Yavaşça çekilirken yanağıma derin bir öpücük kondurdu. Benden uzaklaşırken gözlerimi açtım. Bana gülümseyerek bakıyordu, gözlerim sağ yanağına kaydığında gamzesinin güzelliğine bir kez daha düşmüştüm. Ona çok yakışıyordu ve sol yanağında olmamasına rağmen bazen orada da gamze oldugunu hayal ettiğimde, ona her türlü yakışacağını bilmek kalbimin rahatsızlanmasına sebep oluyordu.

"Vance.." sonunda konuşabildiğimde yanağımdaki eline daha çok yaslanarak bakışlarımı gamzesinden çekip gözlerine taşıdım. "..sen çok güzelsin." Önce bana baktı ardından kısık sesle kahkaha attığında kaşlarımı çattım.

Ben burada çırpınıyordum, komik miydi bu?

"Neden gülüyorsun, gülmesene?" dediğimde beni dinleyip gülüşünü kesti ama yüzündeki huzurlu tebessüm asla solmadı. Beni kendine çekerek sarıldığında neye uğradığımı şaşırmıştım. İtirafımın boşa çıkmamış olması ayrı bir sevinç kaynağıydı benim için.

Ya yüksek doz yaklaşımdan yada aşırı hızlı atan kalbimden ölüp gidecektim burada.

Boğazımı temizleyerek, "Vance, başka bir şey demeyecek misin?" dedim. Ben onun beline sarılmış, başımı göğsüne yaslamıştım. O ise bir kolu omzumu sararken diğer eliyle saçlarımı okşuyordu. Saçlarıma karşı ayrı bir tutumu olduğunu uzun zamandır fark etmiştim.

"Hayır çünkü bazen eylemler, sözlerimizden daha büyük anlam taşır. Bende buna uyum sağlıyorum. "

O akşam bir daha konuşmadım, o da konuşmadı. Bir müddet daha bana sarıldı, bende ona eşlik ettim. En sonunda benden ayrıldığında, üşümediğim halde havanın soğuk olduğuna söylenerek içeri götürdü. O gece ikimizde uyuyamadık biliyorum, buna rağmen konuşmadık.

Böyle olması çok hoşuma gitmişti. Eğer konuşsaydı veya ben konuşsaydım, kendimi iyi anlatamazdım. Kendimi tanıyordum. Hislerimin karşılıklı olduğunu anlamak beni her seferinde daha çok heyecanlandırıyordu. İtirafımın ardından kötü bir şey olacağını düşünmüştüm ama aksine her şey çok güzel bir hal almış, beklentimin üstünde bir sonuç ile karşılaşmıştım. Vance'nin eylemleri ile onun bana olan duygularını yansıtması çok daha iyi anlamama olanak sağlamıştı.

Şu an aramızdaki ilişki neydi bilmiyorum ama arkadaş olmadığımızı bildiğimden ötürü, gerisinin bir önemi yoktu.

Ve de ilk defa romantik bir anımızda Will yoktu. Sabah olacak olanları ise asla düşünemiyordum.

---

"SİZ KAFAYI YEMİŞSİNİZ!" diye söylenen yüksek sesle kafamı bir kez daha yastığa bastırdım.

Sabah Bay Lewis gelmiş, Vance'den ona hayvanları otlatırken yardım etmesini istemişti. Sabahın çok erken saatlerinde gittiği için henüz onunla tam denk gelemesek de, gitmeden önce içtenlikle gülümsemesi ile gece olanları bir kez daha hatırlamıştım. İçim bir hoş olmuştu.

Sonrasında yemek yedikten sonra içim içime sığmadığı için bunu Will'e anlatmak istemiştim ve anlattığım her bir şeyle birlikte gözleri büyüyen Will, az önce olduğu gibi tekrar bağırmıştı. Kafayı yememe az kalmıştı gerçekten.

"Will‐" diyerek doğrulduğumda hala karşımda ayakta durmuş bir şekilde sözümü kesmişti. Ellerini sinirle sürekli sallıyordu. Geceleyin bunun yaşanacağını öngördüğüm için fazla taktığımı söyleyemezdim.

DUDAKLARIN KARARACAKWhere stories live. Discover now