Bölüm 2

1 0 0
                                    

 Taksiye binip havaalanına gidiyordum, içinden geçmekten hoşlandığım bütün sokaklara özlemle bakıyordum. Boş günlerimde kızlarla güneşlenmeyi sevdiğim sahile. En sevdiğimiz dondurmacıya ve oturup şiir yazdığım sıraya. Yanağımdan bir gözyaşının süzüldüğünü hissettim. O kadar çok güzel anım var ki...
Bu duygusal an, teyzemden gelen başka bir telefonla kesintiye uğradı.
-Merhaba? Süreyya? Henüz havaalanında mısınız? diye sordu.
- Affedersiniz, orada ne kadar kalacağız? Telefonun mikrofonunu kapatarak taksiciye döndüm.
"4 dakika," diye yanıtladı hoş bir ses tonuyla.
-4 dakikaya oradayım. dedim telefonu tekrar kulağıma götürerek.
- Ah, yakında burada olduğun için ne kadar şanslısın! İyi yolculuklar. Tanrı seni korusun! - Bu sözlerden sonra teyzem telefonu kapattı ve taksici arabayı durdurdu.
-Biz. dedi kapıyı benim için açarken.
Ben saatime baktım. Kusursuzdu. Uçağıma yaklaşık 3 buçuk saat vardı, bu yüzden acele etmem gerekmiyordu. Taksi parasını ödedim ve büyük, cam cepheli havaalanına doğru yola çıktım.
İçeride beklediğim kadar çok insan yoktu. Havaalanına baktım. Küçük bir kafe, çok sayıda kiosk, tuvalet ve örneğin el bagajının tarandığı bir sürü kontuar vs. Bu tür birçok prosedür vardı. Önce güvenlik kontrol noktasına gittim, sonra el bagajımı taramam gerekti, ardından tarama kapısından geçmem gerekti ve bu böyle devam etti.
Tüm bunlardan sonra uçuştan önce bir şeyler yemek için bir kafeye gittim. Çikolata ve elma suyu ile bir kruvasan aldım.
Kafeden ayrıldığımda, uçağımın kalkmasına daha bir buçuk saat vardı, bu yüzden gazete bayilerinde ne var diye dolaştım. Yaklaşık 20 dakikamı aldı, bu yüzden tek yapmam gereken uçağımı beklemekti.


Bir saat sonra


Uçakta ağır makyajlı çok hoş bir hostes tarafından karşılandım. Hayatımda üçüncü uçak yolculuğum olduğu için biraz gergindim. Bir kez çocukken Mısır'a ve ikinci kez okumak için Polonya'ya uçtum.Türbülans başlayana kadar yolculuk olaysız geçti. Çocuklar ağlamaya başladı, hostesler herkesi sakinleştirmek zorunda kaldı ve ben de sakince dergiyi okudum. Tabii bir süre sonra her şey durdu ve gemide her şey sessizdi.Bu huzur anını elimden geldiğince iyi geçirmeye karar verdim. Kabarık kulaklıklar ve gözlerimi bağladım ve uyumaya gittim.Uçuş görevlisinin 20 dakika sonra ineceğimizi bildiren sesiyle uyandım. Neyse ki. Bunca saat oturduktan sonra koltuklar gitgide daha rahatsız hale geldi, üstelik kulaklarım tıkalıydı ki bu oldukça rahatsız ediciydi.Dergiyi tekrar sırt çantamdan çıkardım ve her dakika saatime bakarak okumaya başladım. Tabi teyzemi arayamadım çünkü uçak modu arama yapmamı engelliyordu. Neyse ki kulaklık aldığımı ve müzik dinleyebildiğimi hatırladım.Dakikalar saatler gibi geliyordu ve ben yerimde duramıyordum. Yakında ailemi tekrar göreceğim!Uçak yavaş yavaş inmeye başladı ve hostes yolculara yaklaşık 5 dakika sonra ineceğimizi bildirdi. İnsanlar şimdiye kadar çıkardıkları her şeyi toplamaya başlarken güvertede küçük bir vızıltı oldu. Ben ise beni eve götürecek şoförümüz Kenan'ı sabırsızlıkla bekliyordum.SONUNDA! Uçaktan indim! Kenan havaalanında bekliyordu. Beni görmek istercesine etrafına bakındı. Onu gördüğüme o kadar sevindim ki ona sarıldım. Adam bir an hareketsiz durdu, sonra beni itti.-Kenan! beni tanımıyor musun? diye sordum, hâlâ çok heyecanlıydım.-HAYIR? Bekle... Süreyya?! - Şaşkınlıkla seslendi.Başımı salladım ve ona tekrar sarıldım. Ancak bu kez o da sarıldı.-Beni eve götür! Boynuna atladım.-Benim masum küçük yaratığım- dedi şefkatle, sonra valizimi almaya gittik.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 29, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

En parlakWhere stories live. Discover now