Steve & Tony

45 5 9
                                    

"Steve! Çabuk raporu hazırla!" Lanet olsun! Sadece bir kaç dakikalık bir dinlenme zamanı buluyorum ama onunda içine ediyorlar! Bu işten nefret ediyorum! Tam tamına 8 saat çalışıp eline az miktarda para gelmesi ve hepsinin faturalara gitmesinin ne demek olduğunu bilirsiniz. Bu çok kötü.

"Steve, kendini kovdurtmak mı istiyorsun!?" Olamaz, patronum bay Smith. Bugün hiç memnun değil. Evcil kuşlarının öldüğünü duydum. Yine sinirini benden çıkaracak! "Hayır, efendim." Sessizce cevap verdim. Paraya ihtiyacım olmasa burada bir dakika bile durmazdım. "O zaman aylaklık etme! İş senin yan gelip yatmak için bir yer değil! Anladın mı!?" İçime derin bir nefes çektim. "Evet, anladım, efendim." Artık hiç konuşmak istemiyordum. İğrenç adam elinde ki dosyalarla gitti.

"Puşt herif." Arkasından küfür ettim. "Burada ki herkesi sikeyim." Gözlerimi tekrardan bilgisayara çevirirken dedim. "Benide mi?" Arkada ki birisi dedi. Arkama döndüğümde sakallı, kahverengi saçlı, koyu kahverengi gözlü bir adam gördüm. Renkli gözlükler takıyordu. Özgüvenli ve karizmatik bir yapısı vardı.

"Sende kimsin?" Ona sordum. Bana gülümsedi. "Buraya yeni geldim ama bu başlangıç hiç beklediğim bir şey değildi." Dedi. Ne saçmalıyor bu adam? "Ne saçmalıyorsun?" Hiçbir insana böyle soğuk davranmazdım ama beni yanlış zamanda yakaladı. "Ben, Tony Stark." Elini uzattı. Tony Stark mı!?

"Stark Endüstrisi mi?" Şaşkınca bağırdım. Adam yine alayca güldü. "Evet, Stark Endüstrisi." Beni tekrarladı. "Ben, çok özür dilerim, efendim. Lütfen bundan patronuma bahsetmeyin." Çok zavallı görünüyordum. Ancak maalesef bu iğrenç işe ihtiyacım var.

"Hayır, kimseye bahsetmeyeceğim ancak bu hiç hoşuma gitmedi. Geri ödemelisin." Ödemek mi? Ne yapabilirim ki? "Neden ödeyeyim? Önemli olmadığını söylediniz." Param yoktu zaten hem paraya da ihtiyacı yoktu.

"Bunu benimle bir randevuya çıkarak ödeyebilirsin, sarışın." Ne!? Randevu mu? "Neden?" Gözleriyle beni süzdü ve dudaklarını yaladı. Niyetinin ne olduğunu

"Sadece bir randevu? Belki sana layık olurum?" Arsızca devam etti. "Siz beni ne sanıyorsunuz!? Ben, aşağılık biri değilim! Edepli olun, bay Stark." Cümlemden sonra masamın üstünde ki raporları aldım ve oradan ayrıldım.

Parayla Saadet | StonyWhere stories live. Discover now