message in a bottle ➰

Start from the beginning
                                        

Kamerayı kapattıktan sonra Jack'e seslendi. Bir kahve almak bu kadar uzun sürmemeliydi.

Geri gelir gelmez kendini koltuğa attı Jack. Hala tepesinde dikilen Taylor'a şaşkın gözlerle bakmaya ve anlamaya çalışmaya devam ediyordu.

"Eee?" dedi. "Bu acele ne içindi? Anlat bakalım, dinliyorum."

"Şarkı yazdım." dedi Taylor.

Göz devirdi Jack.

"Allah allah... Çok ilginç."

"Ne çok ilginç Jack ya? Stüdyoya şarkı kaydetmeye gelmiyor muyuz?"

"Kızım dalga mı geçiyorsun? Anladık herhalde şarkı yazdığını. Sabahın sekizinde niye buraya dikildik, ben onu soruyorum."

Taylor olduğu yerde zıplamaya başladı.

"Çünkü çok heyecanlıyım! Bir an önce kaydetmeye başlamak istiyorum."

Tam o sırada kapıdan içeri giren Max, Taylor'ı bu halde görünce şok olmuştu. Taylor'a hiçbir şey diyemeden şaşkın gözlerle Jack'e döndü.

"Nesi var bunun?"

Jack kafasını iki yana salladı.

"Keşke bilsem."

Max gülerek omzundan hafifçe ittirdi Taylor'ı. Onunla hep böyle anlaşırlardı.

"Sen hayırdır ya?"

Taylor da güldü.

"Ne olmuş?"

"Saat sabahın sekizi, güzel kardeşim. Ne bu enerji böyle? Ne oluyor?"

"Offf!" dedi Taylor. "Ne çok soru sordunuz sabah sabah, kafamı ütülediniz ya... Hadi hazırlanın da başlayalım."

"Bir kendimize gelseydik, malum daha uyanamadık da..."

"Ben yedi buçuktan beri buradayım Max. Bak, gayet kendimdeyim."

Jack ve Max birbirlerine bakıp gözleriyle anlaştılar. Şüphesiz ikisi de Taylor'ın kafayı yediğini düşünüyordu.

Bu süreç uzayacak gibiydi, Max hızlı pes etti.

"E iyi madem, göster şu şarkıyı. Neye benziyormuş bir bakalım."

Taylor piyanonun üstüne koyduğu şarkı sözlerini alıp Max'in eline tutuşturdu.

"Sözlerde bazı eksikler var, tam değil daha. Aklıma ilk gelenleri yazdım."

Max ayakta dikilip sözleri incelerken Jack de kahvesini kenara koyup ayağa kalktı. Göz ucuyla kağıda bakıyordu ama hala çok uykusu olduğu için yazılanları algılayamıyordu.

Taylor sözleri okumalarını beklemeden klavyenin başına geçti. Dünden beri defalarca şarkıyı çaldığı için elleri otomatik olarak tuşlara gidiyordu artık.

"Gitarda yazdım ama ilk piyanoda çalacağım. Introsu olmayacak, direkt sözlerle girsin istiyorum." dedi, gözlerini piyanodan hiç ayırmadan.

Sonra şarkıyı çalmaya başladı.

"I'm perfectly fine, i live on my own,
I made up my mind I'm better off being alone"

Heyecandan tuşları içine çökertecek kadar sert basıyordu.

"We met a few weeks ago and now you try on calling me 'baby' like trying on clothes"

Durdu, ellerini  yavaşça tuşlardan kaldırdı.

"Buradan sonra şarkı hızlansın istiyorum, ama normalde de hızlı başlıyor zaten. Zaten sert bir giriş olacak ama sonra daha da hızlanacağız. Anladınız mı?"

Invisible StringWhere stories live. Discover now