33. BÖLÜM | sorunlar azalıyor

Start from the beginning
                                    

İşimizi erkenden halledelim

Erken olsun güç olmasın

Canım atalarımız hep haklı

"Sakin ol. Bekle bir" hışırtı sesleri geldiğinde kuzey amcamın başka bir yere geçtiğini anladım çünkü konuşma sesleri de kesilmişti ya da ben çok zekiydim. Bence ikincisi "Ne oldu" oy senin telaş yapan sesine kurbanee

"Hani sen hep dersin ya adalet olmazsa yemek yiyemezdik, bara gidemezdik, oyun oynayamazdık, kıyafet giyemezdik, yürüyemezdik, doğamazdık, kumar oynayamazdık"

"Öyle mi dermişim?"

Anında başımı aşağı yukarı salladım "aynen öyle dersin. Şimdi ise benim adalete ihtiyacım var ve aracı sensin. Kendini bir cellat olarak düşünebilirsin. Baban kim? Cellat. Ulan bu benim aklıma neden geldi yaa. Of! Şimdi aklımda sürekli bu olur. Ama sen cellat olmayan cellat olacaksın. Ayrıca kırbaç, işkence ya da idam görevlisi de olmayacaksın. Sen zararsız bir cellat olacaksın. Baban kim? Cellat. Al yine aklıma geldi. Neyse, nerdesin? Oraya geleceğim"

"Şu an ciddi mi olduğunu yoksa benimle maytap mı geçtiğini sorguluyorum" dediğinde güldüm.

Pekala, ciddi olamamak benim suçum değildi. Ben ne yapayım ciddi olamıyorsam. Ayrıca işin sonunda ölüm olmadığı sürece ciddi olmayı düşünmüyorum. İşin ucunda ölüm olması dışında hiçbir sorun yok.

Öleceksin

"Evde misin?" Diye sorduğumda "evet" dedi ama sesi kararsız çıkıyordu. Muhtemelen boş bir şey için aradığımı düşünüyordu. Hayır, kuzey amcama da bir şey diyemiyordum çünkü ben olsam... ben de beni ciddiye almazdım

Ama rüzgar abim beni hep ciddiye alıyordu. Sorun insanlarda mı yoksa rüzgar abimde miydi bilmiyorum ama nedense rüzgar abim ağzımdan çıkan tek bir harfi bile ciddiye alıyordu. Mesela alayla 'bacağım ağrıyor' desem o gün ayakta dolandığını görürse bana kızıyordu, vazgeçtim, kızamıyordu ama olsun. Kaşlarını çatmaya çalışıyordu, yapamıyordu. Benimle ciddi konuşmaya çalışıyordu, konuşamıyordu. Benimle küsmeye çalışıyordu, küsemiyordu.

Sert görünüyordu ama asla sert veya sinirli olamıyordu. En azından benim karşımda olamıyordu. Ufak laflara ya da davranışlara alıncak potansiyelde biri değildim ama rüzgar abim bana öyle bir davranıyordu ki sanki bana işim var dese alınacağımı düşünürdü. Ya da ben odaya girdiğimde bakışlarını bana kaldırmazsa kırılacağımı düşünürdü. En ufağı kaşlarını çatsa benim alınacağımı düşünüyordu ama alınmıyordum, kırılmıyordum, küsmüyordum. Gel de bunu Rüzgar abime anlat

Ben de rüzgar abimin yanında dikkat ederdim kendime. Yani, rüzgar abimin yanında elbette rahattım ama mesela ben de rüzgar abimin yanında ayaklarımı uzayabilir miyim diye soruyordum. Ya da sakız çiğniyorsam rüzgar abimle konuştuğumda çıkarırdım, konuşmamız bittiğinde de tekrar çiğnemeye devam ederdim. Rüzgar abimin yanında hiçbir zaman kasıntı gibi oturmazdım sadece karşısında saygısızlık yapmak istemezdim. Yani benim ayağımı uzatabilir miyim diye sormam çekindiğimden değil, saygısızlık yapmak istemediğimdendi.

Kuzey amcam evinin konumunu attığında vedalaşıp telefonu kapattım ve dosyaları elime aldım. "Ben kaçar o halde" kapıyı açtığımda çıkacakken Metin abim her zamanki uyarısını dike getirerek "dikkat et" demeyi unutmadı. Sadece başımı salladım

Abilerim mi ?Where stories live. Discover now