16- Geçmişin acısı

Começar do início
                                    

"Uyu annecim." Dedi Şule oğlunun saçlarını okşarken. Servet yarım saat sonra gelecekti eve.

"Ama uykum yok ki." Dedi Barlas dudaklarını büzerek.

Annesi onun bu tatlı hallerine kocaman gülümsedi ve cevap verdi: " Ama uyumayan çocuklar büyüyemez ki. Hem sen süper kahraman olup beni kurtarmayacak mıydın?"

Annesi Barlas'a çoğu zaman kahramanım diye seslenirdi. Barlas gözlerini kocaman açtı. "Uyumazsam fasulye kadar mı kalırım ben?"

Şule güldü ve kafasını salladı. Barlas annesinin yanaklarını öptü ve hızla koktuktan aşağı indi.

" O zaman ben hemen uyuyacağım annecim. Büyüyünce de senin süper kahramanın olucam!"

Barlas koşarak odasına gitti ve yatağına yattı.

Şule Barlas'ın gidişini tebessüm ederek izledikten sonra mutfağa gitti ve yemek hazırlamaya başladı kocasına.

Tabakları sofraya dizerken kapı çaldı. Şule elini eteklerine sildi ve seri adımlarla kapıya gidip açtı.

Servet selam verme zahmetinde bile bulunmayıp içeri girdi. Allah'tan sarhoş değil diye geçirdi içinden.

Kapıyı kapatıp Servet'in peşinden mutfağa girdi. Önce tabaklara çorba doldurdu ve Servet'in karşısındaki sandalyeyi çekip çorbasını içmeye başladı.

O sırada karnın hafif bir sancı girdi ama belli etmedi. Sekiz aylık hamileydi yani şimdi doğamazdı kızı.

İçinden dualar etti sancısının geçmesi için. Öyle de oldu, bir kaç dakika sonra sancısı geçti. Şule teşekkür etmek istercesine okşadı karnını.

Nihayet yemek bittiğinde Servet salona geçip televizyon izlemeye başladı.

Şule'de bulaşıkları yıkayıp salona geçti ve bir koltuğa oturdu. Servet geldiğinden beri ilk defa ağzını açtı ve konuştu.

"Köşede bir yerde paran var mı?" Şule geldiğinden ber ağzından çıkan ilk cümlenin bu olmasına kırıldı ama her zaman ki gibi içine attı.

"Yok." Servet kaşlarını çattı ve yayıldığı koltukta dik bir pozisyona geçti. "Yalan söyleme bana."

Şule yutkundu ve konuştu. Son parasını bir kaç gün önce oğluna araba alarak harcamıştı ve cebinde beş kuruşu yoktu.

"Yalan söylemiyorum sana."

"Cüzdanında yüz lira vardı en son?" Tek kaşını kaldırarak sordu Servet.

"O parayla Barlas'a araba aldım geçen hafta." Dedi çekinerek.

Servet öfke ile saçlarından geçirdi ellerini. "Sikmişim Barlas'ını. O çocuğa neden oyuncak alıyorsun ki sen!"

"Dediğin gibi o bir çocuk ve çocuklar oyuncak ile oynar."

Servet "öyle mi?" dercesine baktı alayla ve ayağa kalktı. " Nereden buluyorsan bul ve bana para ver!" Delirmiş gibiydi, gerçi bu onun her zaman ki haliydi.

"Beş kuruş param yok diyorum sana neden anlamıyorsun?"

Servet eline geçen yastığı yere fırlattı. Etrafta kırılacak ne varsa daha öncesinden kırmıştı çünkü.

" İki gündür ağzıma alkol süremiyorum lan ben!" Diye bağırmaya başladı.

Şule daha fazla dayanamayarak ayağa kalktı. "Bağırma. Hem içmesen dünyanın sonu-

Cümlesini tamamlayamadan yanağına yediği tokat ile beraber başı yana savruldu.

Acıyan yanağını tutarak kafasını kaldırdı ve uzaklaşmak için salondan çıkıp mutfağa girdi. Bir bardak su içti ve yüzünü yıkadı. Bu sırada mutfağa Servet girdi.

Babasının kızı / FİNAL/ Onde as histórias ganham vida. Descobre agora