8. Bölüm "BANA MECBURSUN"

Start from the beginning
                                    

"Beni öldürebilirsin... Yapmam diyorsun, ama yapabilirsin!"

"Seni öldürecek kadar kendimi kaybe..."

"Edebilirsin Melikşah! Kendine bu konuda güvenemezsin! Basit bir rahatsızlığa sahip değilsin. Son derece önemli hastalıklardan birine sahipsin. Ayrıca ilk evre falan değil hastalığın. Son evreye kadar gelmiş, artık gerktiği gibi tedavi olmalısın." Ona gerçekleri anlattığımda bir kere daha cevabının hayır olacağını biliyordum. Ama yine de şansımı denemek istemiştim.

"Hayır, Mihri. İlaçla tedavi falan olmayacağım."

"Birini öldürünce mi anlayacaksın işin ciddiyetini?" Keskin virajlardan usta bir şekilde dönen adam sinirden kızaran gözlerine rağmen araba hakimiyetini kaybetmemişti.

"Seni öldürmem Mihri. Hiçbir zaman kendimi o kadar kaybetmem."

"Beni öldürmesen bile bir başkasını öldürmeyeceğin garanti değil!"

"Başkası umurumda değil."

"Ama olmalı! Mahvedeceğin bir hayat var işin ucunda! Öldürdüğün kişi yüzünden yargılanacaksın! Durumun yüzünden ceza almasan da seni bir hastaneye kapatacaklar. En ağır ilaçlarla tedavi edecekler! Zorla!"

"Üstünü kapattıracak güce sahibim Mihri. Bu konuyu dert etme." Bir insanın hayatını son buldurmaya dünden hevesli gibi konuşurken sinirlerim iyice bozuldu.

"Allah'ım sen sabır ver..." Ellerimi saçlarımdan geçirirken defalarca tekrarladığım cümle sakinleşmeme yardımcı olmuyordu.

"Beni öldürmemek için kendini nasıl tutabileceksin merak ediyorum açıkçası. Krizlerin gittikçe daha da büyüyor. Başta bana zarar vermiyordun, kendini kontrol edebiliyordun. Ama en son kriz geçirdiğinde beni yerlere savurduğunu hatırlıyor olman gerek!" Yüksek bir sesle ona geçmişi açtığımda elinin altındaki direksiyonu sıktı.

"Deniyorum... Sana zarar vermemek için çok deniyorum ama olmuyor."

"Daha bana zarar vermeni engelleyemezken öldürmemeyi nasıl başaracaksın? Ellerinin altında cansız bedenimi gördükten sonra mı kavrayacaksın işin ciddiyetini?" Bağırarak yüzüne gerçekleri vurduğumda o yine de inadından dönmemişti.

"O kadar kendimden geçmem!"

"Bana zarar verebilecek kadar kendinden geçtin ama!" Diye çığlık atarcasına konuştuğumda bir cevap vermedi.

"Anlamıyorum, cidden anlamıyorum! Nedir bu tedavi olmama isteği! Seni herkesten gizli bir şekilde tedavi edebilirim!"

"Sana güvendiğimi nereden çıkardın?" Dediğinde beklemediğim yerden gelen darbeyle sarsıldım.

"Her arkamı döndüğümde benden kaçan kadına güvenecek kadar aklımı sıyırdım mı sence?" Söylediklerinden sonra histerik bir şekilde güldüm.

"Madem güvenmiyorsun, neden yanındayım hâlâ? Bırak işte beni! Bırak!"

"Seni bırakamam!"

"Neden Allah'ın cezası, neden? Güvenmiyormuşsun işte! Beni yanında tutman için bir sebebin yok!"

"Bir sebebim yok, doğru! Onlarca sebebim var çünkü!" Dedikleri beni bir kere daha şaşırttı.

"Ne?"

"Duydun işte! Onlarca sebebi var seni bırakmamamın! Bana iyi hissettiriyorsun, yanındayken öfkemi kontrol etmeyi deniyorum, sen varken yaşamak için sebebim varmış gibi hissediyorum lan daha ötesi var mı?" Yutkundum. Derince bir yutkunuştu bu. Bütün vaveylalarımı yutan bir yutkunuş...

SARMAŞIK +18Where stories live. Discover now