17.Bölüm-"Unutulanlar"

Start from the beginning
                                    

"Merhaba."

"Konu Tolga," dedi zaten bildiğim bir şeyi açıklayarak. "Bugün duruşma vardı. İşler beklediğim gibi gitmiyor."

Huzursuzca etrafıma bakındım. Bizi dinliyor olma ihtimalleri olabilirdi. "Katil Tolga değil." dedim kendimden emin bir şekilde. "Bana dair şüphelerin olabilir, bir şey diyemem. Ama ben yapmadım. Kim neden yapıyor bilmiyorum fakat bu bana karşı kurulmuş kusursuz bir plan. Tolga gerçeği biliyor olmalı, susturulmuş. O konuşursa her şey çözülecek ve bunu yapacak kişi sensin. Neden benimle konuşmak istedin anlamıyorum?" Sözlerimden sonra kaşlarını kaldırarak her şeyi kulak ardı etti.

"Ne oldu sana? Kim yaptı bunu?"

"Sen işini yapsaydın şuan demir parmaklıklar altında olacak kişi."

"Benim işim," dedi hızlı bir nefes alırken. "Katili bulmak değil, Tolga'nın masumluğunu ispatlamak. Burada bir suçlu arıyorsan o ben değilim. Eğer sen bana her şeyi anlatırsan demir parmaklıklar arkasında olması gereken kişi çok daha hızlı ait olduğu yere gider." Bunu kendi içimde biraz düşünürken, "Güzel, şimdi konuşabiliriz." dedi.

"Katil başka birisi ve beni tanıyor. Suçu birisinin üzerine atmak istemiyor, benimle oynamak istiyor. Bana bir şeyin bedelini ödetiyor aklınca."

"Kim olduğunu düşünüyorsun?"

"Kimsem yok."

"Son zamanlarda aranızda gerilim yaşanan birileri var mıydı? Bu olaydan hemen önce..."

"Eski sevgilimle kavga etmiştik; Çınar. Ve..." Kaşlarım çatılırken bunu söylemek asla hoşuma gitmemişti. "Tolga. Tolga ile kavga ettikten sonra çıkmıştım evden. Sonra bu oldu; o kız öldü."

"Ve Tolga o gece oradaydı?" Avukat'ın bakışları benden ayrılıp masanın üzerinde kilitlenirken yutkunmam zorlaştı. Hızlıca başımı iki yana salladım.

"Hayır, hayır... Öyle olsaydı suçu kabul etmezdi ki. Etmezdi, değil mi?"

"Belkide bizim böyle düşüneceğimizi tahmin etti." dedi gözlerini masadan ayırmadan.

"Ama o adam... Sarışın adam onu sattı, madde kullandığını ve yerini ifşa etti. Neden yapsın?"

"Korkmuştur, yakalandığı içinde Tolga'nın kendisine zarar vereceğini düşünüp onun içeride kalmasını sağlamaya çalışmıştır." Dudaklarım hayretle aralanırken alev alev yanan yeşil hareleri gözlerime tırmandı. "Reya, ben abinin avukatı olabilirim ama çözmek istediğim dava artık bu. Hiçbir zaman tamamen masum olduğuna emin olmadığım insanların maşası olmam. Gerçeği öğrenmek istiyor musun?"

"İstiyorum."

"O hâlde birlikte haraket etmemiz gerekiyor. En başından bilmeliyim her şeyi. Abinle aranızda ne var?"

Sanki bu konunun benim canımı yaktığını biliyormuş gibi bir tedbir oluşmuştu gözlerinde. Bu gözlerin sahibi sert bakışların altında merhamet besliyordu ve o merhamet, bir merhametten çok daha fazlasıydı.

İçimde oluşan ukteyi yutkunmak istercesine kastım kendimi. Tolga... Güzel anılarımız yoktu geçmişte, en kötü korkularımın yaratıcısıydı o. Fakat her şeyimi yitirdiğim gün bana geri dönmüştü. Geç kalmıştı belki ama sonuçta gelmişti. Onu yaptıkları için asla affetmeyecek olsamda yanımda durmasına alışmıştım.

Yaş on dört...

Bir cesetle aynı odada yatarken acıyan canım yüzünden bağıracak gücüm bile kalmamıştı. O ceset bana aitken fiziksel olan acı mı daha can yakıcıydı, yoksa kendi infazımı gerçekleştirmiş olmam mı karar veremiyordum.

Parmak Uçlarındaki YabancıWhere stories live. Discover now