Parayla Saadet | Stony

İlk Öpücük

"Üstünde ki kıyafet çok güzelmiş, sarışın." Tony Stark, elimi öptü. Yüzüme yalandan bir gülümseme yaptım. "Teşekkür ederim. Biraz eski." Üstümde ki takımı kiralamıştım. Hemde maaşımın yarısıyla! Bu demek oluyor ki su faturasını ödeyemeyecektim ve alışveriş yapamayacaktım. Mumlu gecelere merhaba. Ama boşuna değil. Belki de Tony Starkla bir ilişkim olursa daha çok param olabilir? Sonuçta çok zengin.

"Bu gece için teşekkür ederim. Gelmek istemediğini söylemiştin." Başını biraz eğdi. Yüzümde ki gülümsemeyi bozmadan cevap verdim: "Sizi kıramazdım. Sonuçta çalıştığım şirketin ortağısınız." Bir sebepte bu. Gülümsedi ve şaraptan bir yudum aldı. İkimizde harika biftekler yiyorduk. En son ne zaman et yedim hatırlamıyorum bile! O kadar zengin bir şirkette çalışmama rağmen bana az para verilmesi saçmalık!

"Bir ailen var mı, Steve?" Bu soru gerçekten ailemi sormak için ama bir diğeri de "sevgilin var mı" sorusu. Ağzımda ki lokmayı yuttum. Hadi Steve, yalanları sırala. "Maalesef ailem ben küçükken vefat ettiler." Bu doğru. "Bir flörtüm var." Bu yalan. Hiçbir erkek bana yaklaşmazdı. Kadınlar da beni hoş bulmazdı. Sıkıcı ve geri kafalı olduğumu düşünürler. Onların gözlerinde bir büyükbabadan eksik değilim.

"Şaşırmadım. Baya göz alıcı bir adamsın." Geldiğimden beridir vücüdümü süzüyordu. Bozuntuya vermedim. "Ama biliyorsunuz. Gerçekten bir ilişki istemiyorum. Geçim derdi yaşıyorum da." Bu onu çekecektir ha? "Seni o hayattan çekip alabilirim, Steve." Tony, aptal bir adam değil. Onu kandıramam. Derin bir nefes verdim. Gözlerim yere kilitlendi.

"İhtiyacım yok. Belki de başka bir iş bulabilirim. Başka iş verenlerle görüşmeye başladım." Maalesef hiçbiri istediğim gibi işler değildi. Sadece mevcut olan maaşımdan biraz daha yüksek ama daha fazla çalışmam lazım. Yada sigorta yok.

"Benim şirketimde bir pozisyon mevcut. Orada çalışabilirsin." Başımı hızla ona çevirdim. Ciddi mi? "Ayrıca sana verilen maaşın 5 katını vereceğim." 5 katı!? Elbiselerimi 2. Elden almam ve daha kaliteli yemekler alabilirim!

"Çok teşekkür ederim, bay Stark!" Mutluluktan uçan Sabri gibi havalara uçacaktım neredeyse! Cennet gibi bir hayat beni bekliyor!

Yemeğimizi yedikten sonra Tony Stark ödedi. Sonra beni evinde bir şeyler içmeye davet etti. Onun arabasıyla evine gittik. Evi çok büyüktü ve çok güzeldi. Onun gibi bir adamın bu kadar şık bir evinin olacağını düşünmemiştim.

"Çocuklarım burada değil." Bir dakika. Tony Stark evli mi!? Bu adamı hiç takip etmiyorum. Evli olduğunu bile bilmiyorum. "Evli misiniz?" Koltuğa oturdu ve bana döndü. "Evliydim. 3 ay önce boşandım." Dul bir adam. Kollarını koltuğun iki yanına koydu ve oturmam için işaret etti. Hiç gitmek istemiyordum ama ayaklarım beni oraya sürükledi. Yanına oturdum. Birbirimize çok yakındık. Biraz daha sokuldu bana.

"Kaç tane çocuğunuz var?" Tony Stark hiç baba olacak bir tip değil. Çocuklarla arası yoktur belki? "3 tane. 2 erkek ve 1 kız. 2 erkek ikiz ve liseye gidiyorlar. Kız daha 6 yaşında." 3 çocuk mu? Belki boşanmasa 4. Bir tane daha olabilir ha? Ben, çocukları çok severim. Benim için evin neşesi gibi bir şeyler.

"Ben, çocukları çok severim. Bir komşum var. Yeni doğum yaptı. Bazen çocuğunu bana emanet ediyor. Kendi sütünüde bibaronlara dolduruyor." Bayan Wilson, işkolik bir anne. Kızını doğurmadan önce de öyleydi. Aslında kocasıyla çocuk yapmak istediğini sanmıyorum. Çünkü kocası da kendisi gibi çok işkolik.

"Benimkileri çok seveceksin." Gülümsedi. Birkaç dakika boyunca sessiz kaldık. Sadece birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk. Tony, yaklaşmaya başlayınca gözlerimi kapattım. Dudaklarımız birleşti. Çok nazik öpüyordu. Ona döndüm ve yaklaştım. Dillerimiz dans ediyordu. Kollarıyla beni sarıp kendine beni bastırdı.

Öpücüğümüz vahşileşti. Şimdi liseli ergenler gibi öpüyordu. Nefes almak için ayrıldık. Derin nefesler alıp veriyorduk. "Bir sonra ki randevu ne zamana ayarlayalım?" Diye sorunca gülümsedim. Bir randevuya çıkacağız yine.