9. Bölüm ''Ölüm''

Start from the beginning
                                    

''Ailen fazla endişelenmiş,'' dedi yatağımın üzerine kibarca oturup. Sonrasında masamın karşısındaki sandalyeyi işaret ederek beni oraya yönlendirdi. Ben de tam olarak karşısına oturdum ve devam etmesi için ona vakit tanıdım. O sırada kendim için kağıt ve kalem ayarlıyordum.

''Nerede olduğu söylemek ister misin? O boynundaki izler...''

Genişleyen göz bebeklerimle yüzüne baktım. Ellerim aniden boynuma kaymış, orada belirgin bir kabarıklık aramaya çalışmıştı. Tam olarak şah damarıma yakın bir yerde tırnak izlerine rastlayınca durdum ve dudaklarımı endişeyle kıvırdım. Bu işten nasıl sıyrılacağım hakkında gram fikrim yoktu. Tanıdığım herhangi birinin üzerine de atamazdım çünkü Aren dışında tanıdığım kimse yoktu. O da zaten içinde bulunduğum durumun temel kahramanıydı, kesinlikle katamazdım.

''Kayra.'' Selim beye dolu gözlerimi çevirdim. Burnum ağlamama ramak kaldığını belli etmek istercesine sızlıyordu. ''Biri tekrar sana istemediğin şeyler yapıyorsa... lütfen söyle. Lütfen buna karşı susma. Bunun tek kurbanı emin ol ki sen değilsin ve susmaya devam edersen de olmayacaksın.''

Kafamı olumsuzca salladım. Tekrar öyle bir şeye maruz kalmış olsam hangi güç beni köşeme itebilirdi bu sefer. Asla izin vermezdim. İlklerim benden tekrar tekrar çalınamazdı.

Titreyen ellerimin el verdiği kadarıyla, 'Hayır, öyle bir şeye maruz kalmıyorum' yazdım ve Selim beyin tepkisini ölçmek isteyerek ona uzattım. ''Peki ne o izler, kızım?'' dedi dertli sayılabilecek bir şekilde. ''Gecenin 10'u. Abin de dahil tüm ailen, hadi abini de geçtim ben bile buradayım. Bizi bu kadar telaşa sokan, seni bu kadar korkutan şeyin sebebi ne?''

'Selim bey...' Cümlelerimi toparlamak için birkaç saniye duraksadım fakat o sırada telefonumun sesi beni böldü. Yerimden ani bir telaşla fırlayıp pantolonumun cebindeki telefonumu çıkardım ve kilit tuşuna basarak sesini kestim. Aren arıyordu, fakat numarasını ne zaman kaydettiğim hakkında herhangi bir fikrim yoktu.

Açamayacağım, açsam da konuşamayacağım için meşgule verdim ve telefonumu sessize aldıktan sonra yastığımın altına sıkıştırdım. Selim bey de beni kısmış olduğu gözleriyle süzüyordu. Birazdan bu konuyla alakalı büyük bir sorguya tabi tutulacağıma emindim.

'Çok paylaşmak istemediğim bir şeyler var... Fakat iyiyim ben, bir sorunum yok.'

''Sevgilin mi var yoksa, Kayra? Öyle bir şey ise ailene asla söylemem fakat en azından içlerini rahat tutacak bir nedene ihtiyacımız var.''

Sevgili mi? Benim mi? Allah korusun derler ya... Tam öyle bir dönemdeydim açıkçası. Asla ama asla bir erkeğe kendimi teslim etmezdim. Hele de boynumu emdirmek gibi beni çileden çıkaracak türden şeyler? Birinin beni öldürmesi gerekliydi bunun için. Ki ben, Kayra Erçetin; bir erkeğin yanlışlıkla elime değmesinden dahi tiksinti duyan bir insanken...

'Yapmayın, Selim bey,' yazdım dalga geçer gibi. 'Benim mi sevgilim olacak?'

''Ne o zaman onlar?''

'Önemli bir şey değil,' yazdım aceleyle. Sonrasında yalvarır gibi gözlerini içine baktım. Daha fazla konuyu karıştırmasını istemiyordum. 'Siz ailemi ikna edin, başka hiçbir şey istemiyorum. Kötü şeyler olsaydı emin olun ki anlatırdım.'

''Ah, Kayra ah.'' Oturduğu yerden kalkıp kapının tam önünde durdu. İçeriye gitmeden önce bana son bir kez bakmış, ''Senden çok çekeceğim var anlaşılan,'' dedikten sonra içeriye gitmişti. Ne konuştuklarını duymak için hemen yatağımın ucuna oturdum ve nefesimi tutarak beklemeye başladım.

BATAKLIKWhere stories live. Discover now