Geceye kıymık gibi batan şafak gökyüzünü kanatıyordu.
Düşüncelerimi yavaş yavaş kurban ettiğim bu zaman diliminde,
soğuğu içime ruhumu dondurana kadar çektim. Parmaklarımı
pencerenin ahşap zeminine yerleştirdim ve kısa saçlarım aşağı
doğru dökülürken, hala ayakta olan iri gövdeli ağaçların belli bir
sırada dikilen görüntüsünü izlerken, onları geceye savaş açan
bir sürüye benzettim.
Dudaklarımı araladığımda, yarattığım o küçük boşluktan soğuğun
buharı döküldü. Gözlerim yavaşça şafağın çarşaf gibi serildiği göğe
yükseldi. Ayın ilk hali olan hilal göğün uçuk renginin üstünde gümüş
renginde bir mızrak gibi parlıyordu. Birazdan gün tamamen doğacak,
ay gökyüzünden silinecekti.
Grethe.
Adım Grethe.
Anlamı yeni ay.
Cressida, evin karşısındaki sığ çalıların arkasından çıktığında dudaklarım
aralandı. Yine bu saatlere kadar sokaklarda kalmıştı. Onu soğuktan koruyan
kıyafetin kumaşını boğazına kadar çekmiş olsa da, şu an soğuktan tir tir titriyor
olduğunu görebiliyordum. "Serseri, " diye homurdandım pencereyi kapatmadan
geri çekilirken. Muhafızlar fark etmeden önce kapıyı açmalı ve onu içeri almalıydım.
Azar işitmesinden hiç hoşlanmıyordum. Parmak uçlarımda yükselerek odamdan çıkarken,
ayaklarımın altında ezilen eski ahşabın gıcırdamaması için içten içe dua ediyordum. Tül
perdelerim rüzgarın uğultusu eşliğinde uçuşurken omzumun üstünden arkama, açık duran
pencereye kısaca baktım ve odamdan çıktım.
Odam hemen mutfağın sonundaki odaydı. Kapıya oldukça yakındım. Bakışlarım karanlık
koridorda kısaca tur bindirdi. Tekrar parmak uçlarımda yükseldim; ayağımdaki çorap olduğu
için bastığım yerde çok fazla ses çıkmıyordu. Ayaklarımdaki çoraplar dizlerimin üstüne kadar
uzanıyordu. Dış kapının kilidini yavaşça açarken, bir elimle de kapıyı ileri doğru itiyordum. Kilit
açıldığında kulpu yavaşça çevirdim ve kapıyı açmamla birlikte Cressida ile burun buruna geldik.
Cressida, üç kız arkadaşımdan biriydi; bir ikizi vardı. Madam D'nin zarafet okulundan bu yıl
mezun olacaktı, bir kaç hafta önce Cressida ve ikizinin yirminci yaş gününü kutlamıştık. İkizi,
Cressida' nın kopyası gibi olsa da, karakter olarak birbirlerinden tamamen farklıydılar.
İki farklı, tamamen aynı bir yansıma.
Tabii bir de Nell vardı. O bizlerden iki yaş küçüktü, şu an Gardenya Sarayı muhafızları arasından
birine karşı ilgi duyduğu için seçmelere katılmış ve kendini kanıtlamıştı, artık Gardenya da saray
çalışanıydı. Bazen onu özlüyordum, Cressida'nın ikizinin savaşta canını yitirmesi bizi oldukça
![](https://img.wattpad.com/cover/338285306-288-k271136.jpg)
BINABASA MO ANG
SPEAKS TO ME
ChickLit"O gece bir kitapla tanıştım. Kaderime giden yolda bana rehber olacak bir kitapla."