Bölüm 3: Bilinen Diyar

202 7 2
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


✷.......⊱.。........☼ ☽✧........。.⊰.......✷

"Gelmekte olan, akıbette yazılmış olanla sahici bir bağ kurmuşsa, endişeye hacet yoktur."

6. Boyut Yazıtları

........☼ ☽✧........。

Dünya, Saatler önce yaşananlara atıf

Su damlaları, nadide melekler tarafından bir bir yeryüzüne indirilirken gök, kızgın birer kılıç misali çakan şimşekleri karamsar bir havayla kucaklıyordu.

Ağaç dalları kuvvetli esen rüzgâr eşliğinde boşluğa uzanan sıska kollar misali aynı yöne savruluyor; kuşlar yağan yağmurun sevinci ile toparlanıp, tellerde sıra sıra diziliyordu. Yeryüzü, meçhul damlalarla şenleniyordu. Kanatlar çırpıldı... Kuşlar biranda havalandı ve Cevza'nın dünyaya açılan penceresinin açısından hızlıca kayboldu.

Bardaktan boşalırcasına yağan yağmura mest olmuşçasına bakan Cevza'nın ise o sıra aklında, düşen damlaların soğukluğu kadar benliğine işlemiş yalnızlığı dolanıyordu.

"Yine yağmuru seyretmelere doyamıyorsun," diyen adamın sesini duyduğu anda irkildi Cevza. Arkasına döndüğü anda kucağında, içinde büyük ihtimalle dişlilerin olduğu bir kutuyu taşıyan sıska adamı gördü. Ağır, düzensiz adımlarla ahşap masasına doğru ilerliyor ve göz ucuyla genç öğrencisinin telaşlı tavrını izliyordu yaşlı adam. Takırdayan, alışkın olmayan misafirler için bir gürültüden farksız olan saat seslerinin arasında masasına ilerken, koyu kahve tonlarındaki bu küçük dükkânda, bozuk ya da kısmen bozuk olan saatlerin oluşturduğu tabloya hiçte yabancı durmuyordu. Yıllardır parmak uçlarını eskittiği bu tablonun sanatçısından çok, şaheserden bir parça gibi duruyordu.

"Sevgili Cevza..."

Cevza, bugünde Bekir ustanın dükkânına izinsiz girmiş ve aylardır uğraştığı o küçük, eski saatin düzenini yine karıştırarak kendi zihin karmaşasını bir kenarı itelemeye çalışmıştı. Oturduğu tabureden biranda ayaklandı ve uğraştığı saatin üzerini rastgele bir örtü ile kapatıverdi. Belli ki ustasından azar işitmeye hiçte meraklı değildi.

"Şey... Kusura bakma Usta. Öylesine yürüyordum ama yine kendimi burada buldum." Saatini bozar bir halde...

Bekir usta, masasına kurulmadan önce kutunun içinden iki küçük dişli çıkardı ve bozuk saatlerin arasından 161 numaralı saati seçerek boynuna astığı gözlüklerini usulca burnunun üstüne yerleştirdi. Aklaşmış saçları yüzünü gölgeliyor olmasına rağmen Cevza, Bekir ustanın sinsi gülüşünü sesindeki tınıdan yakalayıverdi.

"Sen ona, tüm gün iş aradım ama bulamayınca gidip Bekir ustanın saatlerini bozayım dedim, desene," dedi adam. "Bakıyorum da hala daha aynı saat üzerinde uğraşıp duruyorsun. Saat daha çalışamadan elinde eskidi be kızım."

SELEMERÇE: Esir Ruhlar I-IIWhere stories live. Discover now