"Kız arkadaşım."

"Kız arkadaşım."

Dünyanın en komik şakası olsaydı keşke duyduğum söz.

Keşke korkunç bir rüyada olsam ve hemen uyansam.

Bu sözler gerçek olmasa.

Ne demişti o öyle?

"Kız arkadaşım."

Ben kafamda bunları düşünürken Chaeyoung, bana elini uzatmıştı. Elini tuttum ve hafifçe sıktım. "Park Chaeyoung," dedi.

"Zaten tanışıyoruz," diyemedim. Sanırım Lisa'nın bundan haberi yoktu. "Jennie Kim," dedim sert bir ifadeyle. Elimi geri çektim ve Lisa'ya bakıp gülümsedim. "Ben masama geçsem iyi olacak," dedim Lisa'nın beline sarılan Chaeyoung'un eline bakarken. "Görüşürüz."

"Peki," dedi Lisa, üzülmüş gibi. "Görüşürüz."

Masama geçtim. Etrafta dolaşan garsonlardan birine bir el hareketi yaptığımda yanıma geldi. "Buyurun?"

"Şarap var mı?"

"Var... Sizin için mi?"

"Evet, bir sorun mu var?"

"Yok. Genellikle ağır içkiler içerdiniz. Biraz şaşırdım. Kusuruma bakmayın."

"Sorun değil," diyerek gülümsedim. Garson yanımdan gitti ve birkaç dakika sonra elinde şarap dolu bir kadehle geldi. Masama bıraktı.

"Afiyet olsun."

"Teşekkürler."

Şaraptan bir yudum aldım. Çok hafif olduğu için ikinci yudumumda bitirdim.

O sırada yanıma yaklaşan Lisa'yı gördüm. Elinde bir kadeh vardı. Masama geldi ve gülümsedi. "Aslında sormuştum ama tekrar sorayım. Nasılsın?"

"İyiyim, sen?"

"Ben de iyiyim. Biraz üzgün olduğunu gördüm masamızdan ayrılırken. İyi misin, sorun ne?"

Gerçekleri anlatmalı mıydım?

"Aslında, sana biraz kırıldım Lisa."

"Neden? Kötü bir şey mi yaptım?"

"Seninle odamdayken baya bir konuşmuştuk. Ama bana sevgilin olduğunu söylememiştin."

"Ah, Jennie," elini elimin üzerine koydu.

Yapma, yanarız Lisa.

"Kafam o kadar çok doluydu ki... Zaten sizi tanıştırmayı planlıyordum. Özür dilerim..."

"Hayır hayır hayır, özür dilemene gerek yok."

O sırada gözlerim kolyesine takıldı. Benim kolyemin gümüşüydü. Kolyemdeki sonsuzluk işareti siyahtı, onunkisi ise gümüş, yani beyaz.

Acaba hatırlıyor muydu?

"Kolyen..."

Elini kolyesine götürdü. "Sevgilim, Rose aldı."

"Ne?"

Şaka mıydı? Benim ona aldığım kolyeyi ona "Ben aldım" diye mi göstermişti? Park Chaeyoung, bunu nasıl yapabilmişti? Hiç mi yanmamıştı canı? Hiç mi üzülmemişti?

"Senin kolyen, benimkinin siyahı."

"Evet. Benim için çok özel bir kolye."

"Şey... Özel olabilir ama sadece merakımdan soruyorum. Neden özel?"

"Bu kolyenin aynısından çok özel bir tanıdığımda var."

"Peki o şuan takıyor mu?"

Evet Lisa, takıyorsun. Ama o kolyeyi benim sana aldığımı bilmiyorsun.

I Want More ~~ JenLisaWhere stories live. Discover now