17 Bölüm

42 35 15
                                    

Alex'den

Aries'den konuşdukdan sonra Suno'gilin yanına odaya gidecekdim ki, durdum Ya Aries ile Yeonun zombisi karşılaşırsa ya silahında mermi olmazsa diye geri dönme kararı aldım Ve Miro'nun olduğu odaya yani Park Yeon'nun odasına gitdim

Park Yeonun odadına gitdim fakat kapı açıkdı hızla içeri girdim Miro yerde baygın bir şekilde duryordu

"Miro! Miro! Kalk oğlum ne oldu sana Miro?" Dedim bir tarafdan bağırırken bir tarafdanda onu tokatlıyordum

Uyanmıyacağını gördüğümde masada olan sürahideki suyu yüzüne dökdüm uyandı

"Lan buda ne?" dedi gömleğinin kolu ile yüzünü silerken

"Brak şimdi onu bunu. Miro ne oldu sana Ve Aries nerde?" Dedim

Miro çok şaşkındı "Alex Park Yeon yaşıyor"

"Bundan bana ne Miro Aries nerde? Dedim bağırarak

"Bir dinlesen anlarsın Park Yeon yaşıyormuş Bazı kamera kayıtları vardı Aries ile bakdık size haber vermek için gelecekdik Aries kapını açdı ve Park Yeon elindeki sopanı onun kafasına vurub bayıltdı. Silahımı alıb ona ateş edecekken Kafama biri arkadan vurdu

"ALLAH KAHR ETSİN!!!!!" Dedim

"Bağırma Alex bağırmanın bir faydası yok hemen koş diğerlerine haber verelim" Dedi

"Tamam koş" dedim ve hızla odaya geçdim

"Ne oldu?" Dedi Suno ve ayağa kalkdı

"A-Aries....

"Ne oldu Ariese"Diye bağırdı Luna

"Park Yeon kaçırdı" dedi Miro

"Nasıl kaçırdı"dedi Jackson

"Yolda anlatırız koşun" Dedim

Yolda her şeyi anlatdım

"Lan bu adam çok zeki ya" dedi Venessa

"Zeki meki değil o tam bir şe****siz" dedi Lena

"Ariesin nerde olacağın nerden bileceğiz" Dedi Jackson

"Arayacağız herkes takım olsun" Dedim

"Ama sen tek kalıyorsun Alex" Dedi Miro

"Ben böyle iyiyim" dedim

"Olmaz bizimle geliyorsun nokta" dedi Lena

"Tamam lütfen hızlı olalım Ariesi bulalım Allah bilsin pislik kıza bir şey yapmışdır" dedim çok kızgındım ve kalbim acıyordu

"Tamam hadi ayrılın" dedi Luna ve gitdiler

Her kes Ariesi arıyordu bende arıyordum fakat aramamıza rağmen hayla onu bulamamışdık

Jackson ve Lenaya yukarını aramalarını söyledim bende aşağı kata indim çok karanlıkdı bir şey görünmüyordu. Bir Ariese sesleniyim eğer burdaysa ses verir dedim ve seslendim

"Ariesss!!!!" Bağırdım Bir ses gelmedi "Aries!!!" Yine bağırdım Elimde fener olmadığı için içeri gitmedim ve fener almak için yukarı çıkdım

"Buldunuzmu Ariesi" dedi Suno

"Allah kahr etsin bende size soracakdım malesef hayır bulamadık" Dedim

"Biz yukarda tüm odalara bakdık hattda yeni açılan katlarada bakdık hiç kimse yokdu

"Ben aşağıda bir oda gördüm çok karanlıkdı fazla gidemedim" dedim

"Eee ne duruyoruz fener alıb gidelim" Dedi Luna

"Ya bu kadar aksiyon neden ya 2 gün sonra doğum günüm ve galiba o güne kalmadan öleceğim" dedi Jackson

Lena gülümser "Ya gerçekdenmi ne güzel" Der

"Evet" dedi ve Gülümsedi Jackson

"ya çok konuşma Jackson yürüyün hadi" dedim

Aries'den

Miro ile tam dışarı çıkacakken Yeonu gördüm sopa ile kafama vurdu. Uyandığımda kendimi bir odada gördüm ve başımın üzerinde 2 kişi duruyordu. Ağzımı kapatdıkları için konuşamıyordum. Bana hep "şişt sesiz ol sesini çıkarma yoksa ölürsün" diyordular. Arda Park Yeon gelib içerini kontrol ediyordu. Yine geldi

Yanıma eğildi ve suratımı sıkarak konuşmaya başaldı "Ee bu bücür yaramazlık yapmadı dimi"dedi

Yanımda duran adamlar ise "hayır efendim" dedi

"Senin kanın aradığım kan" dedi

Ağzımı açamsı için gözlerimle işare etdim ve ağzımı sertce açdı istemsizce "Ah!" dedim

"Lan sen manyakmısın benim kanımı ne yapacaksın? dedim

"Karımı hayata döndüreceğim" dedi ve çıkıb gitdi

"Ne!!! karını hayata dön...." ben konuşurken biri ağzımı kapatdı

Yarım saat sonra kapı açıldı ve kapının önündü duran kişi içerdekilerin ışığı kapatmasını söyledi ve ışığı kapatdılar. İçeri biri girdi kim olduğunu göremiyordum ve bağırmaya başladı "Ariesss!" diye Bu Alex'di tam cevab verecekken adamların biri kafama sılahı dayayıb "Sakın!!!" dedi

Alex ikinci kez beni çağırdı ona cevab verememiş olmam benim canımı çok acıtıyordu o sırada gözümden bir damla yaş akdı Ve Alex gitdi.

Adamların biri Park Yeonu arayıb durumu haberdar etdi ordan gitmemizi söylemiş olmalı ki adamlar beni oradan götürmek için elimi ayağımı çözmeye başladılar bende burada olduğumu belli etmek için kolumdaki bileziyi yere atdım ve beni götürdüler...

Nereye gideceğimi bilmiyordum ama kötü yere gideceğimi biliyordum. Öleceğimi hiss etmişdim keşke Alex'e onu sevdiğimi itiraf etseydim demeden duramıyordum.  Elveda Alex dedim gözlerimden yaşlar akarken.

Oy vermeği unutmayın Galp💫

Karanlık Okul 🏫Where stories live. Discover now