⚵ 23 - söylenenler ve gözlemler.

Start from the beginning
                                    

Harry'nin kendisine sevgi dolu olmasına alışıktı ama bu sevginin içeriğinin değiştiğini bilmek kalbini titreten bir his yaratıyordu içinde.

Hızlıca gözlerini Harry'den kaçırıp iksirine dikti. "İksirine bak, benimki gibi rezil olacak yoksa. Remus kızmasın."  Harry onun aniden kaçışına anlam veremezken bir şey demeden iksirine döndü.

Alora iksiri karıştırmak için tuttuğu kaşığı iksirin içine düşürürken ufak bir küfür mırıldandığı ağzının içinde. Eli ayağına dolaşmıştı, bu haline anlam veremiyordu.

Aklına kolyesi geldiğinde kolyeyi gömleğinin dışına çıkarıp rengine baktı, sarıydı. Sarı ne anlama geliyordu?

Babasının kendisine birkaç gün önce verdiği listenin hala çantasında olduğunu hatırlayınca iksiri tamamen boş verip çantasına eğildi ve listeyi eline aldı.

Renkleri kontrol ederken nihayet sarıyı buldu ve yanında yazana baktı, heyecan. Alora heyecanlı olduğu için elinin ayağına dolandığını fark edince yutkundu.

Harry'nin etrafında heyecanlanıyordu.

Listeyi çantasına geri koyarken bir süre bunu düşündü. Harry'nin yanında duyduğu heyecan Harry'nin kendisine duyduğu hisler yüzünden miydi yoksa Alora'nın da mı kafası karışıyordu? Bunu anlamaya çalıştı.

Hiçbir mantık kuramazken bir elini saçlarının arasından geçirip sakin kalmaya çalıştı. Ta ki Remus kendi yerine gitmek için yanından geçerken kolyesini görene kadar.

Sarı renkli, yıldız şeklindeki kolyeyi gören Remus duraklayıp "Alora, bu senin mi?" diye sormuştu. Kolyeyi tutup bakarken Alora "Babamın Noel hediyesi, güzel değil mi?" dedi.

Remus kaşlarını çattı. Pierre Vandeleur'un hediyesiydi demek. Remus bu kolyeyi ve taşı hatırlıyordu, nasıl hatırlamazdı ki?

"Demek babanın hediyesi." dedi kendi kendine. Pierre Vandeleur çok olmaya başlıyordu. "Güle güle tak."

Alora hızlıca yerine gidip oturan Remus'u izledi şaşkınca, niye suratında öfkeli bir ifade vardı anlamamıştı ama kafa yoramadı, aklı kendi duygularıyla doluydu.

Başını iki yana sallayıp düşüncelerini zihninden kovalamaya çalışırken Remus dersin bittiğini ilan etti ve Alora yanında Hermione ile dersliğin çıkışına ilerledi. Yanlarına Ron ve Harry de katılmıştı.

"Dersler bitince ortak salonda eşli patlamalı pişti oynayalım, uzun zamandır takılmıyoruz." dedi Ron.

"Bence de. Alora'yla sizi bir yenelim, değil mi?" Harry, Alora'ya döndü sırıtarak. İkisi devamlı Hermione ve Ron'u yeniyorlardı, Ron bir süre sonra bundan bıkıp ikisiyle oynamayı bırakmıştı ancak neticede dayanamamış olmalıydı.

Alora gülümseyerek "Kesinlikle." dedi. Hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyordu ancak kolyesinin sarı parıltısını aklından çıkaramıyordu.

Koridorun ortasına geldiklerinde Hermione gördüğü sarı cübbeli kişilerle "Alora, Cedric geliyor!" dedi hevesle.

Tüm bakışlar karşıdan gelen üç Hufflepufflıyı buldu, Cedric arkadaşlarına bir şeyler anlatarak gülüyordu. Harry, Cedric'i görünce tadının kaçtığını hissetse de bir şey belli etmedi, Alora ise derin bir nefes vermişti.

"Git konuş hadi!" dedi Hermione tekrardan. "Kaçmasına izin verme."

Hermione haklıydı, Alora hem neler olup bittiğini çözümlemeli hem de kendi duygularını bir tartıya koymalıydı. Başını sallayıp "Haklısın." dedi bu yüzden. "Sonraki derste görüşürüz."

SAKLI「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Where stories live. Discover now