Arabayı çalıştırmayıp bana baktığını gördüğümde başımı ne var anlamında salladım.

"İstediğin şarkı varsa açayım."

"Yok."

Garip karşılasa da önüne dönüp arabayı çalıştırdı.

Sevdiğim bir grubun şarkısı çalınca istemsizce gülümsedim. İyi ki şarkılar vardı.

Kafamı cama yaslayıp güzel şeyler düşünmek için gözlerimi kapattım.

Bir sabah uyandım yoktun, arandım yoktun, hâlâ bulamıyorum..

Bu şarkı gerçekten çok güzeldi.

~

Uyuduğum koltukta rahatsızca kıpırdandım. Cidden neden böyle sertti? Tutulan belimle kaşlarım çatıldı. Daha güneş doğmamıştı.

Kafamı kaldırıp ona baktığımda karşımdaki koltukta oturmuş, düşünceli düşünceli karşısına bakarken gözlerinin kapandığını gördüm. Çok yoruluyor olmalıydı.

Hayır bugün ona bir iyilik yapmayacaktım. Ben ne kadar iyi davransam da bana hak etmediğim şekilde kötü davranıyordu.

Bu eve de takmıştı manyak. İlla burada o adamı yakalamak istiyordu. Sebebini sorsam da söylememişti.

Kapının çalınmasıyla yerimde sıçradım. Saat gecenin bilmem kaçıydı. Bu kimdi?

Atlas'a fırsat bırakmadan ben ayaklandım. Kapıya yaklaşıp delikten baktığımda gördüğüm yüzle afalladım. Bu o yakışıklı adam Mert'ti.

Kiliti açıp kapıyı araladıktan sonra gülümseyen adama hafifçe gülümsemiştim. Atlas beni arkasına alıp kapının önüne geçtiğinde adamın yüzünü göremiyordum.

"Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın. Benim kahvem bitmiş, sizde varsa biraz alabilir miyim? Bu saatte açık market olduğundan çok emin değilim."

"Vardı sanırım içeride bir bakayım."

Atlas aramızdan çekilirken adamla tek kalmıştık.

"Gerçekten kusura bakmayın karşı komşuya geleyim dedim direkt."

"Sorun yok uyumamıştık zaten."

Hafifçe gülümseyip susmuştu. Gerçekten çok hoş bir adamdı. Sessiz sakin biriydi ve bu özelliği benim için paha biçilemezdi.

Ben babam gibi olmayan adamları seviyordum. Bana bağırmayan, kızmayan adamları. Bana gülümseyen adamlar benim için hep çok mükemmel olmuşlardır.

Gerçekten gülümseyip gülmeyi bilen adamlardan bahsediyorum, güzel adamlardan.

Kendi kendime düşüncelere dalmışken arkamdan gelen Atlas'la birlikte kenara çekildim.

Kahveyi verdikten sonra homurdanıp kapıyı kapattı.

Bende yeniden koltuğuma geçtim. Erken uyanmam gerekiyordu ve bugün uykum mahfolmuştu.

Kendimi koltuğa bırakıp gözlerimi yumdum. Birkaç huzur verici hayal kurup uykuya dalmayı bekledim.

~

Sabah uyandığımda her yerim tutulmuştu. Cidden eziyetti.

Kalkıp hızlıca hazırlandıktan sonra kahvaltı yapıp evden çıkmıştık. Hastaneye giderken de tek kelime etmemiştik.

Böylesi daha iyiydi en azından canımı sıkmıyordu. Onun yüzünden şu birkaç günde yaşlanmıştım.

Arabayı hastanenin bashçesinde durdurduğunda kemeri açıp arabadan indim. Hastaneye girdiğimde arabayı çalıştırıp gitti.

Ruh Yangını Where stories live. Discover now