Cupido | Drew Starkey

-3

2.634.958 like

@tinistoessel: 26!!

@lalioficial: felix cumpleaños tinitaaaa 🤍

@austinnorth55: happy yearssss!!!!

@madelyncline: hbd babeeee💗

@nick_v_cirillo: gorgeous 💃

@brandonflynn: heyyyy olivia voight!!

gelen dogum gunu mesajlarina ve yorumlarina cevap vermek benim icin olum demekti. saat gecenin 03.43'tü. Arjantine geri donmustum. Caroll yanimda dakikalarca donup duruyordu.

"dur artik lutfen"diye hayiflanmaya basladim. "ne o bekledigin mesaj gelmedi diye bana mi saricaktin tinita?"

"mesaj falan beklemiyorum ayrica d-"

"ayrica da o yuzden mi saat 12'yi geçtiğinden beri deli gibi telefonuna bakıp duruyorsun?"

"hayir tabikii gelen mesaj mesajlara geri donuyorum hepsi bu."

"her seye bi bahanen var degil mi?"

tam caroll'a cevap vericekken telefonum calmaya basladi. oldugum yerde sicramistim. "anlasilan beklenen mesaj ya da herneyse geldi." diyerek guldu.

hemen ayaga kalkıp aramayi cevaplandirdim. "alo?"

"hey, umarim uyandirmamisimdir bu saatte?"

"hayir uyumuyordum."

"sevindim. ben sey icin aramistim, dogum gunun icin. dogum gunun kutlu olsun martina, son gorusmemiz de kotu ayrilmis olsakta seni ozledim."

"tesekkur ederim,bende seni ozledim. umarim yakin zamanda tekrar gorusuruz."

"umarim, neyse daha fazla mesgul etmiyim seni iyi geceler."

"iyi geceler." diyerek aramayi sonlandirdim. caroll, ne konustunuz dercesine yuzume bakiyordu. "bir sey demedi. dogum gunumu kutladı herkes gibi. neyse yatalim hadi."

"yatalim tabii konustunuz ya"

--

sabah gozumu caroll'un basimda cirlamasiyla uyandim. "kalk artik yeter yattigin!"

"bari bugun birak be-"kolumdan tutup cekistirerek kaldirmisti beni. "tanri askina caroll!!"

"hadi alta inelim, gel."

oflayarak pesinden gittim. sacimdaki tokayi cikarip bilegime taktim. onume dusen kisa saclari kulagimin arkasina atip merdiveleri indim.

"dogum gunun kutlu olsun!!"diyerek bana kosan madison'i idrak etmem 1 dakikami almisti. kollarimi ona sardim.

"napiyosunuz siz burada?" saskinligimi dizginlemeye calisiyordum. "dogum gunun? yeterli bi sebep bence." diyerek cevap verdi jonathan.

"arabayi zar zor park ettim ya" diyerek iceri giren drew'e gulerek baktim.

"aaa uyandin mi? 12'den once uyanmazsin diye dusunuyordum."

"o kadar da uykucu bi insan degilim, biliyosun."

"bildigimden yola cikarak soylemistim ama neyse." dedi sakalıni kasirken."

herkes donup ona bakmisti. "yani setten biliyorum. karavadan baya uyuyordu."

bi kac gece onda kalmistim, bi seylerde yasanmis gibiydi. pot kiricak diye korkuyordum.

"herneyse hos geldinizzz!!!"

--

dogum gunumu, evde kutlamaya karar vermistik. Kizlar bi kosede icip, kafayi buluyordu. bende austin ve drew ile balkonda oturuyordum.

"ne zaman donuyosun?" diye sordu austin.

"bilmem. bi isim yok  su anlik amerika'da. bi daha 4. sezon icin gelirim ancak."

"oho desene yaza kadar gorusmuyoruz."

"aynen oyle."

"neyse ben iceri geciyorum, takilin siz." diyip iceri gecti austin.

ikimizde konusmuyorduk. elimdeki kadehi yudumluyordum oylece. "sana yalan soyleyim." diye soze girdi.

"ne konuda?"

"o gece iste 'arkadaslik' konusunda"

"neyse olan oldu bos ver."

"hayir, bos veremem martina. seni seviyorum."

"siktir! ne?"

"duydun iste. seni seviyorum."

drew'e yaklasip onu opmustum.

haftalar sonra helö umarim begenirsiniz 💗