💎2.BÖLÜM💎

140 32 118
                                    

Keyifli okumalarr :) <3

Gözlerimi açtığımda bir odadaydım. Dövüldüğüm yerden daha temizdi. Büyük ihtimalle pis işlerini yaparken yara aldıklarında iyileştirildikleri yerdi. Hastaneye gidemezlerdi. Kurşun yarasının nasıl oluştuğunu öğrenmek için hastane polisleri onları sorguya çekerlerdi. Bunları nerden mi biliyordum ? Ben bir teşkilatta çalışıyordum. Sahaya inen 5 kişilik bir ekibin parçasıydım. Onlar, yani beni kaçıranlar beni fazla zararsız gördükleri için üstümü arama zahmetine girmemişlerdi. Arasalar bile takip cihazını bulamazlardı. Ceketimin içindeki astarı koparıp içine cihazı atıp dikmiştim. Beni bulamayınca konumumdan beni bulacaklardı o yüzden bu kadar rahattım.

Arkamdan yaklaşıp bayıltmasalardı şu an beni buraya sokamazlardı. Kulağım da kulaklık son ses müzik diliyordum sokakta. O yüzden geldiklerini bile duymamıştım.

Hafifçe doğrulmaya çalışınca acıyla inledim. Bu sadece canımı yakmıştı. Beni ağlatmak için daha farklı numaralara ihtiyaçları vardı.

Karşımda ki adam beni kaçırın adamların arasında değildi. Kimdi bu şimdi ? Kaçırıldığınım yerden mi kaçırılmıştım ?

"Sen kimsin ya ?" Dedim bıkkın bir sesle. Adamın yüzünde bir tebessüm oluştu. "Bana getirecek elmasları olmayan çalışanlara sahip  elmassız bir patronum." Dedi. Son kısmı söylerken dudaklarını büzmüştü. "Buna üzülmem mi gerekiyor ?" Dedim, alayla. "Seni ne üzer ? Ne ağlatır ?" Dedi, birden.

Düşündüm, uzun süre düşündüm. Beni ne üzerdi ? Annemin gözümün önünde ölümü beni kahretmişti. Çok üzmüştü Ama anneme verdiğim söz yüzünden bu olaya bile ağlamamıştım. Beni ağlatabilecek bir şey bu dünya da yoktu sanırım.

"Niye soruyorsun beni ağlatmak için mi ? Beni fiziksel şiddettin ağlatamayacağını hala anlamadın sanırım ?" Dedim, yüzümde alaylı bir sırıtış vardı. "Ben ağlamayı unuttum patron. Duygusuz biriyim ben." Dedim, bunun ne kadar doğru olmadığını bilsem de.

Uzun süre bana baktı. "Ağlarsan seni bırakacağım." Dedi, inandım mı ? Tabi ki hayır! "Karşında aptal mı var ? Ne sanıyorsun senin bu sözünden sonra hıçkıra hıçkıra ağlayacağımı mı ?" Dedim, sinirlenmiştim. "Peki öyle olsun." Dedi, benim aksime sakindi.

"Burası istanbul mu ?" Diye sordum. Hala istanbulda olsak çoktan bulunmuş olurdum çünkü. " Hayır. Yalova'dayız." Dedi, o zaman 1,2 güne gelirler...

1 Hafta sonra...
HALA BENİ BULAMADILAR İNANA BİLİYOR MUSUNUZ ? Burdan kendi imkanlarımla çıkmam gerekecek sanırım. Ayağım iyileşmişti. Zaten sıyırmıştı. Bu gün kaçıcaktım. Bir haftadır izliyordum. Tuvaletin içinde cam vardı Ama camın altında bir adam vardı. Beni tek başıma tuvalete göndericek halleri yoktu. Aralarından 2 tanesinin silahında susturucu vardı. Biri beni vuran diğeri yakışıklı olandı. 3 öğün yemeğim geliyordu. Sabah beni vuran, öğlen patron bozuntusu getiriyordu.

Benimle konuşup gidiyordu. Akşam ise yakışıklı olan. Akşam kaçma olasılığım daha yüksek olduğu için onu seçmiştim. Yemeğimi bitirene kadar başımda bekleyip tabağı alıp gidiyorlardı. Yemeğimi bitirip tabağımı alıp götürmeden önce ondan beni tuvalete götürmeseni rica edecektim. Tuvalete girince cam sesi çıkarıcaktım. O da içeri girecekti tabiki. Girdiği zaman silahını alacaktım. Camdan adamları halledip buradan kaçacaktım. İnşallah adamın üstünde telefon cüzdan vs. Vardır. Yoksa vapura binecek parayı dışarıda ki adamlardan bulmam gerekecekti. Oda da bir tane saat vardı şu an saat sabah 10.26 idi. 4 dakika sonradan kahvaltı yiyecektim.

7 saat 34 dakika sonra...
Akşam yemeğim gelmişti. Yemekte makarna ve köfte vardı. En sevdiğim yemekler. Yavaş yavaş yerken hem tadını çıkarıyor hem adamın silahının yerini anlamaya çalışıyordum. Sanırım arkasındaydı. Yemeğimi bitirmiştim. "Beni
Tuvaletim geldi. Tuvalete gidebilir miyim ?" Adam bir bana bir de kapıya baktı. Sonra gel anlamında elini salladı. Hemen ayağa kalktım.

Tuvaletin koridorunda duran kişi yoktu çünkü tuvaletin koridorunda duran kişi şu an beni tuvalete götürüyordu. "Uzun sürmesin." Dedi, diğerlerine göre yumuşak bir sesle. Başımı aşağı yukarı salladım. Tuvalete girip kapıyı kapatım. Kitlemedim. kitlersem kırardı. Kırarsa ses çıkardı. Ses çıkarsa yakalanırdım. Biraz bekledim etrafa baktım ve cama atıcak bir şey aradım.

En mantıklısı diş macunun kapağı geldi. Bunun burda ne işi yaradığını sonra düşünecektim.

Sert bir şekilde cama fırlattım. Ses çıktı. Dışarıdan duyulduğuna emindim. Bunu kanıtlamak ister gibi "Hey, iyi misin ?" Dedi, adam. Bekledim cevap vermedim. "Bak içeri giriyorum." Zaten bunu istiyordum.

Dışarıdan bir mırıldanma geldi. Ne dediğini anlamadım. Elimde havlu gelmesini bekliyordum. Kapıyı bir anda açtı. Havluyla hemen ağzını kapatıp sıkı bir düğüm attım.

"Hoşgeldin." Dedim, alayla. Yüzünde hala şaşkınlık vardı. O şaşkınlığını atana kadar elerini ve ayaklarını da bağlamıştım.

"Kolları yukarı alalım. Hadi" adam şokla beraber ellerini havaya kaldırdı. Hızlı bir şekilde. Üstünü aradım.

Kahretsin! Silahı üstünde değil. Hemen telefonunu alıp Uğuru aradım. Bu olasılığıda düşünmüştüm.

"Alo, kimsiniz ?" Dedi Uğur. "Benim Elmas 1 haftadır aramadığınız ekip arkadaşınız olan ! Neyse şu an senle tartışamam beni kaçırdılar. Hemen gelin Yalovada'ymışız. Onu biliyorum bir tek. Ama siz yine de bir bakın. Çabuk olun gerekirse uçakla gelin Ama beni burdan kurtarın !" Dedim, konuşurken ses tonumu alçak tutmaya çalışıyordum. Ama sinirlenmiştim. "Neden kaçırıldığımı anlatacağım sonra. Hızlı olun." Diyip telefonu kapattım.

"Senin silahın niye üstünde değil ya ?!" Dedim bağladığım adama. "Ağzını açıcam Ama eğer bağırırsan duşa kabini kırar seni duşa kabinin camıyla öldürürüm. Tamam mı ?" Tamam anlamın da başını salladı.

"Sen nerde çalışıyorsun ?" Oldu ilk sorusu. "Beni araştırmayacak kadar tehlikesiz görmenize şaşırdım.İnsan kaçıracağı kişiyi bir araştırır dimi. Teşkilatta çalışıyorum ben." Dedim, sesimde alay vardı. "Ne teşkilat mı ? Ama senin dosyana bakmıştık ?" Dedi. Bu çocuk iyi miydi ya ? "Dosyamda teşkilatta çalışıyor mu yazıcaktı ?" Dedim, gülerek. "Tamam çöz beni hadi" dedi, bıkkın bir sesle. Bunu söylerken yapacağıma inancı olmadığına kalıbımı bile basabilirdim. "Ciddi misin sen ya ? Çözeyimde git patroncuğuna söyle dimi ? Yok bizimkiler gelene kadar burdayız. Başka biri gelirse ki inşallah gelir silahını alırım, onu da senin yanına bağlarım. Bu arada adın ne ? Merak ettim." Yüzün de bir tebessüm oluştu. Nedenini anlayamadım.

Bir anda bağladığım elini uzatıp "Yusuf, Yusuf Şahin" dedi, bende elimi uzatıp uzattığı eli sıktım. "Elmas, Elmas Demirel" dedim, ve ellerim ayrıldı.

Yavaşça yere oturup kendimi kapıya yasladım ve beklemeye başladım. Bi anda ayağımda bir acı hissettim ve gözlerimi açtığımda Yusufun ellerinin serbest olduğunu ayağıma iğne batırdığını gördüm. "Tatlı rüyalar Elmas." Dedi, yüzünde ki sırıtış sinirimi bozdu. "Allah belanı versin Yusuf." Son sözlerim bunlar oldu. Gözlerim kapandı.

💎✨💎

Selaammm
Beğendiniz mi bölümü ?
Her cumartesi bölüm atmayı planlıyorum.
Açıkçası az okunmasına morelim bozuldu. Etrafınızdakilere önerirseniz sevinirim. <3
Alt taraftaki yıldıza tıklamayıda unutmayın ✨

ELMAS Where stories live. Discover now