Adsız Bölüm 11

Start from the beginning
                                    

"Yakında eve gideceğim. Adımları birkaç kez daha gözden geçirmek istiyorum."

Jimin sinirle oflamıştı ama sonunda kapıya doğru ilerledi. Parmağını Hoseok'a doğrultup elinden gelen en sert sesle, "Bir saat içinde evde olmazsan, seni kendim almaya geleceğim," dedi. 

"Git," dedi Hoseok, gülümsemesini bastırarak.

Jimin, "Gidiyorum" dedi ve kapıyı arkasından kapattı. Hoseok hafifçe bacaklarına vurup kendi kendine başını salladı.

"Tamam, Hoseokie, hadi tekrar yapalım."

Ayağa kalktı, ellerini kalçalarına dayadı ve belini esnetti. Müzik setinin oynat düğmesine bastıktan sonra müziğin başlamasını bekledi, tekrar dans rutininin içinden geçerek, ritimde ve uzuvlarının akışında kayboldu.

Müziğin zihnini boşaltmasına izin verdi, sadece müziği, kesik nefesinin sesini ve kanında akan neşeyi dinledi.

Yakışıklı, sırıtan bir yüzün görüntüsü aklına geldiğinde tökezledi, yüksek bir gümbürtüyle yere düştü. Düşmenin yükünü çeken dizini ovuşturarak yüzünü buruşturdu.

Müziğin gümbürdeyen bası kulaklarına dolmadan önce, pencere gıcırtısına benzeyen ve yüksek sesli kahkahaları neredeyse duyabiliyordu.

Hoseok içini çekip kollarını dizlerine dayadı, yere bakmak için başını eğdi. Beyaz Gün'den beri, bir yüzün zihninde şimşek çakması ya da yumuşak bir sesin kulaklarında oyalanması gibi benzer küçük anlar yaşıyordu.

Sahip olmadığını bildiği anılar, onları yakalamaya çalıştığı anda belirsizleşip hızla solup gidiyordu.

Hayali yüz bir erkeğe aitti, Hoseok o kadarını bir araya getirebilmişti. Yumuşak karamel rengi saçlar, derin ışıltılı gözler, dolgun dudaklar ve midesinde kelebeklerin uçuşmasına neden olan büyük bir gülümseme...

Bu çok saçmaydı, çünkü hayali bir adam onu sersemletip heyecanlandırmamalıydı. Sanki bilinçaltı, içinde sıkışıp kaldığı erkek arkadaşsızlığını hafifletmek için, tüm ideal özelliklerini uydurma bir erkekte bir araya getirmişti.

"Bu bir rüya, Hoseokie," dedi kendi kendine tekrar ayağa kalkarak.

Müzik setine yöneldi ve müziği kapattı. Sessiz stüdyoda bir an durup boşluğa göz gezdirdi. Hiç tanımadığı bir ses duymayı umarak, sonunu hiç duymadığı bir cümleyi bitirerek, odaya hakim olan sessizliği dinledi.

"Sanırım ben-" Hoseok gözlerini sımsıkı kapattı.

"Bir rüya gördüm" diye tekrarladı, parmakları hiç tutmadıkları bir şeyi kavrayarak.

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Hoseok'un odasının kapısı gürültüyle açıldığında Taehyung ceketini giymeye çalışırken sendeleyerek içeri girdi.

"Hyung, gidelim." 

Hoseok telefonundan başını kaldırırken yargılayıcı bir şekilde tek kaşını havalandırdı.

"Nereye? Neden? Ve son olarak, hayır."

"Hyuuung!" diye mızmızlandı Taehyung, protesto etmek için kollarını salladı, ceketi yarı açıktı, bir kolundan sarkıyordu. Hoseok omuz silkti ve dikkatini tekrar telefonuna verdi.

"Hâlâ herhangi bir cevap duyamıyorum ve yeni hayatımın ilk hedefi, sizin yapmamı istediğiniz hiçbir şeyi asla ama asla yapmamak."

"Bu haksızlık ama, bir seferlik bir şeydi o." Hoseok gözlerini kırpıştırdı ve Taehyung'a inanamayarak baktı.

"Bir seferlik bir şey de beni komaya soktunuz."

"Sadece bir kez oldu! Hem herkes hata yapar."

"Evet hyung, biraz bağışlayıcı ol," dedi Jimin, Taehyung'un omzunun üzerinden belirerek. Taehyung'un sallanan ceketini tuttu ve diğer kolunu geçirmesi için kaldırdı.

"Teşekkürler Chimchim."

"Bir şey değil, Taetae." 

Hoseok tavana bakarken sabır ya da yeni oda arkadaşları için dua etti. Tercihen ikincisi iyi olurdu. Derin bir iç çekti.

En sonunda vazgeçerek "Nereye gidiyoruz?" diye sordu.

"Geri ödeme alıyoruz," diye açıkladı Jimin, dolabından Hoseok'un ceketini aldı ve ona doğru fırlattı.

"Nereden?"

"Şaman hanımefendiden" dedi Taehyung, Hoseok'un arkasından gelip onu hafifçe kapıya doğru iterek.

"Nereye gidiyoruz?" Hoseok durmaya çalışmıştı ama Taehyung onu ileri doğru itti.

"Bizi tamamen kazıkladı."

"Evet, çok kötü kazıkladı hem de. Hayatının aşkını bulman gerekiyordu."

Taehyung, Hoseok'u kapıdan çıkarıp apartman koridoruna çıkarmayı başardı.

"Ya da birkaç aylığına yatacak birini," diye ekledi Jimin, dairelerini kilitleyip sırıtan bir ifadeyle onlara dönerek.

"Hadi gidip paramızı alalım ve biraz et yiyelim!"

"Bekle, hayır, ben bunu kabul etmedim."

Hoseok, Jimin ve Taehyung birer kolundan tutup onu merdivenlerden aşağı götürürken boş yere itiraz ediyordu.

"Ayrıca o para benim doğum günü hediyem içindi."

"Et, et, et,"

Taehyung tezahürat ederek Hoseok'u görmezden gelip ileri atlarken Hoseok, eve döner dönmez yeni oda arkadaşları için gazeteye bir ilan vermeyi aklına not etti.

TANIDIK HAYALET ⟬ 2SEOK ⟭Where stories live. Discover now