9. Bölüm: Arkadaşım

Start from the beginning
                                    

Artık şu sinir bozucu kahkahasını durdurması için ablamın omzunu dürterken "Şimdi ne yapacağız?" diye sordum sitemkar bir sesle. Ablamın ciddiyetini toplaması biraz zaman aldı. Sonrasında ekrana bakıp "Ben Atlas bugün seni işe ben bırakmak istiyorum. Hatta seni tam şu an aşağıda bekliyorum yaz," diyerek kelimeleri art arda sıraladı. Ablamın söylediklerini yazıp gönder tuşuna bastım.

Telefonun parmaklarımın arasında titremeye başlamasıyla neredeyse heyecandan telefonu fırlatıyordum. "Ada arıyor," dedim heyecanla. Şu halimi bir başkası görse kesinlikle Atlas Serez denilen çapkın bu olamaz derdi. Aramayı cevaplandırıp telefonu kulağıma dayadım.

"Bebeğim," dedim etkileyici bir sesle. Telefonun öteki tarafından huysuz bir mırıldanma geldi. Ama tam olarak ne söylediğini anlamamıştım.

Ada "Beş dakikaya üzerimi giyinip aşağıya geliyorum arkadaşım," dediğinde sağ gözümün sinir bozukluğundan kalp gibi atmak suretiyle seğirdiğini hissedebiliyordum. Telefonu daha ağzımı açıp tek kelime etmeme fırsat bile vermeden yüzüme kapattı. Kulağımda telefonla bana kullandığı son kelimeyi sindirmek için boşluğa bakmış en sonunda medeti ablamda aramaya başlamıştım.

"Bana arkadaşım dedi!" dedim bağırıp kafamı direksiyona geçirmeden bir saniye önce. Ablam benden böyle bir tepki beklememişti. Kornanın kafa ütüleyen sesi tüm mahallede yankılanırken birçok kişi dönüp dönüp arabaya bakmıştı. Bir süre sonra ablam omzumu çürütmek suretiyle beni dürttü. Tam kafamı kaldırıp ablama çemkireceğim sırada onu gördüm. Benim biricik bebeğimi...

Kuğu gibi salınarak çıktı apartmanın kapısından. Saçları esen ılık rüzgarda dalgalanıyordu. Bu haliyle şampuan reklamlarındaki alımlı kadınlara benziyordu. Kendimi onu görmemi engelleyen güneş gözlüklerini fırlatmış çenemi direksiyona yaslayarak onu izlerken bulmuştum. Koyu gri bir kot ve üstüne de üzerinde güneş ve deniz silüetinin resmedildiği beyaz bir tişört giymişti. Ama bununla bile büyüleyici görünüyordu. Arabanın önünde durduğunda gözlüğün üzerinden bana gülümseyerek bakmıştı. Sen beni kalpten götürmeye mi çalışıyorsun bebeğim? Bu kadar güzel bakma be insafsız!

"Çok bekletmedim umarım," dedi Ada arka kapıyı açıp oturduğu sırada. Dikiz aynasından ona baktım. Ağzımı açıp cevap vermeyi hatta kendi adımı bile unutunca duruma ablam el atmak zorunda kalmıştı.

"Hayır hiç bekletmedin canım. Biz de yeni gelmiştik," dedi ablam içtenlikle gülümseyerek. Şu sevimli yanını değil bana kendi kocasına bile göstermediği konusunda ciddi şüphelerim vardı.

Ablam "Atlas beni butiğe bırakacaktı. O yüzden bende sizinle geldim," dediğinde ona baktım.

"Seni butiğe mi bırakacaktım?"

Sözümün bitmesiyle koluma sıkı bir cimcik yemem de bir olmuştu. Koluma lokal anestezi yapılsa anca bu kadar uyuşabilirdi. Ablamın parmaklarının kerpetenden farkı olmadığını bir kez daha yaşayarak öğrenmiş oldum. Sağ gözümden bir damla yaş akarken bir yandan da kolumu ovuşturup "Evet. Ablamı butiğe bırakacaktım," diye mırıldandım güçlükle.

Ada, "Talya Hanım dün yaşanan olaydan sonra sizi sormaya fırsatım olmadı. Daha iyi misiniz?" diye sordu. Senin kibarlığını yerim hatun. Nasıl da tatlı tatlı sordu öyle değil mi? Ben bu kıza boşuna bebeğim demiyorum.

"Lütfen bana sadece Talya de," dedi ablam başını arkaya çevirirken. Aferin abla! Gelin görümce ilişkisinin temellerini ufaktan ufaktan atmaya başla ki benim işimde kolaylaşsın. Arabayı çalıştırdığım sırada Ada'nın ablama, "Peki öyle olsun," dediğini duydum. Arabayı park ettiğim iki aracın arasından çıkarıp yola koyuldum.

Ablam, "Dün bana çok destek oldun Adacım. Teşekkür ederim," dedi cana yakın bir gülümseme eşliğinde. Dikiz aynasından gördüğüm kadarıyla Ada'nın da dudaklarında etkileyici bir gülümseme belirmişti. Pembe dudakları yavaşça yukarı kıvrılırken ablamın, "Atlas dikkat et!" diye bağırmasıyla kendime gelmiştim.

Senle Ben Where stories live. Discover now