17- Kabus

9.8K 515 52
                                    

(15. bölümden sonra geçmişe gidildiği için bazılarınızın 15. bölümün sonunu unuttuğunu varsayarak o bölümün sonunu hatırlatmak amaçlı tekrardan yazdım.)

Günümüz~

Sare'yi yatağıma yatırdım ve alnından öptükten sonra çalışma odama gidip işe alakalı bazı dosyaları incelemeye başladım.

Kapı tık tıklandıktan sonra içeri bir koruma girdi.

"Barlsa Bey rahatsız ediyorum ama sizi ısrarla görmek isteyen bir adam var."

Gecenin bu saatinde kim bu kadar ısrarla benimle görüşmek isteyebilirdi ki?

" Pekala, kendisi salona geçsin bende birazdan gelirim." Koruma kafasını sallayıp odadan çıktığında taktığım gözlüğümü çıkarttım ve ağrıyan şakaklarımı ovdum.

Gelen misafiri daha fazla bekletmemek adına odadan çıktım ve aşağıya salona indim.

Camın orada sırtı dönük orta yaşlı, kahverengi saçlarına aklar düşmüş ve sağlam dik bir duruşa sahip adamı gördüm.

"Israr ile beni görmek istemişsiniz." Adam sesimi duyduktan sonra arkasını döndü.

Gördüğüm yüzle kas katı kesildim.

Bu boğucu kahverengi gözleri, alayla sırıtan yüzü nerede görsem tanırdım. Yıllar önce annemi katleden ve ortadan kaybolan babam karşımda duruyordu.

"Senin ne işin var burada?!" Gözlerime baktı ve sinir bozucu bir kahkaha attı.

" Barlas, görüşmeyeli epey uzun zaman oldu oğlum." Öfke ile kasılan çenemle beraber birbirine değen ve gıcırdayan dişlerimle konuştum.

" Senin gibi bir şerefsiz nasıl olurda onca yıl sonra karşıma çıkma yüzsüzlüğünde bulunabilir, defol git evimden!"

Gözlerini gözlerimden bir an olsun ayırmadan rahat bir şekilde koltuğa oturdu ve bacak bacak üstüne attı.

Öfkeme daha fazla hakim olamayarak adım attığım gibi sertçe boğazına yapıştım. Oysa tavrından taviz vermeyerek aynı sinir bozucu bakışları ile bana bakmaya devam ediyordu.

" Bir an olsun düşünmem seni kendi ellerim ile gebertirim, anladın mı beni?!"

" Eğer bana bir zarar verecek olursan kız kardeşini asla göremezsin oğlum..."

(15. Bölümün sonu bu kadardı 17'den devam.)

Dediklerini bir kaç saniye algılamakta zorluk çekmiştim. Adam kız kardeşin ölmedi yaşıyor diyordu aq!

"Ne?" Diyebildim yalnızca, onu bile zar zor söyleyebilmiştim.

Cevap vermedi öylece yüzüme baktı sadece.

Omuzlarım çökmüştü, ayaklarımda onlardan geri kalmamış ve beni daha fazla taşıyamayarak yere diz üstü çökmeme neden olmuştu.

Yıkılmıştım beynimde sürekli aynı cümleler tekrarlanıyordu.

" Yalan söylüyorsun." Dedim kendimi toparlamaya çalışırken.

Yüzünde mimik bile oynamadı. Karşımda bir duvardan farksızdı sanki. Az önce benimle konuşmamış ve kardeşimin yaşadığını söylememiş gibiydi.

" Yalan." Dedim bir kez daha kendimi inandırmak istercesine.

Elbette bende isterdim kardeşim yaşasın hayatta olsun ama eğere yaşıyorsa bu siktiğimin Dünyasında on dokuz yıl ne yapmıştı? Ne zorluklar çekmişti? Belki de bunca zaman babamın yanındaydı? Düşünmek bile istemiyordum kardeşimin böylesine cani bir adamın elinde büyümüş olmasını.

Babasının kızı / FİNAL/ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin