmış ve benim notum sende kaldı bana fotoğrafını atar mısın rica etsem?
" oh özür dilerim tamamen aklımdan çıkmış şuan pek müsait değilim ama 1 saat içinde atmaya çalışırım Yuna "
Yuna: teşekürler jisungie acele etmene gerek yok at yeter neyse müsait değilmişsin seni seviyorum görüşürüz
" Bende seni seviyorum görüşürüz " Dedim. Arkamı döndüğümde gözlerinden alev saçan bir adet Minho gördüm.  Bana " Yuna kim ve neden bu kadar samimisin!" Bende korktuğum için istemsizce kekeleyerek      " A arkadaşım ba-bana sürekli yardım eder." Dedim . Korktuğunu anladığı için büyük olan sakin olmaya çalıştı . Küçüğün gözünde kötü gözükmek istemiyordu. Düz bir ifadeyle büyük olan " arana biraz mesafe koy çok yakın olma." Dedi . Jisung korkuyordu şuan büyük olandan çünkü daha bir konuşmadan bu kadar kızıyorsa devamını düşünemiyordu. Büyük olan küçük olana eve geçmesini söyledi. Küçük olan eve girdiğinde bütün hizmetler onu selamladı. O da selamladı.  Jisung utanıyordu.  Büyük olan " Aç mısın?  Yemek yiyelim ." Dedi. Küçük olan evet anlamında kafasını salladı.  Jisung hayla okulunu ne yapacağını düşünüyordu. Yarın önemli bir sınavı vardı. Jisung utanarak" şey birşey sorabilir miyim? "Dedi büyük olana. Büyük olan " gel salona geçelim oturalım öyle. " dedi. Jisung tamam diyerek büyüğünü takip etti. Salonda oturdular ve büyük olan " Ne sormak istiyorsun ufaklık. " dedi. Jisung " ben yarın okula gidecek miyim?" Dedi. Minho " 1 hafta gitmesen olmaz mı?  " Dedi. Jisung  " yarın çok önemli bir sınavım var ama bu hafta sınav haftası gitmem gerekiyor." Dedi. Minho " özel hoca tutarım ." Dedi. Jisung şaşkın bir şekilde " Nolur okulumu değişme ne dersen yapacağım kurallarını dinlerim ba-babacığım." Dedi. Minho şaşırmıştı çünkü küçüğü dudağını büzmüş adeta Ona yalvarıyordu.  Ona kıyamıyordu. Minho ' kurallardan çıkmayacaksın."dedi. Küçük olan " söz babacım" dedi. Minho sırıtarak " okula ben bırakıcam ve ben alacağım itiraz yok kimseyle fazla yakın olmamaya çalış Felix ve Seungmin dışında.  Kitap ihtiyacın vardır mutlaka sınav yılın şuradaki adamlardan birine söyle sana istediklerini alır "dedi. Jisung şaşırmıştı .Felix ve Seungmin'i nereden biliyordu. " ba-babacım sen Felix ve Seungmin'i nereden biliyorsun?" Diye sordu büyüğüne. Büyük olan " daha yeni başlıyoruz ufaklık "dedi ve Küçüğünün saçlarını karıştırdı.  O sırada hizmetlerden biri geldi ve yemeğin hazır olduğunu söyledi. Masaya doğru giderken Minho " yemek yemeden önce istediğin kitaplar varsa söyle alsınlar "dedi. Jisung " eğer sen beni yarın alacaksan çıkışta alsak çünkü isimlerini bilmiyorum. Arkadaşıma sormam gerek bugünlük idare edebilirim" dedi. Büyük olan kafasını salladı. Yemeğe oturdular . Çok fazla seçenek olduğu için Jisung azar azar yiyordu. Büyük olan ise yemek yemek yerine küçüğünü izlemeyi tercih ediyordu. Yemek yerken aynı bir sincaba benziyordu. Jisung doyduğunda büyüğünün yemeğini bitirmesini bekledi çünkü yanlış birsey yapmak istemiyordu. Minho bunu fark edince " doydun mu?" Diye sordu. Jisung ise babacığım dememek için beden dilini kullanmayı tercih ediyordu. Evet anlamında kafasını salladı.  Minho gel sana odanı göstereyim dedi. Yukarı doğru çıkmaya başladılar. Bir odanın önüne geldi Minho ve durdu.  " burası senin odan karşı odada benim salonu ve mutfağı gördün zaten diğer odaları gösterirdim ama galiba yarın sınavın var git çalış. " dedi.  Jisung ise mutlu bir şekilde kafasını sağlayıp odasının kapısını açtı  . Oda kahverengi gri karışımıydı.  Yatak oldukça büyüktü.  Yatağın karşısında kocaman bir TV vardı. Odanın ilerisinde kapılar vardı. Biri giyinme odası biri banyo. Odaya tekrar dönünce kapının hemen yanında duran çalışma masası ve kitaplığı gördüm. Bu oda çok hoşuma gitmişti. Çantamı  boşalttım. Çerçeveleri komidinin üstüne koydum ve boş olan kitaplığı bazı kitaplarımla doldurdum. Yuna'nın bana verdiği kitaplari görünce not aklıma geldi. Hemen notun fotoğrafını çekip Yuna'ya attım.  Saat sekize yaklaşıyordu.  Okuldan giysilerimi çıkacaktım ki kıyafetlerimin olmadığı aklıma geldi . Giysi odası da boştu.  Ne yapacaktım.  Minho'nun odası hemen karşıdaydı.  Kapıya yaklaştım ve bir kaç kez vurdum . Ardından kapı açıldı.  Minho siyah tshirt ve gri eşofmanı ile karşımdaydı. Bana " bir sorun Mu var ufaklık? " Dedi. Bense " şey kıyafet almamışım yanıma da giyecek birşeyim yok ." Dedim. O da " ah bedenini bilmediğim için kıyafet almadım.  Neyse yarın alırız.  Gel şimdilik sana benimkilerden birseyler bulalım ufaklık" dedi. Küçük olan kafasını salladı ve odaya girdi . Minho'nun odasına girdiğinde oldukça geniş ve ferahtı.  Manzarası mükemmeldi. Minho onu giysi odasına yöneltti. Ve en küçük beden kıyafetlerini küçüğüne verdi . Siyah eşofman ve düz beyaz tshirtdü. Jisung giyince içinde kaybolacak gibi olmuştu. Büyük olan küçüğünü görünce gülümsedi.  " çok yakıştı bence ufaklık.  Yarın alırız herseyi dert etme . Hadi git dersini çalış geceye kalma sakın.  Kontrol ederim."dedi. Küçük olan gülümsedi ve odadan çıktı. Felix ve Seungmin'i aradı ve sabah onu beklememelerini söyledi. Çocuklar ne olduğunu sorsada okulda anlatacağını söyleyerek geçiştirdi.  Çalışma masasına oturdu ve biyoloji sınavına çalışmaya başladı.  Saat ikiye geliyordu. Uyumamaya direniyordu. Ders videosu izlerken kollarını masaya koymuş kafasınıda kollarının üzerine koymuştu. Ve uyumuştu. Sabah yatakta uyandığında ne olduğunu anlamadı çünkü en son ders videosu izliyordu . Kafasını yana çevirdiğinde Minho'yu gördü.  Jisung ' a sarılmış uyuyordu. Jisung onu uyandırmak istemedi . Çünkü ne tepki verebileceğini bilmiyordu. Minho'nun yüzünü incelemeye başladı.  Mükemmeldi. Onda ondu, adeta bir Yunan tanrıçası gibi yüzü vardı. O sırada gözlerin aralandığını görünce hemen gözlerini kapattı. Büyük olan Küçüğünün saçıyla oynayıp saçlarına minik buseler kondurdu ve uyanmasını söyledi. Küçük olanda yeni uyanmış gibi roller yapıyordu. Büyük olan " sana geçe kalmamanı söylemiştim. Geldiğimde uyuyordun masada Bende yatağa koydum.  Aa sonra bir baktım sana sarılmışım ve uyumuşum." Jisung utandığı için tepki vermiyordu. Büyük olan küçüğünün elini tutup yemek için aşağı inmeye başladılar.

👆 jisung'un odası

👆 Minho'nun odası