"Bu biraz acıtabilir sinirlenme olur mu?"

Yavaşça dokundurup silmeye başladım. Sesi çıkmıyordu hiç tepki de vermiyordu. Ama ölmediğini kalkıp inen göğsünden anlıyordum.

Dikişlik bir şey yoktu Allahtan. Son olarak beyaz sargı bezini yapıştırıp malzemeleri geri elimde topluyordum. Konuşsam yine hırlar mıydı diye korkmuyor değildim.

"Bak bitti gördün mü iyisin"

Ayağa kalktığımda son kez baktım yarasına. Yatağımın yarısından fazlasını kaplıyordu. Kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Bu sefer gözleri önceki kadar korkunç bakmıyordu.

"Sana yemek hazırlamamı ister misin? Gerçi ben daha kendi karnımı doyuramıyorum."

Banyoya girip malzemelerimi bıraktım ellerimi yıkayıp içeri girdim. O sırada hala açık olan kapıyı farkettim. Tam kapatmak üzereyken karşı taraftan yırtıcı kahverengi gözlerle bakıştım. Nedense aklıma sabah ki deli adam gelmişti. Korkudan gözlerim büyüdü ve hızlıca kapıyı kapattım. Gürültüden bana doğru dönen kurt la bakışıyordum. Gözleri tekrar yırtıcı hali alırken havayı koklamaya başladı bu sefer de. Ben de onu izliyordum. Bir süre öyle bekledikten sonra geri kafasını koyup yattı. Ne yapacağımı bilmeyerek onun tam ucuna oturdum ve beklemeye başladım.

****

Gözlerimi açtığım da yine nasıl uyuduğumu anlamamıştım rüya mı görmüştüm? Etraf hala karanlıktı kafamı Sağa doğru hareket ettirdiğimde kanım dondu. KURT UN BACAĞINA YATMISIM!

yüksek sesle bir çığlık atıp doğruldum hemen. En son, en son tedavi etmiştim ben bu kurdu evet saat kaçtı? Allahim şimdi kafayı yicem.

Kurt çığlığımla beraber kafasını kaldırıp tepkisizce bana baktı. Bana artık saldırmayacağını anladığım da artık sinirden deliriyordum. Şuan sabah mi akşam mi anlayamiyordum. saat kaçtı? Neden hiç sokaktan gürültü gelmiyordu?

Yavaşça kurtun ayaklarının üstünden geçerek yatağımın yanında ki pencereden perdeyi çekip baktım. Neden insan yoktu hiç? Neden kapkaranlıktı. Tekrar içeri baktığım da mumluğun sönmek üzere olduğunu cılız ışıktan anladım.

Allahım neler oluyor bir rüyadamıyım? Bu bir rüyaysa lütfen uyanayım. Daha fazla karanlığa katlanmak istemiyorum.

Tekrar geçmek için ayağımı kaldırmıştım ki kurt birden ayaklandı. Kalkan ayağım yavaşça geri yere indi. Şimdi yarasını tedavi ettim güzel Bir uyku çekti, acıktı beni yicek kesin.

Bedenini yavaş hareketlerle bana doğru çevirdi. O kadar uzun du ki ona bakıcam diye boynum kırılacaktı. Üstüme doğru eğildi ve saçlarımda durdu, istemsizce kafamı yine korkudan aşağı eğmistim. Saçlarımı koklamaya başladı. Sinirden ağlamaya başladım, sessizce gözlerimden yaş akıyor ve arada hıçkırıyordum. Artık koklamıyordu ama kaldı bir süre öylece.

Göz yaşlarım artık durduğun da aradan dört beş dakika geçmişti. Sadece burnumu çekiyordum. Bir cesaretle kafamı kaldırdım ve gözlerine baktım. Gözleri aynı insan gözü gibiydi ve çok çok güzeldi. Nedense kurt olduğunu unutup gözlerine baktığım da rahatlama geliyordu.

Tam kafamın içinde bu cümleyi bitirdikten sonra eğilip hızlıca bir kere dilini yanağıma sürttü. Şoke olmuş gözlerle baktım, sanırım sevdi beni.

"Yemeden önce tadına mi bakıyorsun?"

Kurt bu sefer de diğer yanağımı yaladı ve arkasını dönüp kapıyı kolunun kemiği ile açtı ve gitti.

nE? Neden benden daha zeki gibime geldi. Ve gitti, yemedi beni! BENI YEMEDİ!

Ve birden ışıklar geldi sokaklar da aydınlandı. Tanrım kötülüğü peşpeşe verdiği gibi mutluluğu da peşpeşe veriyor. Şükretmeyi öğrenmek gerek işte. Gözümün göreceği ışığa muhtaç kalmıştım

Çok şükür kurtta gitti ışıklar da geldi. Hemen telefonumu bulup sarza taktım. Kalkıp Bi hızla yatağım da ki kana baktım. Aslında üzülmüştüm baya ve kendimle gurur duyuyordum. Korkup kaçsaydım belki de o kurt beni yiyecekti. Ve vicdan azabı ile yaşayamazdım. Aferim be gece helal sana kızım.

Yatağımın kılıflarını da değiştirdikten sonra saate baktım. Gece 1 mi? Tarihe baktığım da ise 10 subat olduğunu gördüm. Aradan tam 3 gün geçmişti. 3 gün. Ve ben aynı zaman da 3 gündür bir şey yemiyor muydum? Bayilmamak için kalkıp markete gitmem gerekti sanırım. Sıcak bir duşa girip saçlarımı da kuruttuktan sonra cüzdanımı ve anahtarımı üzerime alıp markete gittim. Sokaktaki kekolari bile görmek beni mutlu ediyordu şuan da. Bir gün böyle bir şeye sevineceğimi söyleseler hayatta inanmazdım. Hayat işte, insanı nelere muhtaç bırakıyor.

Sokaktaki lambalar bugün çok fazla mı aydınlatiyordu yoksa benim psikolojim mi bozulmuştu anlamadım ama takmadım. Bu saatte ki tek açık markete doğru hızlıca gittim.

Ama yürürken sürekli izlenme hissi vardi üzerimde. Arkamı dönüp baktığım da hiçbir şey yoktu. Tek açık market biraz uzak olduğu için yürüme mesafesi vardı. Sürekli arkama bakma isteği vardı çünkü kesinlikle emindim takip edildiğimden. Son kez arkama baktığım da yine kimse yoktu ama duvarın yanında bir gölge vardı. Up uzun bir insan gölgesi. Hem iri hem de uzun. Aklıma kurt gelmişti yine ama gittiler artık sanırım uzaklara. Hızlıca yürüdüm, kekolardan biridir kesin.

Kafamın için den asla çıkmıyordu o masmavi parlak gözler.

"Alttarafi bir kurt, neden bu kadar takıyorum?"

Sonunda markete gelmistim paramın yettiği kadarı ile alabildiğimi aldım ve koşarak eve geldim.

*****

Canlarım yorum yapın be öptüm sizi


KURT'UN ESİRİ +18Where stories live. Discover now