14

12.5K 733 102
                                    

"Şimdi şöyle bir anlaşma yapalım hocam," diyerek konuşmaya başladım. Yoktu öyle bedavadan numara. "Siz benim tüm notları 100 girin bende size," dilim sürçmüş gibi yaparak yüzümü buruşturdum. "Aman arkadaşınıza Eymenin numarasını vereyim."

Neyim arkadaş ben, Serdar Tezcan dolandırıcılar kralı falan mı?

Büşra hoca dediklerim karşısında şaşırmıştı, bu şaşkınlığı sesine bile yansımıştı. "Sen öğretmenine abinin numarasını vermek için rüşvet mi teklif ediyorsun?"

A ah kim, ben? bakışlarımı atmaya başladım. "Siz öğrencinize abisinin numarasını mı teklif ediyorsunuz?"

Şu zekamı derslerde kullansaydım, şimdiye mezun olmayı geçtim iş kurup zengin bile olmuştum.

"Sen var ya sen," dedi elini kaldırarak. "Sen tam bir şeytansın, verme istemiyorum." Dedikten sonra arkasını dönüp sınıfa ilerledi.

İstemiyor mu?

Eymen kaybederdi.

Ama maalesef ki böyle pes edemezdim zira kendilerine söz vermiştim. Oflayarak kadının arkasından ilerlemeye başladım. "Bende geleyim mi hocam?"

"Hayır!"

Gel demek istiyor diye yorumladım. Hayır dedi ama evet demek istermiş gibi bir hayırdı bu. Gel demek istiyor ama diyemiyor gibiydi.

"Geleyim o zaman."

"GELME!"

Bu sefer kesinlikle gelme demek istemişti, biraz daha zorlarsam da küfür edecekti, hissediyordum.

...

"Öyle vallaha Eymenciğim," dedim ümitsiz bir sesle. "Hiç ümit yok."

"Doğru söyle lan," dedi. "Hiç mi şöyle bir 'bu nasıl bir yakışıklılık?' ya da ne bileyim 'analar neler doğruyor be?' dememiş mi?"

"Dememiş oğlum işte." Okul çıkışı zaten gelmişim yorgun argın, karnımı doyurma ümidiyle. Birde bu kafamı şişiriyordu. 

Yaşadığım şey ise tam anlamıyla bir hayal kırıklığıydı. Yarım saattir Rüzgar beyimizin yemek yapmasını bekliyorduk ve bana ağırdan ağırdan geliyorlardı. Abi katili olmak pek istemiyordum ama beni zorluyorlardı.

"Bu ev var ya bu ev," dedi Rüzgar mutfaktan. "Bu ev ben olmasam çöker arkadaş. Ütü yap Rüzgar, çamaşır yıka Rüzgar, bulaşık yıka Rüzgar. Ulan para sıçıyorsunuz biri de demiyor ki eve hizmetçi alalım."

Bu da iki gündür bir yemek yaptı ya illa konuşacak.

"Rüzgar," dedim gayet sakin bir şekilde. "Getirtme beni oraya sinirliyim zaten gelirsem o yapamadığın yemeği dökerim kafandan."

Eymenin ise derdi başkaydı. "Yav sen övebildiğin kadar öv beni tamam mı?"

Derin bir nefes aldım, bedavaya yapamazdım bu işi. "Överim övmesinede, bende fazla motive değilim hani," dedim imalı bir sesle. Zaten Büşra hoca teklifimi reddetmişti, birde bu reddederse bu iş benim için biterdi.

Söz vermiştim vermesine de sözde bir yere kadardı arkadaş. 

"Sen zaten motive değilsin ki," dedi oda. "Sen şeytansın, motive değil."

Alttan alttan bana laf sokuyordu. Ama çok yanlış bir zamandı. "Bana bak Eymen bozuntusu, aşk hayatın benim elimde doğru konuş." Eymeni tehdit ettikten sonra yine mutfağa doğru bağırmaya başladım. "Rüzgar sende acele et."

Aç bir Alya, Alya değildi.

"Rüzgar," dedi Eymen'de benim arkamdan. "Biraz acele et lan kız acından öldü."

Bio'larım| AbilerimDonde viven las historias. Descúbrelo ahora