"Hayır," bahçeye bakındım. "Sadece evi dolaşıyordum. Sen burada mı duruyorsun?"

"Evet."

"Gün boyu mu?"

"Evet."

Alayla karışık "Cevapların ne kadar uzun," diye güldüm. İfadesizliğini korudu.

"Burada sıkılmıyor musun?" dediğimde cevap bekleyerek kafamı omzuma eğdim.

"Bu benim işim Hira Hanım, bir ihtiyacınız yoksa ben yerime geçeyim."

Omuz silktim. "Geç madem. Görüşmek üzere," diyerek gülümsedim yine.

Kısaca başını eğdi ve bahçenin ilerisinden dönerek gitti. Bu evde bana arkadaş olacak kimse yoktu. Ben de geri salona gitmeye karar verdim.

Salonda uzanmış saatlerdir dizi izlerken merdivenlerden gelen adım seslerini duydum. Yerimde doğruldum ve Çağların bana yaklaşmasını izledim.

"Hira, ne yapıyorsun?"

"Sıkılıyorum," dedim somurtkan bir ifadeyle. "Bıraktın gittin beni burada."

Yumuşak bir tebessüm etti. "Üzgünüm fıstık," elleri ceplerini buldu. "Bunu telafi edebilirim."

Koltuğa oturmayıp ayakta kaldığında aşağıdan ona baktım. "Nasıl?"

"Acıktın mı? Yemek sipariş edelim."

Açlığımı hissederek karnıma elimi sardım. O sırada saate gözüm kaydı. 6'yı gösteriyordu. "Acıktım sanırım."

Yarım saat sonra elimizdeki pizza dilimleriyle koltukta oturuyorduk. İçecek olarak kendine şarap, bana kola getirmişti.

Üç dilim yiyip doyarken o da az yemişti. "Sen neden az yedin?" diyordum peçeteyle ellerimi temizlerken.

"Dikkat ediyorum diyelim."

Güldüm. "Kaslarımı buna borçluyum diyorsun," ama cümle ağzımdan çıkar çıkmaz pişman oldum.

Sırıtarak "İncelemişsin bakıyorum," dediğinde çok geçti.

"Ne münasebet." Bakışlarımı kaçırdım. Dizi hala ilerliyordu ama izleyen yoktu.

"Ben dizi izleyeceğim," diyerek televizyona döndüm ve kafamı geriye koltuğa yasladım. Sonra ona baktım. "Senin işin var mı?"

Pizza paketlerini kapatarak ittirdi ve benim gibi arkasına yaslandı. "Hayır. Sana eşlik edebilirim."

Ece bunu görse "Neee Çağlar Akman seninle dizi mi izledi?" derdi.
Neyse ki Çağların adı umrumda değildi. Benim için şu noktada önemli olan karakteriydi.

İzlediğim dizi aksiyon içeriyordu. Ben gözümü kırpmadan yarım kalan bölümü bitirirken diğer bölüme geçtim.

Çağlar'a döndüm. Bilmiş gibi bir gülüş attım çünkü tabletine bakıyordu. Başını kaldırıp benimle göz göze geldi. "Dizi izlemek pek benlik değilmiş."

"Olsun. Yanımda dursan da yeter." Sol gözümü ovuşturarak koltuğa iyice yayıldım.

"Üstünü değiştir istersen," dediğinde "Neden ki?" diye sordum. Gözlerim yırtmaçtan dolayı sonuna kadar açılan bacağıma kaydı.

Telaşla orayı kapattım. "Görmedin değil mi?" sesim fısıltıyla çıkmıştı.

Başını iki yana sallayarak tablete döndü. Ben de üstelemeden ayağa kalktım. "Giyinip geliyorum," diye haber verdim.

"Duşu da kullanabilirsin. Rahat ol evde."

Tamam anlamında başımı salladım ve merdivenlerden çocuk gibi koştur koştur çıktım. Merdiven çıkmaya çocukluktan beri bayılırdım.

BİRLİKTE +18Where stories live. Discover now