|8|

1.6K 102 166
                                    

Medya:Karan'ın bana verdiği vibe tam olarak budur. Sizde nasıl bilmiyorum ama ben de net bu.

Bu kitaptaki karakterleri yazarken aklımda asla Karan'ın tam bir beyefendi olması, Kamer'in aşçı olması, Aden'in kitabın deli kızı olması yoktu. Onlar kendi kendilerini oluşturdular.

Bu bölüm yine düz olacak. Nerede bu kitabın texting kısmı? Icmxısöapa

İnşallah ilerleyen bölümler çoğunlukla texting olur jxmzksöal

Uzatmadan bölüme geçelim efenim, iyi okumalar dilerim 🐥
_____________________________________

"Karan Bey, isterseniz oturalım artık?" Hâlâ ayakta durmuş, karşısındaki kadına bakan adama seslendi Aden. Bu uzun bakışmada bi' koku almıştı ama hadi hayırlısı demişti. Hâlâ arkada çalan şarkı ise ayakta birbirine bakan ikilinin umurunda değildi. Ama Aden fark etmiş olacak ki tezgahın arkasına gitti ve radyoyu kapattı.

Karan, Aden'in ona seslenmesi ile kendine gelip gözlerini karşısındaki genç kızdan çekmişti. Karan'ın gözlerini çekmesiyle kendine gelen genç kızda hemen gözlerini Aden'e çevirdi. Aden radyoyu kapatıp masanın yanına gelmişti.

Kuzeninin ona bakışını görüp açıklama gereği hissetti. "Karan Bey ile konuklardan önce gelmek istedik. Tabii ben sana haber vermeyi unuttum ama," dedi yerinde sallanarak. Kamer sinirle kaşlarını çatsa da yalnız olmadıklarını hatırlayıp sustu. Masaya oturmadan ayakta bekleyen adama döndü. Yüzüne formalite icabı bir tebessüm kondurup konuştu, "Hoşgeldiniz Karan Bey. Ben Kamer," dedi adama doğru. Karan karşısında ona tebessüm eden kıza baktı. Onu ilk gördüğü andan beri değişik hissediyordu belkide yıllar sonra karşılaşmanın heyecanını.

"Hoşbulduk, Karan bende. Tanıyorsunuz zaten. Tanıştığıma memnun oldum Kamer Hanım." dedi o da gülümseyerek.

"Bende. Oturun siz isterseniz, biz de Aden ile mutfağa geçelim," dedi genç kız kuzeninin koluna girerek.

Karan tebessüm ederek başını hafifçe salladı ve bir sandalye çekerek oturdu. Kamer onu tanımasa da o Kamer'i tanıyordu. Ve Aden'i mutfağa neden götürdüğünü biliyordu. Bu düşünce aklına sızınca gülerek başını salladı.

(Kamer'den devam)

"Kızım sen düşman mısın bana? İnsan bi' haber verir ya," dedim Aden'in bedenini sarsarak.

"Ya unuttum, n'apayım?" Sinirle of'layıp ellerimi ondan çektim. "Unutma Aden, unutma."

"Neyse boşver onu, Karan Bey içeride yalnız kaldı. Bi kahve falan yapıp götürelim mi?"

"Misafirlerin gelmesine ne kadar var ki?" Kolundaki saate baktı.

"Yarım saat kadar," dedi kafasını kaldırırken. Kaşlarım kendiliğinden havaya kalktı.

"Neden bu kadar erken geldiniz?" Omuz silkti. "Dedim ya, Karan Bey istedi. Erken gitmemiz daha iyiymiş." dedi.

"E yapalım o zaman kahve, nasıl içiyor?"

"Klasik,sade Türk kahvesi." Başımı sallayarak dolaptan Türk kahvesini çıkartarak cezveye koydum. Ben kahveyi yaparken Aden de yanına bir tabak hazırlıyordu. Yaptığım atıştırmalık birkaç şeyden de koyduktan sonra getirdi. Bende kahveyi tepsiye koyarak mutfaktan çıktım.

Masada oturmuş,önündeki tabletten birşeylere bakıyordu. Mutfak kapısının sesini duyunca kafasını kaldırdı. Kahveyi önüne koyarak doğruldum.

Not Defteri |Texting Kde žijí příběhy. Začni objevovat