"Peki müsaitseniz yarın bi konuşsak? Bence sizi ikna edebilirim."

"Aslında ben de görüşelim diyecektim ama yarın gibi erken bir zamanı tahmin etmemiştim ama olur."

"Yarın yine Hayal kafede görüşelim ozaman. Saat 1 uygun mu?"

"Uygun. O saatte görüşmek üzere."

Telefonu kapatıp son günlerdeki en yakın dostumu arayıp haber verdim hemen. Talha kendisi de geleceğini beni tek bırakmayacağını söyleyince işime geldi kabul ettim. Çünkü tek başıma ne konuşacağıma dair en ufak bir fikrim bile yoktu. Heyecanım üst seviyede olmasına rağmen bunu bastırmaya çalışıp soru çözmek için masamın başına geçtim. Telefonumu uçak moduna aldım anında ve gündelik hayatla bağımı koparttım.

Sabah olunca görüşmeyi yapmak için aileme haber verdim ve kahvaltıdan sonra hazırlanıp çıktım evden. Hayal kafeye geldiğimde Talha çoktan gelmiş dünkü çocukla konuşmaya başlamıştı bile.

"Merhaba."

"Hoşgeldin kanka. Biz de senin işle ilgili konuşuyorduk."

Gülümseyerek oturdum yanlarına. "Menajerlik mi yapıyorsun bana?"

"Neden olmasın? Bence sen bu sesle daha ne işler yaparsın. Benim gibi bir menajer lazım sana."

Gülerek gözlerimi teklifi yapana çevirdim. "Kusura bakmayın. Talha biraz şakacıdır."

"Bence haksız sayılmaz. Sesinizin bize çok fazla kapı açacağına inanıyoruz hepimiz."

"Abartmasanız? Ben alışık değilim ve açıkçası buraya gelirken bile tereddütlüydüm. İnsanların içinde bir deli cesaretiyle dün söyledim evrt ama sürekli bunu yapacak kadar cesur muyum bilmiyorum."

Talha girdi lafa. "Kızım sen herkesi, onlar seni rezil edeceğini sanırken yerin dibine sokmuş, heveslerini kursaklarında bırakmış nir kızsın ve bunu tüm okulun olduğu bir yerde yaptın. Şuan kiminle konuşsam senin tarafında. Sen kendinin farkında değilsin sadece. Kendine izin ver."

"Talha haklı. Biraz konuştuk kendisiyle. Yaşananlardan bahsetti. Daha doğrusu ben merak edip sordum Talha da yüzeysel olarak anlattı durumu. Ben bu konuda da yardımcı olabilirim belki."

"Nasıl yani?"

"Sen...Sen diyebilirim değil mi?"

"Şey...Tabi ki. Sizli falan zaten garip gelmişti."

İkimiz de karşılıklı gülümseyince devam etti konuşmasına. "Sen kırılmışsın. Hem de epey derinden. Talha intikam almanı, onları pişman etmeni istiyor ama sen pek istekli değişmişsin bu konuda."

"Açıkçası intikam benlik birşey değil."

"Ama bir söz vardır. İntikam almayı sevmem ama ödeşmek adettendir. Sen de ödeşmek istemez misin?"

"Nasıl olacak ki o? Ne yapabilirim mesela?"

Önümüzde 3 haftamız var. Talha'nın anlattığı kadarıyla okul birincisi olmana rağmen biraz asosyalmişsin."

Talha'ya bakıp gözlerimi devirdim. "Herşeyi mi anlattın?"

"Ne yapayım kanka. Dün çok kötüydün. Ateş geldi falan olayı merak etmişler. Sana sormadan anlattım kusura bakma ama bunlar üniversite öğrencisi. Bize fikir verebilirler diye düşündüm."

"Kızma arkadaşına. Gerçekten dünkü halin hepimizi etkilemişti zaten. Şarkı söylediğinde de sadece şarkı söylemediğinin hepimizin farkındaydık. Taze bir acın olduğunu anlamak zor değildi. Bu yüzden de öğrenmek istedik. Eğer seni üzüyorsa konusunu açmayız bir daha hiçbirimiz."

Yalnız Çiçek Where stories live. Discover now