"Biliyordum nerede olduğunu," dedim ve sırtımı tezgaha yasladım. Çınar da yanıma geldi ve benim gibi sırtını yasladı.

Annem Çınar'ın getirdiği ışığın yardımlarıyla çabucak menemenin yumurtasını kırarken "Ee," dedi. "Çınar'ım yok mu hayatında biri? Yaşın gelmiş bak, işin de var. Askerliğini de yaptın. Mis gibi damat adayısın."

Bakışlarımı annemin sırtında sabitledim. Annemin özel güçleri olabilir miydi? Bu soruyu merak ettiğimi nereden bilmişti de birden konuyu açmıştı? Annemden korkuyordum artık.

"Yok, Suzan teyze," dedi Çınar. Bakışlarımı ona çevirdim. Bana bir bakış attıktan sonra anneme çevirdi bakışlarını. "Uzun süredir kimse yok."

Sanki bu sorunun cevabını anneme değil de bana vermişti...

Annem cık cıkladı. "Oğlum, maşallah pek bir yakışıklısın. Niye yok kimse? Aman düzgün biri olsun."

Çınar kollarını göğsünde birleştirdi. "Nasip kısmet bu işler. Bakalım," dedi anneme. Sonra bakışlarını bana çevirdi.

"Öyle tabii oğlum," dedi annem. Çınar'la öylece birbirimize bakarken bana hafifçe göz kırptı ve "Neden öyle bakıyorsun?" diye kısık bir sesle sordu.

"Nasıl bakıyormuşum?" dedim sorduğu soruyu anlayamayarak.

Sırıttı. "Sevinmiş gibi."

Hafifçe koluna vurdum ve kollarımı göğsümde birleştirdim. "Uydur kafandan sen. Bana ne senin hayatında kim var kim yok."

Çınar bakışlarını benden çekti ve sırıtmaya devam etti. Annem menemeni bir tabağa koyduktan sonra tabağı da masaya koydu ve bakışlarını Çınar'a çevirdi.

"Gel Çınar." Çınar annemin sözünü dinleyerek sandalyeye oturdu. Bunun üzerine annem yüzündeki gülümsemeyle ona baktı.

"Teşekkür ederiz Çınar'ım. Yine bizim kıza yardım etmişsin."

"Ne teşekkürü?" dedi Çınar bakışlarını anneme çevirirken. "Bunun için bana teşekkür etmeyin lütfen Suzan teyze. Elimden ne geliyorsa yaparım sizin için."

Dudaklarımda hafif bir kıpırtı oluştu fakat annem bakışlarını bana çevirdi diye sildim hemen yüzümden.

"Gör de örnek al he mi kızım," dedi annem. "Ben çıkıyorum artık. Yol yordu. Hadi afiyet olsun," dedi annem ve ardından mutfaktan çıktı. Adımlarımı yavaş yavaş masaya yönelttim ve ben de Çınar'ın yanındaki sandalyeye oturdum.

Çınar menemenden yerken halinden gayet memnundu. "Teşekkür ederim," dedim hiç beklemediği bir anda. Eli havada kalırken bakışlarını bana çevirdi ve gözlerini kırpıştırdı.

"Neden?"

"Çoğu şey için," dedim ve omuz silktim. "Öyle içimden geldi."

Çınar gülümserken bakışlarını benden çekti ve menemenden bir parça daha aldı.

"O halde teşekkür edeceğin çok anlar olacak," dedi. "Çünkü senin için daha çok şey yapacağım."

Bu sırada yanan mutfağın ışığıyla birlikte derin bir nefes verdim. Elektrikler gelmişti.

Ona cevap vermedim. Çınar'da başka bir şey söylemedi. Menemeni yedikten sonra ise ayaklandı. Bakışlarını bana çevirdi. Bu sırada ben de ayağa kalktım.

"Ben de teşekkür ederim," dedi. "Bana yemek yapmak için uğraştın."

"Benden daha çok sen yaptın," dediğimde aynı anda gülümsedik.

CEBİMDEKİ ASKERWhere stories live. Discover now