O da diğerlerinin peşine takıldığında bunları düşünüyordu. Çoğu adamın bakışlarının üzerinde olduğunu hissedebiliyordu. Cüretkar görünüp dikkatleri üzerine çekmek istemediğinden kaçamak bir şekilde bakış attı. Hepsi birbirinden leş insanlardı. Midesi bulanıyordu. Halbuki görevi kabul ederken o değil miydi 'Dağa çık deseniz çıkarım.' diye müdürüne havalı havalı konuşan. Gerçi yapardı dediğini. Hatta şu durumdan daha iyi olacağını bile düşünüyordu.

Herifler birkaç kadını kendilerine çekmiş öpmeye çalışırken kızların itirazlarını duyuyordu Songül. Tüm kadınları kurtarmak istiyorsa sabretmeliydi, bu iğrenç gösteriye dayanmalıydı.

Bir anda kolundan çekildiğinde kendini bir adamın kucağında buldu. Şükretmeliydi ki dar ve uzun bir elbise giymişti. Adamın tek dizi üstünde oturuyordu. Başını kaldırıp kim olduğuna baktığında Yedi Emin olduğunu gördü. Gözleri birleştiğinde diğer herifler gibi ona yapışacağını düşünsede bir hamlede bulunmamıştı adam.

Songül saçma bakışmayı kesmek için başını çevirdi. Gözü Osman Baba'ya kaydığında oynaş peşinde olan kadınla ortamdan silinmiş olduklarını gördü. Belki de en zayıf olduğu zamandı Osman Baba'nın ancak ekibe haber veremediğinden harekete geçememişlerdi. Bulunduğu bu durumdan bir an önce kurtulmalı, emniyette anlaştıkları gibi yangın alarmını çalıştırmalıydı.

Songül belinde hissettiği elle kucağında oturduğu adama dönerken yeniden masmavi olan gözlere odaklandı. Birkaç dakika oyalandıktan sonra tuvalete gitme bahanesini kullanabilir miydi tarttı aklında. Bu sırada belindeki el bedenini adama doğru çekti.

Emin göz temasını kesip Songül'ün dudaklarına baktığında yutkundu. Daha fazla beklerse dikkat çekeceğinden kadının dudaklarına, kendininkileri bastırdı. Yavaşça Songül'ün alt dudağını dudakları arasına alıp öpmeye devam etti. Songül elbetteki karşılık vermiyordu.

Emin, Songül'ün belindeki elini yukarı çukarıp kadının omurgasında düz bir çizgi çizer gibi kaydırdı saten kumaşın üzerinde. Songül bu dokunuşla irkilirken boşta duran bir elini adamın omzuna çıkardı. Ne yaptığı ile ilgili hiç bir fikri yoktu.

Deri koltukta oturan adamlardan biri kucağındaki kadınla odalara açılan koridora doğru yürüdü o sırada. Peşinden iki çift daha gitti. Emin kadının dudaklarından ayrılıp çenesinden boynuna doğru yol çizdi, dudaklarını sürterek. Kadının nefeslerinin hızlandığını fark etti bu hareketle. Songül'ün sırtına çıkardığı eliyle biraz daha çekti kadını kendine. Kulağının altında kısıkça fısıldadı kadının nefesini kesen kelimeleri.

"Daha ileriye gidelim mi Komiserim?"

Komiserim... Bu adam nerede- derin bir nefes aldı Songül, sakin olmalıydı. Hızla karşı çıkmak için uzaklaşacağı sırada adamın tutuşu ve dudaklarındaki baskıyla susturuldu.

Emin yerinden doğrulup ayağa kalktı. Dizinde oturduğundan dolayı mecbur Songül de ayaklanmıştı. Dudaklarını ayırıp Songül'ün dirseğinden tuttu. Koridora doğru çekti ikisini. Peşlerinden gelen çiftler yüzünden boş olan bir odaya soktu kadını. Songül dolaylı yoldan polis olmadığını söylemeye çalıştı.

"Bir polisin bu mekanda olacağını düşünmeniz komik."

Emin yüzündeki tebessümle kadının üzerine doğru yürürken Songül yerinden kıpırdamadı. Burun buruna geldiklerinde Emin derinden gelen sesiyle,

"Yani burada bile isteye bulunuyorsun öyle mi?"

Ellerini Songül'ün beline yerleştirip kendine yasladı. Raconuna ters hareketler yaptığının farkındaydı Emin ancak yapmaktan da alıkoyamıyordu kendini. Aralarındaki cinsel gerilimi hissetmemesi mümkün değildi.

SadGül - Oneshot Where stories live. Discover now