Mesela çok şeyi öğrendim senin hakkında. Nergis çiçeğini ne kadar çok sevdiğini, ben çay tiryakisi olmama rağmen sen kahve içiyorsun diye kendimi kahveye alıştırdığım zamanları, cübben için canını bile verebileceğini, bu mesleği babana verdiğin söz...
Uzun zamandır düşündüğüm yeni kurguma hoşgeldiniz.Umarım diğerleri gibi zevk alarak okuduğunuz bir kurgum olur.
اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.
BU KİTAPTAKİ HER ŞEY YAZARIN KENDİ KURGUSUNA AİTTİR. GERÇEKLİKLE ALAKALI HİÇBİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.
Ne Ola Yar Ola- Barış Manço Bülbülüm Altın Kafeste- Aliye Mutlu
🕯️
Açık pencereden sızan gecenin poyrazıestiriyordu,ufacık ama benim için onca şey ifade eden bu odanın içinde. Elimdeki baba yadigarı mürekkepli dolma kalemim, rüzgardan etrafta uçuşan birkaç parça kağıt ve tüm yaşamım, defterim.
Üzerimde kamufilajcombattişörtüm,pantolonum, yeşil botlarım vardı ancak içimde takım elbiseyle büyük bir itinayla kitabını yazan bir yazar vardı. Ancak ben ne o centilmen adam olacak kadar tertipli ne de birileri tarafından sevilebilecek kadar özeldim.
Rütbem belki bazılarından üstün olsa da onun gözlerinde herhangi bir askerdim.
Bu gece herhangi bir görevim olmadığı için bir yandan sevinirken bir yandan üzülüyordum. Kenarları yırtılmış, dün ki operasyonda cebimde taşırken ıslanmış, yıpranmaması için onca çaba sarf etmeme rağmen kendinden geçmiş her askere verilen bir defterim vardı.
Islanmış sayfalara olan üzüntüm ile bir sigara yakma gereği duydum. Eski, işlemeli tahta masanın çekmecesinden bir sigara bir de işlemeli zippo çıkardım. Dudaklarımın arasına koyduğum sigarayı el çabukluğuyla yaktım. Çok sık sigara kullanan biri değildim ancak tüttürme isteğiyle yanıp tutuşmuştum.
Neyin içine kendimi soktuğumu sorguladıkça volta sayısı artıyordu odanın içinde. Ardından bu durumun daha ne kadar süreceğine kafa yormak yerine yine her zaman yaptığım şeyi yapmamın daha mantıklı olduğu kanaatine vardım.
Yandıkça söndü sönecek olan mumun altında defterime yazacaktım. Beni her görenin koskoca, heybetli, cesur diye niteledikleri bir asker olsam da ağzımdan çıkaramadığım onca sözcüklerimi ancak defterime yazabiliyordum. O cesaretli koca yiğit asker çıkıp söyleyemiyordu yazdığı hiçbir kelimeyi.
Alkın Bolat Soykan. Babam koymuş adımı. Şanlı, yiğit babam. Annemin gözlerinin içine bakmış 'Aslan oğlumun adı Alkın Bolat olsun. Gücü kuvveti yerinde, bir bakışıyla onca düşmanı deviren, gölgesiyle bile insanlara korku salan ancak yufka yüreğiyle içleri ısıtan yiğit olsun. Alkın'ın anlamı gibi korkusuz, Bolat'ın anlamı gibi çelik gibi sert olsun. Vatanını sonuna kadar savunan korkusuz bir yiğit olsun. Ben yaşıyorken de bu dünyadan göç etmiş olsam da benim başımı önüme eğdirmesin.'
