TANITIM

63 12 2
                                    

Herkese tekrar merhaba, ciddi ciddi yeni hikayeye başlıyoruz ha. Tanımayanlar için ben Fatıma Zişan ;)

Yayımlanmış fantastik bir kurgum var, merakınız celbederse ona da göz atabilirsiniz.

Bu bölümü ise daha çok tanıtım gibi düşünebilirsiniz. Asıl hikayemiz birinci bölümden başlayacak.

Okumaya başladığınız tarihi yazar mısınız?

Keyifli okumalar 🐣

Keyifli okumalar 🐣

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-TANITIM-

"Büyüdüğünü ne zaman anladın?" diye sordu, kapı pervazına sırtını dayayarak yere oturduğunda.

Minik adımlarla yanına ilerlerken dudaklarımı bükmeyi de ihmal etmedim. "Bilmem." Karşısına geçip oturduğum sırada başını geriye doğru atarak hafifçe güldü. "Karışık bir durum aslında," diye sorusunu iyice yanıtlamaya çalıştım. "Yani daha önceden kendimi bir şiir dizesinde veya bir filmde... Ya da en basitinden bir kitapta bulduğum olurdu. Büyük insanları, o büyük insanların yazdığı koca satırları kendime benzetirdim ve bu yüzden de büyüdüğümü hissederdim ama gerçekten ben ne zaman büyüdüm işte onu çok bilmiyorum," derken de güldüm. "Neden sormuştun ki?"

"Hiç," dedi kelimeyi uzatarak. Dizlerini biraz kendine çekmiş, kafasını kapı pervazına dayamışken bile bana bakmaya devam ediyordu.

"Ama büyümek o kadar da güzel bir şey değilmiş zaten. Bazen gerçekten bununla yüzleştiğimde kendimi çiçeklerin arasında, yine yeşil rengin tamemiyle hakim olduğu o çayırda koşarken hayal ediyorum. Kendimi o oyunların içerisinde buluyorum." O hatıralarımı hatırladığımda kalbimde hep kelebekler uçuşurdu. Hafif bir tebessüm peyda oldu dudaklarımda. "Her şey zamanında güzel bence. Büyüdünde anlarsın, derdi ya büyükler. Büyüdüğümü anlamamı sağlayan şeyin ne olduğunu merak ediyorum gerçekten şu anda. Ama o zamanlar bizim bahçedeki o yaşlı ağaca babam gibi salıncağı kurmayı başardığımda büyüyeceğim zannederdim hep ya da belki yemek yapmayı öğrendiğimde... Ablam gibi beş taş oynadığımda da büyüyecek olabilirdim belki. Onlar bana hep kocaman gelirdi, hiç ulaşılamayacak bir hedef gibi."

"Beş taş mı?" dedi gülerken.

"Evet," diye destekledim gözlerim irileşirken. Şimdi ablamın yaşındaydım ama hala onun gibi oynayamıyordum. "O oyunun ne kadar zor olduğunu biliyor musun? Ablam bu işin ustasıydı, tüm çocuklar toplanır, oyun oynamaktan ziyade onu izlemekten keyif alırdık." Durumun ne kadar komik olduğunu anlayınca güldüğümde, yine de kendime yediremeyerek, "Senin yok muydu öyle küçükken izlemekten keyif aldığın şeyler sanki," dedim. "Ben karınca sürülerini izlemeyi de çok severdim mesela. Böyle çok tuhaf olurdu içim ama yine de izlerdim."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 26 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SİYAH KALEMLER VE RENKLİ TABLOLARWhere stories live. Discover now