Öğretmen Hanım

Start from the beginning
                                    

"Selamın Aleyküm." diye seslendi çay dağıtan adama. Elinde salladığı tepsiyi durdurup ilk defa gördüğü kadına baktı çaycı.

"Buyur bacım?"

"Ben muhtarlığa gidecektim de.. Yeri nerede acaba?"

Çaycı kadını süzdükten sonra parmağıyla aşağıya giden yolu işaret etti. "Şu yolu takip ettin mi bulursun."

Songül teşekkür ettikten sonra bir şey konuşulmasına fırsat vermeden yürümeye başladı. Elinde valiziyle köylerine gelen kadın, köylülerin dikkatini çekmişti.

*

Jandarma aracı köye girdikten sonra çoğu kişinin gözü oraya dönmüştü. Geldiğini düşündükleri öğretmeni karşılamak için ayağa kalktı kahvedekiler. Yüzbaşı ayağa kalkanları görünce erine, arabayı durdurmasını emretti. Kapıyı açıp indiklerinde yanlarında kimsenin olmadığını anlamalarıyla yüzleri düşmeye başlamıştı.

"Emin yüzbaşı, muallim yok mu?"

"Yok Ahmet amca. İstanbul'da ki rahatını bozmak istemedi herhalde."

"Çocuklarda pek heves ettiydi. Allah razı olsun siz de geldiğinizden beri öğretmeye çalışıyonuz da muallim farklı olurdu."

"Haklısın Rıza amca ama yapacak bir şey yok. Biz elimizden geldiğince derslere devam edeceğiz. Siz çocukları okula yollamaktan geri durmayın." dedi Emin. Ardından arkasını dönüp erlere seslendi. "Muhtara haber edeceğim. Siz karakola geçin."

Nizami adımlarla yokuş aşağı giden yola saptı. Muhtarlığa varana kadar bir dal sigarayı bitirmeyi de ihmal etmemişti . Kenarda bulunan çöp kutularından birine fırlattı elindeki izmariti. Köyün en lüks yeri olan Muhtarlığa girdiğinde aradığı adam da tuvaletten çıkıyordu.

"Muhtar, günaydın."

"Günaydın yüzbaşı." dedi muhtar gülerek. Emin, neden güldüğünü ve öğretmenin yanında olmadığını sorgulamamasına takılırken konuştu.

"Muallim gelmedi."

Muhtar kaşlarını çattı. Yine de dudaklarındaki tebessüm eksilmemişti. "Nasıl gelmemiş?"

"Uğraştırma muhtar. Garajda değildi. Gelmemiş işte."

Muhtar anlayışla gülümsedi. "Öğretmen içeride." dedi öğretmeni vurgulayarak. Daha sonra odasını gösterdi. Emin kaşlarını çattı. "Nasıl içeride?"

Muhtar odasına girerken hala sorguluyordu. Merakla tek başına gelmek gibi bir aptallıkta bulunan adamı görmek için odaya yöneldi. İçeride oturmuş çay içen bir kadın görünce şaşkınlığı belirgin bir hal almıştı.

Songül kapıda bekleyen Emin'e doğru başını çevirdiğinde garajda göz göze geldiği asker olduğunu gördü. Demek kendisini almak için oraya gelmişlerdi.

"Tanıştırayım." dedi muhtar. "Köyümüzün yeni öğretmeni Songül Acarerk."

Songül hafifçe başını sallayıp önüne döndü. Çayından bir yudum aldıktan sonra yeniden askere baktı.

"Kusura bakmayın yüzbaşı. Ben, beni almaya gelecek birinin olacağını düşünmediğimden köy minibüsüne binip geldim."

Emin yavaş adımlarla ilerleyip kadının karşısında kalan koltuğa oturdu. "Sağ salim gelmenize sevindim muallim hanım-" Emin cümlesine devam edemeden kesti sözünü Songül.

"Öğretmeni tercih ederim."

"Yeni nesile ayak uydurulmalı değil mi?" diye araya girdi muhtar. Kapının önünde öğretmeni vurgulamasındaki sebebi şimdi anlıyordu Emin.

SadGül - Oneshot Where stories live. Discover now