Daldığım düşüncelerden hızla kopmamı sağlayan şey duyduğum siren sesleri olmuştu, gülümsedim ama bu gülümsemem diğerlerinin aksine acı dolu değil sevgi doluydu.

"Tek birşeyi merak ediyorum dile kolay 2 yıl geçirdik seninle birlikte, birazda olsa sevmedin mi?"

O dakika içerisinde kapı kırılma sesi geldi, onu saran kollar göz hizamdan çıkmadı,kollarımdan tuttulup sürüklenirken bile ona bakmaya devam ettim o ise başını hayır dercesine sallarken oldukça ciddiydi. Eğer evet deseydi ihanetine rağmen bile afederdim onu ama o beni sadece bir suçlu gibi görmüş ve sadece yakalanmam için rolüne bürünmüştü. Sonrasıda yoktu, o yapması gerekeni yaptı,ben ise hak etmediğim şeyleri yaşamayı.

01.05.2023 (İki Yıl Sonra)

Gök yüzüne bakarken hissizdim, pek birşey ifade etmiyordu; iki yıldır görmemem özleyeceğim anlamına gelmezdi hâlâ bok gibi hissettiriyordu.Birini sevip güvenmemin bedelini ben kendime ödetmiştim;çok sevdiğim özgürlükle cezalandırmam ise büyük bir ironiydi. Ödediğim bedelin yeterli olduğuna karar verince ise bu cehhenemden hemen çıkmıştım, önünde durduğum Maltepe Açık Ceza İnfaz Kurumuna son bir bakış atmış uzatılan sigarayı umursamadan siyah compass marka aracın arka koltuğuna oturdum.

"Eve mi efendim?"

"Hayır, boğaza."

Banka oturmuş çok sevdiğim boğazı izlerken aklım bundan iki sene önceye gitti, içimde tek bir his bile kalmamıştı.Geçmiş geçmişte kalmıştı bundan sonra hayatımda hattaya yer yoktu, kaç saat orda ifadesizce boğazı izledim bilinmezdi ancak izlemeyi bıraktığımda hava çoktan kararmıştı.Hemen yanımda ayakta dikilen Ferdi'ye; "Toplantı hemen bu akşam."

Kısa ve öz cümlem ile göz bebekleri büyüyen Ferdi yutkundu, söyleyip söylememe konusunda ki kararsızlığı sinirimi bozunca; "Söyle!"

"Efendim gece yarısı olmasına az kaldı, eğer isterseniz yarın yapalım?"

"Ne yapacağıma sen mi karar veriyorsun!?"

"Ne haddine efendim, haber veriyorum hemen."

Yanımdan ayrılıp benden uzaklaşan bedenle sinirli bir soluk bıraktım, uyuşan bacaklarımın düzelmesi ile ayağa kalkıp boğaza son bir bakış attım...

Meraklı bakışların odağında olmaya alışmıştım bu hep böyleydi, küçükken böyle olmasını dilediğim zamanları hatırlıyorum da ne kadarda aptalmışım.

"Şimdiden itibaren eskisi gibi işlenecek herşey!"

"Bu çok zor."

Sakin adamlarla ilerledim konuşan adama, yüzünde korku dolu bir ifade oluşunca tehlikeli bir sırıtışla; "Eğer küçücük şeyi bile yapamayıp zor diye bahane üretiyorsan-"

Hızla belimden çıkardığım silahı kafasına dayayıp; "Neden yaşıyorsun?"

Korkudan titreyen bedeni ile temasta olmak midemi bulandırırken titreyen sesiyle konuştu; "B-ben öyle demek i-istemedim."

"Ne demek istersen iste bizde kalkan silah sıkmadan indirilmez."

Tetiği çektiğimde bazı kişilerden korku dolu nidalar yükseldi, silahı geri çekip yere fırlattım. Arkamı dönüp pantolonu ıslak adama ve odada bulunan herkese hitaben; "Eğer bunun gibi bir olayla tekrardan karşılaşırsam şanslı olmadığınızdan emin olacağım."

Ben AKDORA şimdi ki adıyla İstanbul Beyefendisi...

Beğenmenizi umuyorum.
Her hafta bölüm gelir de okunacağını düşünmüyorum.

Birgün bu satırların milyonlarca okunması dileğiyle....(100 kişi bile okumayacak dhdhdhdh)

Behlül KAÇARRR

Behlül KAÇARRR

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




Higanbana(Bl)Where stories live. Discover now