Bölüm 21: The Best Taboo Partner Ever

Start from the beginning
                                    

"Oo Defne, hoşgeldin! Bende Kaan'ın niye bu kadar hazırlık yaptığını merak ediyordum.. Misafirler olmasa açlıktan sürünüyoruz da normalde, sayende midem bayram etti.."

Kaan Buğra'ya gözlerini devirirken "Defne misafir değil.." dedi. "Sadece bu eve ilk gelişi olduğu için biraz özenmiştim ama herşeyi yemişsin, sağol.."

Buğra beni bıraktığı sırada Lucio yaklaşıp elini belime doladı. "Aslında biz gelmeden önce yedik bir şeyler, o yüzden sorun değil." Sonra soran gözlerle bana baktı. "Yine de açsan.."

Sözünü kesip "Değilim.." dedim gülümseyerek. Sonra Kaan'a döndüm. "Ama teşekkür ederim.."

Kaan önemli olmadığını belirtir gibi kafasını iki yana salladığında Buğra'nın sesiyle ona döndük hepimiz.

"Şu salağı uyandırayım.." dedi Can'a yaklaşırken. Ben yastıkla vurarak uyandıracak sanıyordum ama denize atlar gibi balıklama atladı Can'ın üstüne.

Kahkahalarımı tutamayıp gülmeye başladığımda Can inleyerek uyandı uykusundan.

"Buğra senin olmayan şerefini si-"

Beni görünce bir kaç saniye duraksayıp tereddütle devam etti cümlesine.

"..seveyim.."

Sonra uykulu gözlerini ovuşturdu yavaşça. "Hoşgeldin Defne."

"Hoşbuldum." dediğimde Lucio Kaan'a dönüp "Aslında.." dedi. "Defne burayı çok merak ediyordu. Özellikle müzik çalışmalarınızı yaptığınız odayı.."

"Neden misafirlikte bir şey istemeye çekinen çocukla annesi gibi davranıyorsunuz?" dedi Kaan gülerken. "Nereyi görmek istiyorsan görebilirsin Defne.."

Matteo mutfağa bir şeyler atıştırmaya giderken "Bak!" dedi Buğra bize yaklaşarak. Eliyle üst katı işaret ediyordu. "Bizim odalarımız orada. Sağ taraf.. Lucio'nunki solda. Üst kat odalardan oluşuyor yani. Merak ediyorsan çıkıp bakabilirsin ama senin asıl merak ettiğin yer şurası.."

Kendi kendime Lucio'nun neden burada bir odası olduğunu sorgularken bunu daha sonra sormak üzere zihnimin bir köşesine not ettim ve Buğra'nın anlattıklarına odaklandım.

Buğra'nın eliyle işaret ettiği yerde küçük bir koridor vardı. Ve yalnızca bir kapı var gibi görünüyordu..

"Müzik odası mı?"

Sorumu Buğra yerine Lucio cevapladı. "Evet, müzik odası.. Hadi gel."

Lucio beni elimden tutup oraya götürürken Buğra da peşimizden geliyordu. Kapının önüne geldiğimizde yavaşça kapıyı açıp bana döndü Lucio.

"Gir bakalım.."

İçeri girdiğimde salondan daha büyük bir oda karşıladı beni. İki basamaklık bir merdiven yüksekliğinde bir platform, üstünde de siyah bir bateri vardı. Kenarda duvara yaslanmış bir kaç gitar ve yerde dolanan bir sürü kablo vardı. Bazıları gitarlara aitti, bazıları da mikrofonlara..

Ben etrafı hayran hayran izlerken Buğra kenarda diğerlerinden ayrı duran gitarı gösterdi. "Bak.. O benim."

"Senin gitarın mı?"

Yüzüme aptalca bir bakış atıp düzeltti. "Bas gitar.."

Ona gülümserken bir kaç adım daha attım sahneye doğru. "Demek benim şarkımı ilk siz dinlediniz.." dedim odadaki eşyalara.

Hayır deli değildim.. Sadece burası çok hoşuma gitmişti. Odanın her tarafı emek ve uğraş kokuyordu sanki.. Kaç söz yazılıp silinmiş, kaç şarkı söylenmişti bu odada kim bilir..

VİŞNE Where stories live. Discover now