18- " Sarılayım mı?"

Start from the beginning
                                    

" Nereden biliyorsun?" Omuzlarımı kaldırıp indirdim. " Biliyorum işte."

" Eğer güzelsem beni niye istemediler o zaman?"

Şu an karşımda küçük bir kız çocuğu gibiydi. Gözünden bir damla yaş aktığında daha fazla dayanamayarak öne doğru eğildim ve göz yaşını sildim.

Bu yaptığımla beraber kocaman gülümsedi. Onunda gamzeleri vardı kızımın ki gibi.

" İlk defa biri benim göz yaşımı sildi." Dedi çocuksu bir heyecanla.

Gülümsedim ama bu buruk bir gülümsemeydi.

" Sen?" Dedi bana bakarak. " Senin geçmişin niye kötüydü?"

" Benim babam gözlerimin önünde annemi öldürdü."

Önce gözlerime baktı nasıl hissettiğimi anlamak istercesine, ama bir duygu kırıntısı bile bulamayınca da eliyle ağzını kapatıp hıçkırdı.

" Çok üzülmüşsündür." Dedi ve sesizce ağlamaya devam etti.

" Ağlama." Dedim. Ağlaması nedensizce kalbimi acıtıyordu. " Bak ben ağlamıyorum. Sen de ağlama." Ağlamasını zar zor durdurup bana baktı.

" Ağlıyorsun." Dedi. Kafamı iki yana sallayarak reddettim.

" Hayır ağlıyorsun." Diye diretti. " Ağlıyorsun ama benim gibi dışına doğru değil, içine doğru ağlıyorsun sen. Başkaları görmez ama ben görüyorum, sen şu an da ağlıyorsun."

Gözlerine baktım. Güzel gözleri vardı, benim gibi buz mavisiydi. Gözlerine bakınca kendimi görmüş gibi oldum sanki bir an. Ama sadece bir an.

Ben ona bakarken o ayağa kalktı ve yanıma oturdu.

" Yetimhanede beni kimse sevmezdi, herkes bana ağlak derdi. Çok ağlardım, anneme sarılmak çok isterdim, saçımı okşasın isterdim. Babam olsun isterdim, arkamda dursun bana kızım desin isterdim. Çok mu şey isterdim ben?"

Güldü ve devam etti:

" On dört yaşımda beni ağladığım için sevmediklerini fark ettiğimde bir daha ağlamama sözü verdim kendime ve beni sevsinler diye iyilik perisi gibi bir şey oldum.Kendimden çok düşündüm herkesi. Beni seven arkadaşlarım oldu, sevgilim oldu ama çok kısa sürdü bu. Ben nihayet birileri beni seviyor diye sevinirken kullanıldığımı fark edememişim. Ergenlikti falan derken büyük bir hayal kırıklığına uğradım ve kendimi insanlardan soyutlayarak geçirdim uzun bir süre hayatımı. Dalga geçtiler, duygusuz dediler. Çok istedim sevilmek. Hayatım insanların beni sevmesini nasıl sağlayacağımı düşünerek geçti. İşte en sonda böyle bir kimliğe büründüm. Yine çok sevmediler yapmacık dediler ama en azından bu sefer nefret etmediler."

Nefes almayı unuttuğunu fark edip derin bir nefes aldı. " Çok konuştum, sıkmadım dimi seni? Benden nefret etmedin çok konuşuyorum diye?"

Kafamı iki yana sallayarak hemen reddettim bunu. " Tabi ki de hayır."

Gülümsedi. " Sevindim."

Kısa bir sessizlik oldu. Viskiden bir yudum aldığım sırada Ilgaz'ın dedikleri ile kas katı kesildim.

" Senin annen senin saçını okşar mıydı?" Boğazımı bir yumru oturmuş gibi hissettim. Viski bardağını yavaşça masaya koydum.

" Hıhım." Dedim mırıldanarak. Heyecanla bana döndü. " Nasıl hissettirirdi?"

Sağ elimi zar zor kaldırdım ve Ilgaz'ın saçlarını yavaşça okşamaya başladım.

" Böyle."

Ilgaz gözlerini kapatmış anın tadını çıkartamaya odaklanmıştı.

Babasının kızı / FİNAL/ Where stories live. Discover now