"Basın kısmına mı geçseydik ya?" diye sordum Elife. Tribün kısmında olmak sorun değildi ama güneş vurmasıyla sorun oluyordu. Buradan Keremi net açıdan görebilecek miydim bilmiyordum.

"Tamam göreceksin sakin." dedi neyden endişelendiğimi anlamış gibi. Ellerimi birbirine geçirirken ileride gözüken takımla beraber gözlerim sahibini aramaya başlamıştı bile. Bu arayış çok uzun sürmemiş, onun da gözleri benimle buluşmuştu. Kısa bir kafa selamı verirken aynı şekilde bende verdim. Fark edilmemek için verdiğim ekstra bir çaba vardı, bu yüzden çok belli olmamıştı.

Herkes sahaya gelirken antreman başlamış, taraftarla beraber tezahüratlara katılıyorduk. Isınmayş başlayan antremanda teker teker herkesi tribüne çağırıyorduk.

"Kerem buraya, üçlü çektir tayfaya!"

Hep bir ağızdan söylediğimiz söz Kerem'e ulaşmış, koşarak yanımıza gelip üçlüyü çektirmişti. Gülen yüzü, sıcaktan dolayı hafif kızarmış yanakları ve ıslanmış saçları yine kıvırcıklaşırken tribüne vuran gün batımından daha güzel bir görüntü oluşturmuştu.

Yüzüme yerleşen gülümseme ile onu izlerken taraftara üçlü çektirip hızla yerine geri döndü.

"Bir de bir şey hissetmiyorum dersin." Omzuma omzuyla vuran Elifle kendime gelirken gözlerimi Keremden çekip Elife baktım. "Bilmiyorum." dedim içtenlikle.

Bilmiyordum da. Kısa bir süre içerisinde yaşadıklarım, yükselmem hepsi bir hayal gibi gelirken Keremle olan ilişkim de gerçek değilmiş gibi geliyordu. 2 senedir ekranlarda görmeme rağmen şu an bu hisleri hissediyor olmam ise beni korkutuyordu.

"Bunu sonra konuşalım."

Kameralar dibimizdeyken ve en önemlisi etrafımız taraftarla çevriliyken bahsetmek istediğim şeyler değildi bunlar.

İkimiz de sessiz kalıp antremanı izlerken sonunda bitmiş, tüm takım son kez üçlü için tribüne yanaşmıştı. Yakılan meşaleler görüş açımı engellerken yine de gözüm aradığı insanı hemen bulmuştu.

Göz göze geldiğimizde gözlerini benden ayırmadan taraftarı alkışlamaya başladı. İkimizde alkışlıyorduk ama gözlerimiz birbirinden kopmuyordu. Kilometreler de olsa yine gözlerimiz birbirini buluyordu.

İstemeye istemeye sahadan ayrılırken çıkışta görüşeceğimizi bildiğim için Elif'i de alıp Keremin bize söylediği yere ilerlemeye başladık. Ellerim yine titremeye başlamış, avuç içlerim terlemişti.

Buluşma noktasına geldiğimizde etrafın boşluğu dikkatimi çekerken birkaç saniye sonra yanında Yunus ve Barış Alperle gelen Kerem beklemediğim bir şeydi. Hızlanan nabzım ile sakin durmaya çalışmak ise işleri daha da zorlaştırıyordu.

Elifin de en az benim kadar şaşkın olduğunu görmeme gerek yoktu çünkü bunu bende beklemiyordum. Yine de yüzüme yerleştirdiğim gülümseme ile onları karşılamıştım.

"Merhaba." Keremin heyecanlı çıkan sesi gülümsemi gerçek bir hâle getirmiş, bende gülümseyerek selam vermiştim.

Ne yapacağımızı bilemez hâlde birbirimize bakarken vakit kaybetmek istemeyen Kerem hızlı bir şekilde bizi tanıştırmaya başladı.

"Asel bunlar benim en yakın arkadaşlarım, tanıyorsun zaten ama adettendir işte; Barış ve Yunus."

Keremi onaylar anlamda başımı salladığımda elimi uzattım. İkisi ile de tanışırken yanımda duran Elifi hatırlamış, bende onu tanıştırmak için dudaklarımı araladım.

"Asel bende, bu da yakın arkadaşım Elif." Elifte elini uzatıp tanışırken Keremin bakışlarını yüzümde hissediyordum. Tanışma faslımız bitince hepimiz ne yapacağımızı bilemez hâlde birbirimize bakmaya başlamıştık.

"Kerem." Yunusun Kereme seslenmesiyle Kerem bakışlarını benden çekmiş, Yunusa çevirmişti. "Efendim kardeşim?" Sakin ve ılımlı sesi ne olduğundan haberi olmadığını gösteriyordu.

"Planımız ne?" Yunusun alaycı çıkan sesini hissetmiş, rahatsızca yerimde kıpırdanmıştım. Kerem ise habersizce masumca düşünmeye başlamıştı.

"Bence hiç plan yapmayalım," diyerek araya girdim. "Antremandan yeni çıktınız ve eminim yorulmuşsunuzdur. Başka bir gün siz izinliyken buluşuruz, böylece daha fazla zamanımız olur."

Söylediklerimi onaylayan Barış ve Elif ile üstünlük kurmuş, başka bir gün buluşmaya karar verilmiştik. Sessiz kalan Kerem ise hiçbir şey söylememiş, öylece durmuştu.

"Tamam o zaman, geçirelim mi sizi?" Yunusun sorusu ile ikimiz de olumsuz anlamda başımızı sallarken Keremin bakışlarını yeniden üzerimde hissediyordum.

"Araba yakınlarda, yormayalım sizi." Benim yerime konuşan Elifle konuşma bitmiş, vedalaşmaya başlamıştık. Kerem alınan kararlardan hoşlanmamış gibi kaşlarını çatarken sarılmak için hareketlendim.

Sarılacağımı anlamış gibi kollarını açarken arasına girmiş, ikinci kez yaşadığım bu hissin tadını çıkarmaya çalışıyordum.

"Kendine dikkat et." Baş parmağı ile belimi okşarken söyledikleri şaşkına döndürmüş, sadece kafamla onaylayabilmiştim. Okşadığı yer karıncalanırken safça etrafıma bakınıyordum. Keremden ayrılıp diğerleriyle de vedalaşırken Yunusun bana olan imalı bakışları eşliğinde oradan ayrılmıştık.

Arabaya bindiğimizde derin bir nefes verdim. Her hamlesi beni nefesimi tutmaya itiyor, elimi ayağımı nereye koyacağımı şaşırtıyordu.

"Neydi o öyle?" Elifin gülerek söyledikleri ile arabayı hareket ettirirken belimde yine o dokunuşları hissediyor gibiydim.

"Susarak gitsek iyi olacak, yoksa ölecek gibiyim."

***

DÜNKÜ MAÇI KAZANDIK AŞIRI MUTLUYUM BİZ ŞAMPİYON OLMAYA GELİYORUZ!

Sizi beklettiğim için özür dilerim ama hem YKS hem buraya maalesef yetişemiyorum. Yine de hepinize desteklerinizden ötürü teşekkür etmek istiyorum.

Bu arada kitap nasıl gidiyor, sizce saçmalıyor muyum? Ya da hızlı mı gidiyoruz? Lütfen nasıl olduğunu söyleyin bayılıcam yoksa Öşabzğwnsşs

Bu arada kitap nasıl gidiyor, sizce saçmalıyor muyum? Ya da hızlı mı gidiyoruz? Lütfen nasıl olduğunu söyleyin bayılıcam yoksa Öşabzğwnsşs

Йой! Нажаль, це зображення не відповідає нашим правилам. Щоб продовжити публікацію, будь ласка, видаліть його або завантажте інше.

Veeee a thread 11K! Bir önceki bölüm 10K olucak diyip 1 gün sonra 11K olan A thread gücü.. Siz şaka mısınız yicem hepinizi :3

Hepinize çok teşekkür ederim iyi ki varsınız. Hepiniz, her biriniz ❤️💛🦁

Yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ❤️💛🦁

Sizi seviyorum, bir sonraki bölümlerde görüşmek üzere.

𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktürkoğlu Where stories live. Discover now