"Ama sanırım onun seninle hala işi var." Jungkook, duyduğu cümleyle kafasını Haein'in baktığı yere çevirmişti. Kim Taehyung yanlarına doğru adımlıyordu.

Haein, içinde tuhaf bir rahatlık hissediyordu. Kabanı olmasına rağmen kollarını göğsünde birleştirip az sonra olacakları izlemek için sandalyesine iyice yerleşti. Taehyung için Jungkook sıradan biri değildi. Bunu anldığından beri Jungkook'un üzerine oynamaya çalışıyor ama her seferinde başarısız oluyordu. Jungkook'un esmer olanı hala affetmemesi Haein'in işini kolaylaştıracak bir etmendi. İçten içe buna inanıyordu.

"Burada neler oluyor?" Taehyung'un kalın sesi masaya yumruk gibi indiğinde Jungkook'un bakışlarındaki tereddüt Haein'in gözüne çarpmıştı. "Siz ikinizi yine yan yana görüyorum ve bu sefer Jungkook karşısındakinin kim olduğunu biliyor."

Davet gecesine bir gönderme yapmıştı. Güvendiği biri tarafından yine ihanete uğradığına inanan Taehyung ve patronu tarafından en ufak bir şeyde örselenen, kandırılmış Jungkook... Haein zihnine sızan görüntülerle gülümsememek için kendini zor tuttu. Aralarındaki güven bağı asla onarılamayacak şekilde zedelenmişti, Haein bunu biliyordu.

"Jungkook'la sadece sohbet ediyorduk." dedi, Haein. Dışardan gören biri onun yüzündeki ifadeye baktığında ne kadar masum olduğunu düşünürdü.

"Jungkook," dedi Taehyung, Bakışları Haein'e asla değmiyordu. "Beni yine yanıltıyorsun." Taehyung yine yargısız infaz yapacak gibi görünüyordu.

"Beni dinler misin?" Jungkook'un saygı ekini kaldırıp sen diye hitap etmesi Haein'i şaşırtmıştı.

"Dinleyecek bir şey yok. Ne bok yediğiniz beni ilgilendirmiyor. Ne yaparsanız yapın. Hala sana güvenmeye çalışan aklımı sikeyim." Taehyung'un bu kadar yükselmesini Haein de beklemiyordu. Esmer olan ikisine de tiksinme dolu bakışlar yollayıp kafeyi terk etmişti.

Tarihin tekerrür etmesi onu şaşırtmıştı. Davet gecesinin bir benzerinin yaşanmasını beklemiyordu. Amacı sadece Jungkook'u Taehyung'a karşı doldurup kendi tarafına çekmekti.   Ama Taehyung Haein'in zorlanacağı görevi tek başına sırtlanmış Jungkook'u yine karşısına almıştı.

Haein yüzüne sahte bir üzüntü yerleştirdi. "Sana güvendiğini söylüyor ama zerre güvenmiyor. Bu çok onur kırıcı."

Siyah saçlı çocuğun bakışları yerdeydi. Az önce yaşananları sindirmeye çalışıyor olmalıydı. Harika, Kim Taehyung yine kimseye söz hakkı tanımadan zehir zemberek sözler savurup ardından çekip gitmişti.

Genç çocuk bakışlarını Haein'le buluşturdu. O harelerde hüzün göremeyen Haein şaşırmıştı ama belli etmedi. Belki ona kafeyi terk etmesini söyleyecek ama Haein onun ağzından dökülecek kelimeleri sabırsızlıkla bekliyordu.

"Taehyung'da sana ait olan şey neydi?"


*




dört saat önce

uperasyon grubu

taehyung:
bu ne?

hacker namjoon:
grup patron
ikiden fazla insan aynı anda
mesajlaşabilsin diye kurulur

bleak | taekook Onde as histórias ganham vida. Descobre agora