bölüm 4

567 26 4
                                    

"Bu daha bir başlangıç."

Derya, elinde sıkı sıkı tuttuğu o kağıda bakarken bütün vücudunun yavaş yavaş kasılmaya başladığını hisseder. Kalp atışları hızlanmış, nefes alışı zorlaşmıştır. Kağıda uzun uzun baktıktan sonra sonunda kafasını yana çevirerek Önder'e bakar. Kendi kafasında geçenleri, hissettiği o korkuyu ve endişeyi Önder'in yüzünde de görebiliyordur. O da tıpkı kendisi gibi neye uğradığını şaşırmış bir vaziyette bir kağıda, bir Derya'ya bakıyordur. Derya konuşmak için ağzını açsa da hiçbir kelime çıkmaz.

Derya'nın kasılan ellerini, titreyen vücudunu fark eden Önder ise ellerini yavaşca Derya'nın ellerine doğru götürüp kavrayarak elinden kağıdı almaya çalışır.

"Derya.." diye seslenir kısık bir ses ile ancak onun tekrar elindeki kağıda odaklandığını görür.

"Derya..iyi misin?"

Derya tekrar kafasını kaldırdığında Önder'in endişeyle bakan gözlerini görür. Yutkunur, zor da olsa tekrar bulduğu sesiyle cevap verir.

"Bu ne demek Önder? Ne oluyor böyle? Kim yapıyor bunu?"

"Bilmiyorum Derya...inan bilmiyorum ama çözeceğiz. Sen sakin ol."

Bir süre hiçbir şey demeden dursa da daha fazla dayanamayarak birden ayağa fırlar.

"Yok bu böyle olmayacak."

Tam odadan çıkmak üzereyken aynı hızla ayağa kalkan Önder, Derya'nın kolundan tutarak son anda durdurur.

"Derya dur! Nereye gidiyorsun?"

"Dışarıya bakacağım belki bir yere saklanmış izliyorlardır artık her kimse bunlar.. Kimseden korkum yok benim Önder. Evimi taşlamak ne demek ya?! Ne sanıyor bunlar kendilerini..kim bunlar?!"

Derya'nın anlık hissettiği o korku yerini büyük bir öfkeye bırakmıştır. Bu olayın çocukların bir süredir bulundukları durumla alakalı olup olmadığını düşünmeden de edemiyordur bir yandan. Son zamanlarda alışık olmadıkları o kadar çok şey olmaya başlamıştır ki, bütün bu olup bitenlerin belli bir sebepten dolayı ortak noktalarının olduğuna inanmak en mantıklısıymış gibi geliyordur.

"Tamam, haklısın..çok haklısın ama önce senin sakin olman lazım. Bırak ben bir çıkıp bakayım. Sen bekle burda."

Derya itiraz etmek için hazırlanırken Önder sözünü keser.

"Derya lütfen..ben bakıp geleceğim, lütfen." diye tekrarlar.

Her ne kadar istemese de daha fazla itiraz etmeye çalışmadan Önder'in gitmesine izin verir. Odanın içinde bir ileri bir geri yürüyerek Önder'i beklerken birden yerinde durmasını sağlayan bir şeyi fark eder. Oldukça uzun bir zaman sonra, birisi onun için bir şeyler yapıyordur. O söylemeden düşünüyor, o istemeden, dillendirmeden yapıyordur. En son acaba ne zaman bir konuda yalnız olmadığımı hissetmiştim.. diye geçirir içinden. Ne kadar önemsiz, küçük bir ayrıntı gibi gözükse de, Önder'in tanıştıklarından beri belki bilinçsiz belki de bilinçli gerçekleştirdiği bu davranışlar Derya'nın çok uzun zamandır aklına dahi getirmediği gerçeklerin kapısını aralamayı başarmıştır.

Derya kendini bu içsel kargaşanın arasında kaybetmek üzereyken Önder'in ayak sesleriyle kendine gelir.

"Noldu? Görebildin mi birini?"

Önder derin bir nefes bırakarak cevap verir. "Yok..kimse yok. Kamera kaydına denk gelir miyiz acaba diye şöyle bir etrafa bakındım ama o da yok."

Derya bir elini beline dayamış diğer eliyle alnını ovalarken Önder'in sesiyle kendini tekrar ona bakarken bulur.

"Derya..sen de benim düşündüğümü düşünüyorsun değil mi? Çocukların başındaki bela her neyse artık bununla da bir bağlantısı olmalı."

YakamozWhere stories live. Discover now