"Hoş geldin."

Tenime çarpan ılık nefesi türlerimin diken diken olmasını sağlarken sakin kalmaya çalışarak mırıldandım.

"Hoşbuldum."

İkimiz de birbirimizden ayrıldığımızda Elif Yunus'un yanına geçmiş bende masanın en başına oturmuştum. Cam kenarında olan Kerem ile aramızda Barış varken masada sohbet dönmeye başlamıştı.

"Konu lütfen futbola gelmesin her gün yeterince maruz kalıyorum buna."

Yunusun gülerek söylediği bizim de gülmemizi sağlarken bakışlarım Keremle birleşti. Konu konuşulmaya devam ediyordu ama bizim bakışlarımız yine birbirimizdeydi. Daha ilk dakikalardaydık ve ilk dakikalardan böyleysek sonrasını düşünemiyordum.

"Asel," Barışın bana seslenmesiyle bakışlarım ona dönerken Keremle bakışmamız da böylece son bulmuştu.

"Efendim."

Ellerini birbirine kovuşturmuş Barış sakince dudaklarını araladı. Bana ne diyeceğini merak etmekten çok, az önce Keremle olan bakışmamızı fark etmiş olması beni geriyordu.

"Burası biraz rahatsız oldu ya, yer değiştirebilir miyiz?"

İsteği kaşlarımı çatmamı sağlarken benden bunu istemesinin sebebinin Kerem ile yan yana oturmam olduğunu anlamak zor değildi. Yine de bunun benim işime geldiğini inkar edemezdim. En azından yan yana oturursak bakışlarımız birbirine değmezdi.

"Olur."

Kısa onay cevabım ve ayağa kalkmamla Barışta hareketlenmiş, hızlıca yerlerimizi değiştirmiştik. Keremin yanına oturmamla sohbet devam ederken bende konuya katılmaya başlamıştım.

"Sen ne okuyorsun Asel?" Barışın sorusu ile konu bana dönmüş, meraklı bakışlar üzerime çullanmıştı.

"Okul öncesi öğretmeniyim."

Verdiğim cevap ile Barış anladım dercesine kafasını sallarken siparişlerimizi almak için yanımıza gelen garson ile konuşmamız bölünmüştü. Herkes kendi içeceğini söylerken bende kahve söylemiş, garsonun da gitmesiyle duran konu devam etmişti.

"Futbolcu olmasaydım büyük ihtimalle bende okul öncesi öğretmeni olurdum."

Yunusun konuya girmesiyle bu sefer bakışlarım ona dönmüştü. Şaşırdığımı söylemeliydim, Yunustan beklediğim bir meslek değildi bu. Kerem için ise konu tamamen farklıydı. Futbol diye bir meslek olmasaydı bile ben Kerem için futbolcu derdim.

"Neden başka bir meslek değil kardeşim?" Keremin yanımda gülerek çıkan sesi ona dönme isteğimi arttırsa da bakışlarımı Yunusta tutmaya devam ettim. "Sayısalım yoktu kardeşim o yüzden."

Minik bir kahkaha atarken masada bana katılmıştı. "Abin eşit ağırlıktı." Keremin gururla söylediği sözler ile yeniden gülmeye başlarken kendimi durduramıyordum.

"Sayısalım ben." dedi Elif. Yanında oturan Yunus şaşkın bakışlarla ona bakarken Barışta şaşırmışa benziyordu. Yunus elini kafasına götürüp hayali şapkasını çıkarıyormuş gibi yaptı. "Masada hepimizi eleyen birisi var, ben buna şapka çıkarırım."

Büyük bir ciddiyetle söylediği sözler bittiğinde ilk önce kendisi gülmeye başlamış, hemen ardından bizde ona katılmıştık. Konudan konuya atlamayla devam eden sohbeti takip etmeye çalışırken ilginin üstümüzde olmadığını anlayan Kerem biraz daha yaklaştı bana. Ona bakmasam da hareketlerini yanımda olduğu için yan gözle takip edebiliyordum.

Yavaşça kulağıma eğilirken bir eli yine belimi bulmuştu. Nasıl yapıyordu bilmiyordum ama belimdeki bir kıvrımı hemen buluyor, orada konumlandırıyordu kendisini. Gözü kapalı bile olsa bulacak gibiydi.

"Daha ne kadar kaçmaya devam edeceksin?"

Sorduğu soruyla vücudum kasılırken Kerem istifini bozmadan aynı konumda duruyordu. Bakışların bizim üzerimizde olmadığına kanaat getirdikten sonra kendimi arkaya yasladım.

"Kaçmıyorum."

Söylediklerimle minik bir kıkırtı duyduğumda bakışlarımı ona çevirmedim. Arkadaşlarım derin bir konu içerisindeydi, bu yüzden bizi fark etmiyorlardı ve olduğumuz konumu düşününce içimden dualar ediyordum. Görmeleri sorun değildi ama daha biz birbirimize ne olduğumuzu açıklayamazken bir de onlara bu durumu anlatamazdık.

"O zaman son 1 hafta içerisinde neden telefonlarıma çıkmadığını, mesajlarıma geç döndüğünü sorabilir miyim?"

Sıkıştırmayı seviyordu. İnandığı bir şeyin peşinden gidiyordu ve duymak istediği cevabı duyana kadar durmayacaktı. Ama ben ondan daha inat bir insandım. Duymak isteyeceği şeyi asla söylemezdim.

"Ben okuyan bir insanım, üniversiteye derse gidiyordum."

Argümanıma karşılık elini belimden çekerken yaşadığım boşlukla kendimi biraz daha geriye yasladım. Birkaç saniye sessiz kalan Keremle konu kapandı sanmış ve rahatlamıştım.

"Ya, kötü olmuş."

Yunusun Elif'e verdiği bu tepki ile yeniden konuya dönerken neler olduğunu anlamak için sessiz kaldım.

"Firma biraz acımasız davranmış." Barışın da sözleriyle an itibari ile masada sessiz kalan Kerem ve bendim.

"Öyle oldu. Ama anlamıyorum yani bahar tatilini sanki iple çekiyorlar o kadar fahiş fiyatta ki gidemedim bile."

Elifin neyden bahsettiğini anlarken sertçe yutkundum. Okulumuz bahar tatiline girmişti ve Elif ailesini görmek için memleketime gidecekti. Ama yüksek fiyattan dolayı gidememiş, burada kalmak zorunda kalmıştı.

Keremin dudaklarından minik bir kıkırtı kaçarken bunu sadece ben duymuştum. O da sonuna yetiştiği konuyu anlamakta benim gibi zorluk çekmemişti. Yeniden bana yaklaşırken sesindeki keyfi anlayabiliyordum. Bundan zevk alıyor gibiydi.

"Üniversiten kapalıyken üniversiteye gitmek... Evet Asel, kaçmıyorsun sen."

Söylediklerine karşı sessiz kalmış, Kerem de bir şey söylememişti. Yeniden benden uzaklaşırken Kerem arkasına yaslandı ve sadece benim duyabileceğim bir sesle konuşmaya başladı.

"Kaç bakalım, nereye kadar kaçabileceksen."

***

Selaaamm, normalde bugün bölüm atmayacaktım çünkü yataktan kalkamayacak derecede olmasa da hastaydım.

Ama madem sınavlarınız başlıyor bu da benim size güzelliğim olsun ❤️💛 Hepinize sınavlarında başarılarr sizi çok seviyoruum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ama madem sınavlarınız başlıyor bu da benim size güzelliğim olsun ❤️💛 Hepinize sınavlarında başarılarr sizi çok seviyoruum

Yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ❤️💛🦁

𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktürkoğlu Where stories live. Discover now