Yanımdan ayrılıp Demir'in yanına gitti ve omzunu tuttu. "Demir kes şunu!" diye bağırınca Demir öfkeden deli olmuş bir şekilde başını kaldırıp adama baktı ve sinirle kalktı.

Çok iyi, valla burada sinema izleyeceğimi aklımın ucundan bile geçirmezdim ama oldu işte. Çok da güzel oldu.

Adam Faik'i kadırdığı an Faik Demir'e bakıp adeta bir aslan gibi kükredi. "Seviryor musun lan kızı?!" diye sorunca kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.

Bu ego daha insan olma seviyesine bile çıkamamış, bir de kız mı sevecek? Yaw he he.

Demir öfkeli bir şekilde tekrar Faik'e yönelince adam onu durdurdu. "Küçücük kıza el sürecek kadar şerefsizsin!" diye bağırdı.

Küçük kız? Geri zekalın kafasına indirdim ama hâlâ küçük olup olmadığımı anlayamadı. Mal bu mal.

"İkiniz de siktirip gidin. Patron bakalım bu aptallığınızdan ne kadar para kesecek?" diyen adam hâlâ para düşünüyordu. Ama uyanık tabii, ben olsam ben de bu işteki kârımı düşünürdüm. Zeki ben.

Demir dudağındaki kanı sildikten sonra bana son kez baktı ve sinirle kapıdan çıkıp gitti. Faik'e neşeyle bakıp, "Bittiniz oğlum siz, paranızın yarısı gitti." dediğimde Faik bana öfkeyle bakıp, "Kes sesini küçük fahişe!" diye bağırınca öfkelendim.

"Sensin o Allah'ın cezası! İşte sen fiziksel olarak zarar veremeyince böyle sözlerle vermeye çalışan bir zavallısın!" diye bağırdım.

Adam üzerime yürüyünce içeriye gelen öbür adam onu durdurdu. "Adam ol, Faik. Yürü git yoksa kötü olacak." dedi. Faik de sinirle bana baktı ve kapıyı sertçe kapatarak siktirip gitti.

Oh lan, resmen iki kişinin de parasını ellerinden aldım. Bir taşla iki kuş.

Çok zekiyim, çok!

KÜRŞAT'IN ANLATIMIYLA:

Para dolu çantayı yatağın üzerine bıraktıktan sonra diğer çantayı da gazete kağıtlarıyla doldurdum.

Eğer kızı vermezlerse, bende parayı vermeyecektim. Eğer oyunu kurallarına göre oynarlarsa her şey daha iyi olurdu.

Çantalar hazır olduktan sonra, çekmeceden aldığım silahı pantolonumun arka kısmına sıkıştırdım. Eğer aptallık yapmaya kalkarlarsa kendimi savunacak bir alet yanımda bulunmalıydı.

Kimseye Afra'yı almaya gideceğimi bilmiyordu. Tek başıma gidecek ve kardeşimi tekrar eve getirecektim.

Tamamen hazır olduktan sonra çantaları aldığım gibi odadan çıktım. Geceydi ve hâlâ annem ve babaannem aşağıda yasa girmiş ağlıyorlardı.

Sessizce aşağıya indiğim zaman kuzenlerin de geldiklerini duyunca kendi kendime bir küfür savurdum. Beni görmemeleri için evin arka kapısından çıkacaktım.

Sessizce kapıyı açtığım gibi dışarı çıktım. Ömer beni kapının önünde bekliyordu. Çantaları eline verip, "Benim arabaya götür." dediğimde başını sallayarak, "Hemen efendim." dedi ve arabama doğru ilerledi.

Onu takip ettim. Gazete dolu çantayı sürücü koltuğunun yanına koyarken, para dolu çantayı bagaja koyup bagajı kilitledim.

Ömer'e dönüp, "Gidebilirsin." dediğimde bana bakmaya devam ediyordu. Tek kaşımı havaya kaldırdığım sırada sanki bir şeyler söylemek istiyor gibiydi.

"Efendim tek başınıza-" desiği sırada sözünü kestim. "Tek başıma gideceğim." dedim çok net. Arabaya bineceğim sırada tekrar ona döndüm. "Kimsenin haberi olmayacak." dedim.

Başını salladığı sırada arabayı çalıştırdım. İçimde zerre korku ve endişe yoktu, ama bir duygu hissediyordum. Onu göreceğim için heyecan vardı içimde...

Yarım saat sonra, otobana geldiğimde yolda çok az araba vardı. Araba farının aydınlattığı yolda giderken kaşlarım çatıktı. Kızı kurtardıktan sonra hepsinin canına tek tek okuyacaktım.

Birden telefonum çalınca kulaklığımı takıp telefonu açtım. "Alo? Kürşat Bayraktar! Neredesin?" Evet, bu ses o adamın sesiydi.

"Kaf dağının oradan atıma atlamış geliyorum. Aptal herif, salak salak konuşma ve sakın kıza dokunayım deme!" diye öfkeyle söylendim.

Güldü. "Parayı eksiksiz getirirsen kardeşini alacaksın. Ama eğer bir kahramanlık yapmaya kalkarsan... İşte o zaman kardeşin ölür." deyince dişlerimi sıktım. Bunu düşünmek bile istemiyordum.

"Kapa çeneni, 10 dakikalık yolum kaldı. On dakika içinde orada ol." Deyip telefonu kapattım. Bu şerefsizle her konuştuğumda kan beynime sıçrıyordu.

Yol boş olduğu için hızımı arttırarak arabayı kullanmaya devam ettim. Otobandan çıkıp direksiyonu ormana doğru çevirdim.

Ormana girdiğimde yol engebeli olduğu için arabayı kullanmam oldukça zordu ama ben yine de kızı daha fazla onların elinde bırakmak istemediğim için hızlı gidiyordum.

Gördüğüm araba farı ışıklarıyla yavaşladım ve silahımı koltuğun altına sakladım. Upps! Eli silahlı adamlar oldukça fazlaydı. Lanet olsun!

Arabayı kenara çekip içinden iki adımda inince, silahı bana doğru tuttular. Zorluk çıkarmadan ellerimi iki yana açıp havaya kaldırdım. Korhan serefsizi, "Arayın üstünü." diye emir verince üzerimi arayıp geri çekildiler.

"Evet Kürşat Bayraktar, ver bakalım parayı." deyince gülerek, "Önce Afra." dedim. Adamda benim gibi pişkince güldü. Etraf karanlık olduğu için verdiği tepkileri zorla görüyordum.

"Arabayı arayın." deyince yumruklarımı sıktım. Arabanın kapısını açtılar ama bagajın anahtarını ayakkabımın arkasına sıkıştırmıştım.

Birkaç dakika sonra arabadan gazete dolu çantayı çıkarınca küfür ettim. "Çanta burada, reis." dedi adamlardan biri.

"Getirin." Çantayı adama verince çantayı tek hamlede açtı. Açar açmaz da kaşları havaya kalktı. Yüzü öfkeyle kasılırken, "Oyun! Şerefsiz bize oyun oynadı!" diye bağırdı. Ayağa kalkıp bana bakınca ben ona çatık kaşlarla bakıyordum.

"Demek bana oyun oynadın Kürşat Bayraktar," dedi. "Bende sana hayatının oyununu oynayacağım." Arkamda bana silah doğrultmuş adama kaş göz işareti yapınca daha ben ne olduğunu anlamadan silahı kafama geçirdi.

İnleyerek kafamı tutarken, gözlerimin önüne gelen siyah bir boşlukla beraber kendimi yerde bulmuştum. Korhan şerefsizi, "Bırakın, kalsın burada." demişti.

Bilincim yavaş yavaş kaybolurken, gözlerimin önüne Afra'nın yüzü geldi. Kardeşimi kurtarmayı becerememiştim...

•••

• Nasıldı? Umarım beğenirsiniz.

• Kürşat'tan yazmak gerçekten zor, ve zorlanmaya da devam edeceğim sanırım hdjsjsksnnbmke

• Sınav haftasından önce attığım son bölüm bu maalesef, biraz bekleteceğim sizleri...

• Telefonu elime almaya fırsat bulursam bölüm yazmaya çalışacağım, umarım uzun sürmez.

• Diğer bölümde görüşmek üzere, hoşçakalınnn ☘️

Abi TerörüWhere stories live. Discover now